Ülkemizin en büyük ibadethanesi Büyük Çamlıca Camii Külliyesi dünden bugüne İslam Medeniyetine ayna olan müstesna bir müzeye ev sahipliği yapıyor: İslam Medeniyetleri Müzesi.
Miladi takvimin yaprakları 2019 yılını gösterirken İstanbul’un, bir adım öte Türkiye’nin en büyük camii olarak hizmete giren Büyük Çamlıca Camii Külliyesi’nde tesis edilen İslam Medeniyetleri Müzesi zengin koleksiyonlarıyla İslam medeniyetinin kültür sanat havzalarında neşvü neva bulan tarihi mirası ziyaretçileriyle buluşturuyor.
Ana hatlarıyla 15 tematik başlık altında şekillendirilen İslam Medeniyetleri Müzesi’nde 7’nci yüzyıldan 19’uncu yüzyıla kadar tarihlenen 600’ü aşkın eser ziyaretçilerin irfanına arz ediliyor.
İslam Medeniyetleri Müzesi, İslam Sanatında Mimari ve Dekoratif Ögeler, İlk Mâbed Kâbe, Şam Evrakı, Kur’ân-ı Kerîm ve Mahfazaları, İslam’da Bilim, Beratlar Ve Fermanlar, Hüsn-i Hat, Tılsımlı Gömlekler, Osmanlı’da Giyim, Destimal-i Şerif Geleneği ve Sanduka Puşîdeleri, İslam’da Fetih, Türk Çini Sanatı ve İslami Sikkeler bölümlerinden müteşekkil.
İslam Medeniyetleri Müzesi, İstanbul’daki müzelerden alınan eserlerden müteşekkil. Bu cümleye Topkapı Sarayı Müzesi, Saray Koleksiyonları Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, İstanbul Türbeler Müzesi, Vakıflar Müzesi ile Türk ve İslam Eserleri Müzesi dâhil.
İslam Medeniyetleri Müzesi’nde çağdaş müzecilik teknikleri kullanılarak dijital çalışmalar da hazırlanmış. Böylece ziyaretçilerin sadece görerek değil, etkileşimli deneyimler yaşayarak İslam medeniyetini tanımaları hedeflenmiş. Allah’ın “Hayy” ism-i şerîfinden ilhamla vücud bulan “Âb-ı Hayat” enstalasyonunda suyun gücü ve hayatımızdaki yeri âyet-i kerîmelerle anlatılıyor. Özel ses istasyonlarında ise Türk müzik makamlarının hastalıkların tedavisindeki kullanımlarından örnekler sunuluyor.
İslam Medeniyetleri Müzesi’nin ilk bölümünde, Sevgili Peygamberimizin (sav) döneminden başlamak suretiyle ilk mâbedimiz Kâbe’ye ve İslam’ın ilk dönemine ait eserler ziyaretçilerini Hicaz’a götürüyor!
İslam kültür ve medeniyetinin bilim ve teknik sahalarında meydana getirdiği eserler ve İslami mimarinin örneklerinin sunulduğu bölümlerin dikkatleri üzerine dikkat çektiği müzede, mukaddes kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’e ve Cenab-ı Hakk’ın kelâm sıfatının tezâhürü mahiyetindeki hüsn-i hat sanatına özel bir bölüm ayrılmış. Bu bölümde İslam dünyasının farklı dönemlerine ait ve her biri birer sanat eseri olan Kur’ân-ı Kerîmler sergilenirken, Türk hat sanatının ekol sahibi hattatlarının yazılarını dikkatlice temâşâ edenlerin hafızalarına “Kur’an-ı Kerim Mekke’de; Hicaz’da nâzil oldu. Mısır’da okundu. İstanbul’da yazıldı.” hüküm cümlesi tedai ediyor.
Fahr-i Kâinât Efendimizin (sav) sevgisinin tezahürü olarak Osmanlı Cihan Devleti asırlarında mukaddes emanetlerin muhafazası için yapılan mahfazalar ahşaptan metale ve oradan muhtelif tekstil ürünlerine kadar sanatkâr ecdadımızın peygamber sevgisini müşahhas olarak sanat ve estetikle buluşturuyor.
İslam sanatına ait en erken eserler arasında değerlendirilen Şam Evrakı içinden seçilmiş belge ve varaklar, İslam Medeniyetleri Müzesi’nin özel bir bölümünü oluştururken,
İslam devletlerinde kullanılan sikkeler ve Müslümanların fetihlerde kullandıkları silahlar özel bir koleksiyon alanında ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Müzenin şüphesiz en özel bölümü Sakal-ı Şerif’in sergilendiği alan. Kemâl-i edep ve hürmetle ziyaret edilen bu bölümde ziyaretçiler salavat-ı şerifeler eşliğinde saadet asrının pak râhiyalarını teneffüs ediyor.
Fatih Sultan Mehmed Han’ın çocukluk defteri, padişah/şehzade kaftanları ve tılsımlı gömlekler Topkapı Sarayı’nı Çamlıca’ya taşıyor.
Cumhurbaşkanlığı Millî Saraylar Daire Başkanlığı uhdesindeki İslam Medeniyetleri Müzesi’ni pazartesi günleri hariç ücretsiz ziyaret etmek mümkün.
İbrahim Ethem Gören/19.04.2024-Yazı No: 397