USTASIYLA “AHŞAP OYMA” SANATINDAN AÇILMIŞ BİR SOHBET…

Mustafa Özeflanili, 20’inci yüzyılın en mühim ahşap oyma ustası Mehmet Ali Özeflanili’nin torunu, mâhir bir nahhat. Özeflanili ailesi Kastamonu’da dört nesildir marangozluk, doğramacılık ve ahşap oymacılıkla adından söz ettiriyor. Özeflanili ailesi ahilik ruhu ve fütüvvet ahlâkıyla ahşaptan zikir sesi alarak dededen toruna her bir nesil Kastamonu merkez olmak üzere ibadethanelerimize kapı, minber, mihrab, kürsü, ahşap oyma yazı levhaları kazandırıyor. Özeflânili ailesinin günümüzdeki mümessili Mustafa Özeflanili de sanatkâr ecdadının izinden hüvesi hüvesine milimi milimine giderek ahşabı özenle işliyor.

40 yıldır maharetli elleriyle ahşabı ince bir sanata dönüştüren, aynı zamanda mahir bir fotoğraf sanatkârı olan nahhat Mustafa Özeflanili ile aile mesleği, ahşap oyma çalışmaları, eserleri ve fotoğrafçılık serencamı üzerine bir e-mülakat gerçekleştirdik.

İbrahim Ethem Gören: Mustafa Bey istirham etsem okuyucularımız için kendinizi tanıtır mısınız?

Mustafa Özeflanili: 1958 yılında Kastamonu’da doğdum, ilkokulu Gazipaşa ilkokulunda bitirdim. Daha sonra İmam Hatip Lisesinden 1975-1976 döneminde mezun oldum. Lisede okurken hafta sonu, ara ve yaz tatillerinde babamın atölyesinde marangozluk üzerine çalıştım. Mezun olduktan sonra askere gidinceye kadar artık devamlı kapı pencere gibi marangozluk işlerinde çalışmaya devam ettim. 1978 yılı mart ayında askere gittim. 1979 yılının ekim ayında terhis oldum. Bu tarihten sonra yine babamın atölyesinde mobilya üzerinde çalışmaya devam ettim. 1985 yılında dedemin yanında oymacılığa başladım. 1988 yılına kadar dedemle beraber çalıştık.

MEHMET ALİ ÖZEFLANİLİ: BEN ARTIK İHTİYARLADIM.

Bu tarihten sonra dedem “ben artık ihtiyarladım, gücüm büyük işler yapmaya yetmiyor, büyük işleri sen yap, ben de levha, çeyiz sandığı gibi küçük işleri yapayım’’ dedi. O zamandan sonra artık aynı atölyede ayrı çalışmaya başladık. 2008 yılına kadar cami işleri (minber, mihrab, vaaz kürsüsü, müezzin mahfili, kapı, ayet-i kerime ve hadis-i şerif yazılı levhalar) yaptım.

2008 yılında sağlık sorunlarım sebebiyle severek yaptığım mesleğimi bırakarak atölyemi de kapatmak mecburiyetinde kaldım. Bundan iki yıl kadar önce evimin bir odasını atölyeye çevirerek sadece levha üzerine çalışmaya tekrar başladım.

Dört nesildir ekmeğini altının teriyle ahşaptan kazanan bir aileden geliyorsunuz. Ceddinizin dünden bugüne ahşap sanatıyla ünsiyetini konuşarak hasbihalimize devam edelim…

Osmanlı İmparatorluğu’nun sona ermesinden sonra Cumhuriyetin kurulmasının ardından çok sıkıntı yaşayan milletimiz günlük giderlerini temin etmekte güçlük çektiği günlerde sanata rağbet gösterememiştir. Bu yüzden diğer sanatlar gibi oymacılık mesleği de kaybolmuş, yapan kalmamıştır.

Marangoz Mustafa Efendi’nin oğlu dedem Mehmet Ali usta askerden geldikten sonra Abdurrahman Paşa Lisesi’nde işe başlamış, sonra belediye itfaiyesinde çalışmaya devam etmiş, daha sonra da bir marangoz ustasının yanında bir süre çalıştıktan sonra artık “ben usta oldum” deyip kendi atölyesini açarak marangozluk mesleğine başlamıştır.

1965 yılından sonra da siparişler camilerden gelmeye başlamış, önce camilerin pencere ve kapılarını yapmış sonra minber, mihrab, vaaz kürsüsü gibi işlere başlayınca “ben bunların üzerine oyma yapsam nasıl olur?” düşüncesiyle çalışmaya başlamış, oyma bıçaklarını tanıdığı demirci ustalarına tarif ederek yaptırmış, ustası olmadığı için kendi kendini yetiştirmiştir. Başka yerde olmayan motifleri uygulayarak kendine has bir ekol oluşturmuştur. 

Dedeniz Mehmet Ali Özeflanili’nin naht sanatına yaptığı katkılara da müşfikâne nazar kılalım…

Dedem Mehmet Ali ustanın camilere minber, mihrab, vaaz kürsüsü, müezzin mahfili, kapı ve levhalar gibi yaptığı işler üzerine oyma motifleri işlemesi, son dönemde kaybolmuş oymacılık mesleğinin yeniden yeşermesine sebep olmuştur.

Dedem birçok sergiye katılmış 1986 yılında Kültür Bakanı Sayın Mükerrem Taşcıoğlu tarafından Türk kültürüne yaptığı katkılardan dolayı ödüllendirilmiştir. Birçok TV kanalında hakkında programlar yapılmış, muhtelif gazete ve dergilerde hakkında yazılar yayınlanmıştır. 

Eserlerinin bulunduğu yerler?

Yurt içinde yapığı eserlerden bazıları hatırlayabildiğim kadarı ile şunlardır: Kastamonu Merkez Sarıömer Köyü Camii’nin minber ve vaaz kürsüsü, Kastamonu Merkez Kuyudibi (Tabaklar) Camii’nin minberi, Kastamonu İnebolu ilçesi Boyran Camii’nin minberi, Kastamonu İnebolu ilçesi Yahyapaşa Camii’nin minberi, Ankara Etlik Kamil Nuri Aydin Camii’nin minberi ve vaaz kürsüsü, Ankara Polatlı Raziye Hanım Camii’nin minberi ve vaaz kürsüsü, İstanbul Bakırköy Hüseyin Emek Camii’nin minberi, vaaz kürsüsü ve kapısı, İstanbul Kadıköy Tütüncü Mehmet Efendi Camii’nin minberi ve vaaz kürsüsü, Kastamonu Merkez Sanayi Çarşısı Camii’nin minberi, mihrabı, vaaz kürsüsü ve kapısı, Kastamonu Daday ilçesi Kolukaraoğlu Camii’nin minberi, vaaz kürsüsü ve iki çift kapısı, Konya Şeker Fabrikası Camii’nin minberi, vaaz kürsüsü ve kapısı, Kastamonu Taşköprü ilçesi Yeni Camii’nin minberi, vaaz kürsüsü ve iki çift kapısı, Kastamonu Taşköprü ilçesi Karasaid Camii’nin minberi, vaaz kürsüsü ve iki çift kapısı, Sinop Boyabat ilçesi Hafız Yusuf Efendi Köyü Camii’nin iki kapısı, Ankara Etimesgut Tiritoğulları Çivi Fabrikası Camii’nin minberi ve vaaz kürsüsü, Ankara Çubuk ilçesinde bir camide minber, vaaz kürsüsü ve kapı, Çankırı Çubuk ilçesinde bir camide minber, vaaz kürsüsü ve kapı, Çankırı Orta ilçesinde bir camide minber, vaaz kürsüsü ve kapı, Karabük ili Eflani ilçesi Merkez Camii’nin minberi, vaaz kürsüsü ve kapısı… Bunların haricinde Diyanet İşleri Başkanı’nın makam masası (şimdiki zamanda depoya kaldırılıp koruma altına alınmıştır), Merhum Alparslan Türkeş’e yaptığı makam masası (ailesinde olduğu sanılmaktadır), ayrıca yurt içinde ve yurt dışında özel siparişler üzerine yaptığı masa, çeyiz sandığı, rahle, ayet-i kerime ve hadis-i şerif yazılı levhaları da bulunmaktadır.

Mehmet Ali ustanın çalışmalarına dikkatlice bakanlar eserlerinde alametifarika babında neler bulacaktır?

Dedemin yaptığı işlerde kullandığı motifler, kendine özgü, başka yerden alıntı olmayan motiflerdir. Hüsn-i hatları ise meşhur hattatlarımızın eserlerini şablon yaparak üç boyutlu hale getirmesi ile meşhur olmuştur.

Mehmet Ali ustanın yetiştirdiği ustaları da tanımak isteriz…

Dedem, tanıdığı, işi olmayan gençlere atölyesinde nahhatlık sanatını öğretmek için çok uğraşmıştır. Bunlardan birçoğu da usta diyebileceğimiz seviyeye gelmiştir. Ama maalesef bu işi, nahhatlık mesleği olarak devam ettiren yakın zamanda Rahmet-i Rahman’a kavuşan Mehmet Hamzaoğlu ve önce oymacılık şimdi de nahhatlık ile devam ettiren bendeniz varım.

Dedenizden ve babanızdan ahşap oyma sanatı ve bu sanatı değerli kılan sanat meslek âdâb ve erkânına dair neler öğrendiniz?

Dedemden bu sanat üzerine öğrendiğim mühim bir umde şudur: Alınan bir siparişi hangi şartlarda olursa olsun gününde yetiştirmeyi öğretti. Bu meyanda derdi ki “gününde yetişmeyen işi altından dahi yapsan minnete geçmez.”

ÖZEFLANİLİ: HİÇ BİR SİPARİŞİMİN GÜNÜNÜ AKSATMADIM.

Bu sebeple hiçbir siparişimin gününü aksatmadım. Dedem, cami işleri olsun, sair işler olsun yaptığı işlerin her anında abdestli çalışırdı, başkasının yaptığı işleri eleştirmez “yapan yapmış, beğenen almış, başkasına laf düşmez’” derdi. Benim kendisinden öğrendiğim en önemli meslek âdâbı bunlardır.

“Ahşap oyma” dediğimiz zaman bu tarif ve tavsifin içerisine neler dâhil olur?

Oyma sanatı detaylı ve özenle tasarlanmış desenlerin veya motiflerin üç boyutlu hale getirilmesidir. Bu motifler, geometrik desenler veya hüsn-i hat levhaları gibi çeşitli konuları içerir.

Ahşap oymada temel malzeme olarak sert ağaçlar tercih edilir. Bu ağaçlar, ahşap oyma için uygun bir dayanıklılığa sahiptir.

“Eser” denmeye seza bir ahşap oymada hangi hususiyetler bulunur?

Ahşap oyma sanatı dikkatli ve hassas bir işçilik gerektirir. İnce detaylara ve özenli çalışmaya dayanmalıdır. Oymacı, motifleri yaparken âletleri ustalıkla kullanarak ahşap üzerinde düzgün ve temiz şekil vermelidir. Ahşap oyma eserleri, estetik olarak göze hoş görünmelidir. Oymacı, kompozisyonu oluştururken hüsn-i hattı ve diğer motifleri kullanarak eserin görsel olarak etkileyici olmasını sağlamalıdır.

Uzun yıllar camilerimiz için oyma çalışmaları yaptınız… İbadethane tezyinatında ahşap oyma nerede konumlanır?

Ahşap oyma, camilerde minber, mihrab, vaaz kürsüsü gibi özel ve önemli yerlerde sıkça kullanılan bir süsleme tekniğidir. Ahşap oyma, cami iç mekânının estetik açıdan zenginleştirilmesi ve geleneksel el sanatlarına değer katılması amacıyla tercih edilir. Ahşap oymacılık ayrıca camilerde dini ve kültürel bir ifade biçimi olarak da önemlidir. Bu teknik, caminin iç mekânının güzelliğini ve özgünlüğünü vurgularken aynı zamanda geleneksel el sanatlarını yaşatma amacı da taşır.

Ahşap oyma işçiliği, cami iç dekorasyonunda kullanılan ahşap detayların kalitesini ve estetik değerini artırabilir. Ahşap uzun ömürlüdür. Sadece içindeki tezyinatta değil her tarafında ahşap kullanılan camilerimiz günümüze kadar ulaşmıştır.

Kastamonu başta olmak üzere hangi illerimizde-hangi camilerde ahşap oyma eserleriniz bulunuyor?

Pek çok vilayetimizde hamd olsun.  Dedemle beraber yaptığımız işler: Kastamonu Tosya ilçesi Abdurrezzak Camii’nin minberi, vaaz kürsüsü, müezzin mahfili ve kapıları, Muş Şeker Fabrikası Camii’nin minberi ve vaaz kürsüsü, Kayseri Silahtar Camii’nin minberi, vaaz kürsüsü ve müezzin mahfili, Çorum Kargı ilçesi Mihri Hatun Camii’nin kapısı, Kastamonu Merkez Oğul Köyü Camii’nin minberi, vaaz kürsüsü ve kapısı, Kastamonu Merkez Kadıoğlu Köyü Camii’nin minberi ve vaaz kürsüsü, Çorum Osmancık Dodurga köyü Camii’nin minberi ve vaaz kürsüsü, Çankırı Kurşunlu ilçesi Sünüdü Köyü Camii’nin minberi ve vaaz kürsüsü ve Kastamonu müftülüğünün makam masası

Kendinize ait işler?

Kastamonu Nasrullah Camii’nin vaaz kürsüsü ve müezzin mahfili, Nevşehir Ürgüp Camii’nin minberi ve vaaz kürsüsü, Afyonkarahisar İsçehisar’da cami kapıları, Kastamonu İnebolu Hamit Köyü Camii’nin minberi ve vaaz kürsüsü, Adana Ceyhan Büyük Kırım Camii’nin kapıları, Ankara Dikmen Sokullu Fatih Camii’nin minberi, vaaz kürsüsü, müezzin mahfili ve kapısı, Ankara Pursaklar Kasr-ı Şirin Camii’nin minberi ve kapıları, Kastamonu Yukarıayvalı Köyü Camii’nin minberi, vaaz kürsüsü ve kapıları, Kastamonu Tosya Bağiçi Camii’nin minberi ve vaaz kürsüsü, Rize Çayeli Camii’nin minberi, mihrabı, vaaz kürsüsü ve kapısı, Adıyaman Kâhta ilçesi Menzil Köyü Camii’nin minberi, mihrabı, saat muhafazaları ve kapıları, Ankara MHP Genel Merkezi mescidinin minberi, mihrabı, vaaz kürsüsü, müezzin mahfili ve sair dekorasyon işleri, Kastamonu Bozkurt Sarıali Köyü Camii’nin minberi, vaaz kürsüsü ve kapısı, Kastamonu Tosya ilçesi Abdurrahman Mar’aşi Camii’nin vaaz kürsüsü ve saat muhafazaları, Ankara Keçiören’deki Estergon kalesinin giriş kapısı, içeride iki adet Özbekistan’ın Hive  şehrinde bulunan sütunların imitasyonu, restorandaki şömine kaplaması, Kastamonu Kuzeykent Sanayi Sitesi Camii’nin vaaz kürsüsü ve Kastamonu Sarıömer Köyü Camii’nin mihrabı ve kapısı.

Burada not olarak şunu belirtmek isterim…

Lütfen…

Büyük bir tevafuk eseri olarak dedemin ilk yaptığı minber ve vaaz kürsüsü ile benim son yaptığım mihrab ve kapı aynı camide buluştu. Bunu da bizim sanatımızın başladığından bugüne kadar gösterdiği tekâmülü açısından önemli görüyorum.

Emekliliğinizi müteakiben tezgâhınızı kapattınız ve bir müddet sonra evinizin bir odasını atölyeye çevirerek ahşabı işlemeye devam ettiniz. Bu süreçte ahşabın müşfik yüzüne daha ziyade ayet-i kerime, hadis-i şerif, dua ve güzel sözleri nakşediyorsunuz… Bu tercihin hususi bir sebebi var mıdır?

Sağlık sorunlarım nedeniyle atölyemi kapattım. Fakat daha sonra evimin bir köşesinde gücümün yettiği işlere devam etme kararı aldım. Ve ik yıldır levha üzerine çalışıyorum.

Ahşaba işlediğiniz yazıların anatomisini kimden tahsil ettiniz?

Dedemin Kastamonulu Hattat Emrullah Demirkaya ile iyi bir dostluğu vardı, sık sık görüşürlerdi.

Emrullah Demirkaya üstada rahmet olsun. Yazı terekesinin bir bölümü fakire nasip oldu.

Dedem, minberlere, mihraplara yapacağı yazıları ona yazdırırdı. Bizim atölyeye geldiği zamanlar bana da ortaokul yıllarında hat üzerine çalışma yaptırmıştı. Ama ben kendisinden meşke devam etmedim. Bu işleri yapacağımı bilseydim asla hat çalışmalarını bırakmazdım, en büyük pişmanlığım da budur.

Oyma bir yazının ham ahşaptan duvara asılıncaya kadar atölyenizde geçirdiği tekâmülü nasıl anlatırsınız?

Ağaç kesildiği zaman, hele yanlış dönemde kesilirse içinden özsuyu akar, -buna ağaç ağlıyor derler- yani ağaç yaştır. Bu durumda büyük şerit biçme makinelerinde istediğimiz ebatlarda biçtirip bu özsuyun çıkması için kurumaya bırakırız.

Ne kadar süreyle?

Bu süre normal şartlarda en az iki yıldır ama şimdi buhar ve kurutma fırınları ile bu süre bir aya kadar indi.

Sonra…

Kurumuş keresteyi marangoz makinelerinde tahta ve etrafına yapılacak çerçeve haline getirdikten sonra en önemlisi usta bir hattatın yazısını tahta üzerine şablon yaparak çizimini yaparız. Akabinde çeşitli oyma bıçaklarımızla yazımızı üç boyutlu hale getirip çerçevesini de yaptıktan sonra kurtlanmasını önlemek için üzerine koruyucu tatbik ederiz ve vernik işlemlerinden sonra levhamız hazırdır.   

Özellikle ceviz ağacı kullanıyorsunuz. Bu tercihe dair mülahazalarınızı dinlemek isteriz…

Ceviz ağacı oymada renk, desen ve sertlik açısından en fazla tercih ettiğimiz kıymetli bir ağaç türüdür. Tabir yerindeyse “yağ” gibi yapısı sayesinde en ince oymaya müsaade ettiği için çalışmalarımızı özellikle bu ağaç üzerinde yapıyoruz.

Ecdat mesleğinizi, daha doğrusu sanatınızı sizden sonra kime/kimlere emanet edeceksiniz?

En önemli konu bu. Birçok çırak yetiştirmeme rağmen bu sanat üzerinde çalışan yok.

Kastamonu özelinde sanatkâr dedelerimizden bizlere miras kalan belli başlı ahşap oyma eserleri de tanımak isteriz…

Kastamonu’da Sinan Bey Camii’nin kapısı kündekâri tekniği ile yapılmış önemli bir eserdir.

Yakup Ağa Camii’nin kapısı, İbn-i Neccar Camii’nin kapısı, Kasaba köyünde Mahmutbey Camii ise hem caminin tamamen ahşaptan, çivi kullanılmadan yapılmış olması hem de oyma kapısı ile önemlidir. Bu kadim ibadethanemizin kapısı geçmişte çalınmış sonra bulunarak müzeye getirilmişti. Kastamonu’da farklı üsluplarda yapılmış pek çok ahşap oyma eserler vardır.

AĞACIN DÜŞMANI NEMDİR.

Ahşap oyma eserlerin bakımı nasıl yapılmalı; nesilden nesle intikalinde nelere dikkat edilmelidir?

Ağacın düşmanı nemdir. Ahşap eserler nemden, tozdan korunmalıdır, üzerine herhangi bir boya, koruyucu maddeler uygulanmamalıdır.

Bugünden, ahşap oyma sanatının yarınına dair neler söylemek istersiniz?

Oyma sanatının devamı günümüzde şahsî gayretler neticesinde belirli bir noktaya gelmiştir. Daha da gelişmesi için bu sanat üzerine vazife görenlere devlet desteği şarttır. Son zamanlarda teknolojinin de bu mesleğe el attığını görüyoruz! Teknoloji el işçiliğini bitirir mi,  ne olur? onu zaman gösterecek!

Sözün bu yerinde “fotoğrafçılığınız” diyelim… Sıklıkla objektifinizin içinden neler geçiyor?

Lise yıllarında fotoğraf kursuna gitmiştim, o günlerde dijital makineleri bırakın, renkli filmler bile yoktu. İşyerini de kapatınca o merakım yeniden başladı. Fotoğrafçı arkadaşlarla birlikte daha sonra dernek haline getirilen KASFOT’u (Kastamonu Fotoğraf Topluluğu) kurduk. Kastamonu’da amatör fotoğrafçılığın gelişmesi için çaba sarf ettik.

İhtisaslaştığınız bir alan var mı?

Var, hamd olsun. Benim merakım daha ziyade makro fotoğraflar üzerine oldu.

Fotoğrafta neler arıyorsunuz?

Çekilen fotoğrafın değerli olması için; fotoğrafın bir hikâye anlatması veya güçlü bir duygu ifadesi taşıması, fotoğrafın estetik açıdan çekici olması, sanatsal bir bakış açısı taşıması veya güzel bir kompozisyon içermesi, renk dengesi gibi unsurların doğru kullanılması aradığım konulardır.

Aradıklarınızın ne kadarını buldunuz?

Aklımdan geçenlerin büyük bir kısmını yaptığıma inanıyorum.

Fotoğrafın ustaları muhataplarına mesajlarını nasıl iletiyor?

Ustalar bir hikâye anlatmak veya bir mesaj iletmek için fotoğrafın teknik ve kompozisyon özelliklerini kullanarak anlatmak istediklerini muhataplarına aktarırlar.

Sohbetimize ilave etmek istediğiniz hususlar…

Beni sohbetinize lâyık gördüğünüz için çok teşekkür ederim

Estağfirullah efendim, ne demek! Sanata, sanatkâra, hakikatli ustaya hizmet etme gibi bir vazifemiz var… Son olarak okuyucularımıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?

Her kim ne yaparsa yapsın elinden geldiği kadar en iyisini yapmaya çalışsın!

 

 

İbrahim Ethem Gören/19.09.2023 Yazı No: 368

 

{name}
{content}
+
-
{name}
{content}
+
-

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

SİZİ ARAMAMIZI İSTER MİSİNİZ?

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

BİZ SİZİ ARAYALIM

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.