RAMİ KÜTÜPHANESİ ‘TÜRK-İSLÂM OKÇULUĞU YAZMA ESERLER SERGİSİ’YLE ŞENLENDİ!

Yazma eserler üzerinden Türk-İslâm okçuluğunun dünden bugünü yolculuğu Rami Kütüphanesi’nde günümüz insanının irfanına arz ediliyor.

‘Türk-İslâm Okçuluğu Yazma Eserler Sergisi’nde Türk-İslâm okçuluk âlet ve ekipmanlarıyla birlikte okçuluk özelinde 30 kadar yazma eser, murakka’lar, minyatürler ve hüsn-i hat eserleri yer alıyor.

Sergide sanatseverlerin ilgisine sunulan kalem güzellerinin arasında kemankeş hattatlarımızdan Necmeddin Okyay’ın yazıları dikkatleri üzerine çekerken, Hattat Bursalı Mehmed Râşid Efendi’nin 1302/1885 tarihinde kaleme aldığı, Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi envanterine kayıtlı “Ok gibi doğru olsam atarlar yabana beni/Eğri yay elde kalır menzil alır doğru ok” ibareli celî sülüs levha, ziyaretçilerine okçuluk üzerinden doğruluk umdelerine müteveccih asliyet ve terkip şuurları takdim ediyor.

5 Temmuz 2024 tarihinde Rami Kütüphanesi’nde ziyarete açılan sergide Türk-İslâm medeniyetinin önemli askerî ve kültürel unsurları arasında tâdâd edilen okçuluğun ilmî, teknik, tarihî, ictimâî hususiyetlerini sanat ve estetik zaviyelerde anlatan yazmalarla beraber yaylar, oklar, yay ekipmanları, levhalar ve murakka’lar teşrih masasına yatırılıyor.
Etkinliğin mimarlarından, Türk-İslâm Savaş Sanatları Araştırmacısı Ahmet Sözer ve Türkiye Yazma Eserler Kurulu Başkanlığı Yazma Eser Uzmanı Arafat Aydın ile birlikte temâşâ ettiğimiz sergide öznesinde savaş sanatları olan el yazmalarına, Yazma Eser Uzmanı Arafat Aydın’ın rehberliğinde müşfikâne nazar edelim.

“Tabsıratü Erbâbi’l-Elbâb fî Keyfiyyeti’n-Necât fi’l-Hurûb”, Marzi b. Ali et-Tarsusi tarafından savaş sanatları ve harp aletlerine dair kaleme alınarak Selahaddin-i Eyyubi’ye ithaf edilmiş. Harp mühendisliği alanında yüzyıllarca temel kaynak eser olarak kullanılan yazmanın muhtelif varaklarında mancınıklar, kuşatmalarda kullanılan dev kundaklı yaylar, burçlara kurulup 4, 5 veya 8 yöne büyük oklar atabilen savaş makinelerinin yapımı, kullanımı ve çizimleri yer alıyor. Yazmada ayrıca mızrağa eklenen küçük yay mekanizması, karşıt ağırlıklı mancınık ve çeşitli savaş aletlerinin çizimleri, tarifleri ile birlikte yer alıyor.

“Kitâbü’l-Vâzıh fi’r-Remy”, Abdurrahman b. Ahmed et-Taberi’nin İslam okçuluk literatürünün öncü eserlerinden Kitabu’l-Vazıh fi’r-Remy adlı eserinin müzehhep nüshası. Eserde askerlerin el ve vücut biçimlerine göre oluşturulan, “Ebu Hâşim, İshak ve Tâhir-i Belhî” adlarıyla bilinen üç temel okçuluk okulu ayrıntılı olarak anlatılıyor.

“Kitâbü’l-Gazve ve’l eser”, Cihâd  Muhammed b. Lacin el-Hüsâmî et-Trablusi’nin silahşörlük tekniklerine dair kaleme aldığı ve Selahaddin-i Eyyubi’nin babası Necmeddin Eyyub’a ithaf ettiği eserinin Ahmed b. Şahid el-Ezheri isimli müstensih tarafından 878/1473 yılında istinsah edilen nüshası. Memlük devrinin ünlü kargı ustası ve harp uzmanı Muhammed b. Laçin el-Hüsâmî, bu eserini, Selâhaddîn-i Eyyubî’nin babası Necmeddin Eyyub’a ithaf etmiş. Eserinde silahşörlük tâlimlerinde gerekli teknikleri “bend”lerden oluşan bölümlerde kısa ve öz bir anlatımla kaleme alan müellif, yazmanın başında “gazâ ve cihadın en faziletli amellerden” olduğunu söyledikten sonra, askerin savaşa hazır olmak için gerekli tâlimleri yapmasının vâcip olduğunu vurguluyor. Gazâ ve cihad yolunda tâlim yapıp savaşanları “Allah’ın askeri” diye niteleyen eserde dile getirilen teknikler yakın dövüşte saldırı ve düşmanı karşılama odaklı. Yazma nüshası ayrıca kargı kullanımı ve yakın çarpışmaya dair bilgileri de hâvî.

Buğyetü’l-Kâsıdîn fi’l-Ameli bi’l-Meyâdîn, Münyetü’t-Tullâb fî Ma‘rifeti’r-Ramyi bi’n-Nüşşâb, el-Kasîde fi’r-Remy, Kitâbü’l-Hülâsa (en-Nüşşâb), Kitâbü’l-Hidâye fî İlmi’s-Sebk ve’r-Rimâye, Kitâbü’l-Îzâh fi’r-Remy, el-İfâde ve’t-Tabsîr li-Külli Râmin Mübtedi’in ev

Mâhirin Nıhrîr bi’s-Sehmi’t-Tavîl ve’l-Kasîr, Urcûze fî İlmi’r-Rimâye, Kitâbü’l-Kemâl fi’l-Fürûsiyye, Silahşörlük Risâlesi, Umdetü’l-Mütenâsilîn, Bahtiyarzâde Risâlesi, Tuhfetü’l-Guzât, Fezâ’ilü’l-Cihâd, Künhü’l-Ahbâr, Kavsnâme, Fezâ’il-i Remy, Kânunnâme-i Rumât, Kavâ‘idü’r-Remy, Hadîs-i Erba‘în li-Fezâ’ili’r-Remy, Tuhfetü’l-Hasîb, Risâle fi’r-Remy, Kevserü’l-Hayât ve Mücellâ’ü’r-Rumât, Tomar-ı Sâhib-i Menâzil-i Meydân-ı Tîrendâzân, Minhâcü’r-Rumât, Kavsnâme ve Oknâmeler ve Okçuluk Türk-İslâm Okçuluğu Yazma Eserler Sergisi’nin her biri diğerinden âlâ keyfiyeti hâiz savaş sanatları ve okçuluk özelindeki yazma eserlerin serlevhalarını teşkil ediyor.

AHMET SÖZER: BURADAKİ ESERLER TARİHİMİZİN ÇOK ÖZEL NESNELERİ

Türk-İslâm Savaş Sanatları Araştırmacısı, Kemankeş Ahmet Sözer ile sergi ziyaretinin ardından yazılı odamızda gerçekleştirdiğimiz hasbihalde “Rami Kütüphanesi'ndeki sergi Türk-İslâm savaş sanatları ve okçuluk tarihimiz için ne/neler ifade ediyor?” şeklindeki sualimi büyük bir yetkinlikle cevapladı.  “Serginin en önemli yönü yüzlerce yıllık savaş sanatı yazmalarımızın Rami Kütüphanesi’ndeki kitap şifahanesinde tamir ve bakım görüp ömürlerinin uzatılması. Bu eserler tarihimizin çok özel nesneleri...

Uzun bir süre dünya tarihine biz yön verdik, gelişimin ve medeniyetin zirvesi bizdik. Hiçbir medeniyet güç olmadan kurulmaz, güç olmadan ayakta kalamaz. İşte bu eserler o gücün arkasındaki tekniği, zihniyeti ve manevi motivasyonu bugünlere taşıyor. Tabiri caizse tarihimize yön veren savunma sanayimizin yazılı şahitleri...

KEMANKEŞ SÖZER: YAZMA ESERLER KURULU VE OKÇULAR VAKFI ÇOK DEĞERLİ İŞLER YAPIYOR.

Yazma Eserler Kurumu ve Okçular Vakfı kelimelerin yetmeyeceği kadar değerli işler yapıyor. Okçuluk camiasında yıllardır konuşulan, minyatürleri ve dijital kopyaları elden ele dolaşan, efsane olmuş yazma eserler bir ok boyu mesafede, önümüzde. Bu sadece yaşayanın bileceği bir his. Tarihi görüyorsunuz, bu bir ayrıcalık...

Eski kudretimizin ve eskimez medeniyetimizin kat’î gücünün kilometre taşları burada. Atlı okçuluğu ilk anlatan eser burada. Yazarı Tayboğa el-Beklemişî, İslam dünyasının ünlü harp uzmanlarından. Ateşli silahlar yokken savaşları neden en çok kazanıyorduk, onun eserinde görüyoruz. Üstün silahlar, ölçüleri, yöntemleri... Satır aralarında kurmay zekânın incelikleri gizli.

Bir yerde kaba çeviriyle şöyle diyor Tayboğa: "Komutanda cesaret ve kararlılık varsa hem askeri iyi hazırlar hem savaşı kazanır."

Kararsız ve korkak Daryuş yüzünden dev Pers İmparatorluğu gencecik ama kararlı ve cesur İskender'e birkaç senede teslim oldu. Yine bildiğimiz ilk Türkçe okçuluk kitabı Hülâsa bu sergide. Çığır açan, Kıpçak Türkçesiyle yazılmış tatlı bir risale.

Tarsusî'nin harp mühendisliği eseri Tabsire, meşhur Matrakçı Nasuh'un talimnamesi de sergide.

Atlı ordularımızın nasıl savaştığını, talim ettiğini anlatan Lâçin üstadın talimnameleri burada. Türk okçuluğunu ve yaycılığını yeniden dirilten eser Telhis ve Atıcılar Tekkesi’nin kayıtları...

Sergideki her şeyi sayamayacağım, gidip görmek lazım. Çok, çok değerli bir iş oldu.

Açılır açılmaz birçok Asyalı Müslüman da gelmek için adres aldı, kataloğu isteyen Avrupalı araştırmacı ve okçular da çok... Bizim arşivimizdeki eserler dünya vitrininde deyim yerindeyse.

Serginin hazırlık sürecinde işin ucundan tutma fırsatım oldu, çok heyecanlıydı. Yazma Eserler Kurumu’ndan Arafat Aydın hoca ile Okçular Vakfından Hasan Şahintürk hocayla ve Yüksel Yücel ağabeyle bu süreçte tanıştım. Tanımadığım çok kişinin emeği var tabi, bu üç kişiden gördüğüme bakarak çok büyük emekler sarf edildiğine şahit oldum. Bu emeğin boşa gitmeyeceğinden eminim. Araştırmacılar ve okçular için bulunmaz fırsat, özellikle de katalog.

Muhtemelen Türk-İslâm savaş yazmaları konusunda birçok ilke imza attı bu sergi, bu keyfiyet daha sonra geriye dönük araştırılarak anlaşılacaktır.”

BAKAN ERSOY: TARİH VE KÜLTÜRÜMÜZE AİT HER BİR PARÇAYI KORUMAK İÇİN YOĞUN GAYRET SARF EDİYORUZ.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Akif Ersoy’un sergiye dair mülahazaları şu cümleler üzerinden şekilleniyor: “2019 yılında Geleneksel Türk Okçuluğu UNESCO’nun “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası” listesine girmiştir. Bu durum Türkiye’de geleneksel okçuluğa yönelik eğilimi artırırken, bu alana yönelik akademik teveccühe de mazhar olmuştur. Zira mezkûr tarihten itibaren Geleneksel Türk Okçuluğuna yönelik akademik çalışma sayısında ciddi bir artış gözlemlenmektedir. Bakanlığımıza bağlı Türkiye Yazma Eserler Kurumu’nun bir süredir Okçular Vakfı ile işbirliği yaparak sahaya sunduğu katkılar ise özellikle takdire şayandır. Okçuluğa dair temel kaynakların literatüre kazandırılmasına yönelik bu ciddi gayret sayesinde okçuluğun tarihi, temel ilkeleri, kemankeşler ve menzilleri hakkında yazılmış, okçuluk tarihine ışık tutacak metinler hem gün yüzüne çıkarılmakta hem de daha kolay anlaşılması için günümüz okuyucusunun istifadesine sunulmaktadır.

Büyük bir titizlikle hazırlanan “Türk-İslâm Okçuluğu” Yazma Eser Sergisi, bu işbirliğinin bir sonucudur. Birbirinden eşsiz tezyinata ve derinlikli içeriğe sahip yazma eserler sayesinde Türk-İslâm okçuluğunun serüveni takip edilebileceği gibi, sahanın başucu eserlerinin ve bu eserleri telif eden askerî yazar ve okçuların izini sürmek de mümkün olacaktır.

Tarih ve kültürümüze ait her bir parçayı korumak için yoğun çaba sarf ediyoruz. Bu çabanın bir ayağını da tarihî binalarımızı ihya etmek oluşturuyor. Kapsamlı bir çalışmanın ardından açılışını yaptığımız Rami Kışlası Kütüphanesi’nde yeni bir sergi düzenlemek bizim için ayrı bir iftihar vesilesidir. Kurulduğu günden itibaren önemli bir boşluğu dolduran Yazma Eserler Kurumu’nu, yazma eserlerle ilgili çeviri-yayım, katalog, koruma ve onarım gibi faaliyetlerinin yanı sıra söz konusu eserleri meraklılarıyla buluşturan bu tarz sergiler düzenlemesi sebebiyle tebrik ediyorum.”

OKÇULAR VAKFI BAŞKANI YILDIZ: ON DÖRT ADET OKÇULUK RİSÂLESİ YAYINLADIK.

Son yıllarda okçuluk sporunun toplumun hemen her kesimi tarafından benimsendiğini belirten Okçular Vakfı Başkanı Ali Haydar Yıldız medeniyetimizde okçuluğun yerine işaret ediyor: “Okçuluk, Türk-İslâm medeniyetinin birçok değerli ögeyi içerisinde barındıran müstesna tarihî-kültürel safhalarından biridir. İnsanlık tarihi kadar eski olduğu görülen okçuluk alanında Türk milletinin mahir olduğunu konu ile alakalı neredeyse bütün kaynaklar ifade etmektedir.

İlk Türk topluluklarından itibaren, Türk okçuluğunun zirve noktası olarak ifade edilen Osmanlı devrine kadar Türklerin okçulukla alakalı oluşu, okçuluğun başta askerî, sportif, teknik ve kültürel olmak üzere birçok alanda incelenmesini gerekli kılmıştır. Bu gereklilik uzun yıllar araştırmacıların dikkatini çekmemiş olsa da özellikle son yıllarda Türk okçuluk tarihine yönelik araştırmaların arttığını ifade edebiliriz. Bu anlamda Okçular Vakfı olarak bizler de vakfımız bünyesinde kurmuş olduğumuz Okçuluk Araştırmaları Enstitüsü aracılığı ile Türk okçuluğunun layıkıyla anlaşılması ve gelecek nesillere aktarılıp yaşatılması için birçok bilimsel yayın projesini hayata geçirmiş bulunmaktayız. Bu yayınların içerisinde Türkiye Yazma Eserler Kurumu ile ortak olarak okuyucu ile buluşturduğumuz Türk-İslâm okçuluk risâlelerinin oldukça ayrı bir yeri vardır.

2024 yılı itibarıyla on adet okçuluk risâlesini yayımlamış durumdayız. Proje, hâlihazırda devam etmekte ve yakın gelecekte bu eserlere yenilerinin eklenmesi hedeflenmektedir. Her biri Türk-İslâm okçuluğunun farklı bir cephesine odaklanan bu eserlerle Türk-İslâm okçuluk tarihinin bilinmeyen yönleri bilinmekte, karanlıkta kalan kısımları aydınlatılmaktadır.”

SERGİ 4 KASIM 2024 TARİHİNE KADAR ZİYARETÇİLERİNİ BEKLİYOR.

Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı ve Okçular Vakfı’nın işbirliğiyle hazırlanan Türk-İslâm Okçuluğu Yazma Eserler Sergisi 4 Kasım 2024 tarihine kadar ziyaretçilerini Rami Kütüphanesi’ne bekliyor. 

Hamiş: Yazımızda haber, analiz ve mülakatı yer alan Türk-İslâm Okçuluğu Yazma Eserler Sergisi bu alanda şimdiye kadar tertip edilmiş en yetkin sergi olarak kültür sanat tarihimizdeki yerini aldı.

 

 

İbrahim Ethem Gören/01.08.2024 Yazı No: 411

{name}
{content}
+
-
{name}
{content}
+
-

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

SİZİ ARAMAMIZI İSTER MİSİNİZ?

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

BİZ SİZİ ARAYALIM

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.