Özden Keskin on parmağında on marifet olan bir sanatkâr. Aslen resim öğretmeni olan Özden Hanım bir yandan ebru yapıyor, diğer yandan ahşap yakma zanaatıyla meşgul oluyor, bir diğer yandan da su kabaklarını topraktan sanata dönüştürüyor.
Özden Hanım, müessisi olduğu Özdence Sanat bünyesinde ham su kabaklarını el yapımı, dekoratif, otantik, bakmaktan gözümüzü alamayacağınız temaşa ettikçe gönlümüzün genişleyeceği, bir nevi büyüleneceğimiz, kişiye özel çalışmalarla yoğurarak su kabağı lambaları, abajurlar ve avizeler tasarlayıp üretiyor.
Sanatkâr Keskin ayrıca su kabaklarını ahşap ve metal altlıklarla su kabağı abajurları haline; çeşitli asma aparatları ile su kabağı avizelerine; apliklere ve lambaderlere dönüştürüyor. Bunun için de atölyesinde su kabaklarını özel tasarım desenlerle, Osmanlı motifleriyle ve boncuk süslemeleri ile buluşturuyor.
Sanatkâr Özden Keskin ile su kabağı süslemesi özelinde sanat çalışmaları üzerine bir e-sohbet gerçekleştirdik.
Özden Hanım sizi tanıyabilir miyiz?
14 Eylül 1977 yılında Denizli’nin Çal ilçesinde doğdum. Eğitim ve öğretim hayatımı Denizli’de tamamladım. Pamukkale Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü, Resim Öğretmenliğini bitirdim.
Grafik tasarım ve yan dal olarak İç Mimari bölümleri ile de ilgiliydim. Resim öğretmenliğine İstanbul’a atanarak başladım. Uzun yıllar Güzel Sanatlar Liseleri ve Fakültelerine hazırladığım tüm öğrencilerin kazanmaları ile amacıma ulaştım. Yine uzun yıllar yapmış olduğum Devlet görevine son vererek Özel sektöre girdim. Elektrik, inşaat ve iç mimarinin yanı sıra kendi sanat atölyemde öğrenci yetiştirmeye devam etmekteyim.
Sanat ve estetik güzelliklerle ilk temasınız nasıl başladı?
Çocukluğumda babamın marangoz atölyesinde ona çıraklık yaparken kendi oyuncaklarımı tahtalarla yapıp onlara şekiller vererek ve kıyafetler hazırlayarak başladım.
Resim sanatı çalışmalarınız için büyükçe bir paragraf açalım…
İlk resim çalışmalarıma birçok çocuk gibi annemin ojeleri ve evdeki kalemler ile koltuk ve sehpaların altını, evimizin duvarlarını boyayarak başladım. Babamın marangoz atölyesinde bulunan tahta parçalarını boyayıp onlara desenler vererek ve babam ile beraber yaptığımız ilk oyuncağım olan tahtadan at arabasını yaparak ve onu farklı renklerle boyayarak desenler verirdim. Arka tarafına ise bölgemizde çokça bulunan su kabakları ile bebekler yapıp onlarla oynayarak bu yola girdim.
SANATKÂR KESKİN: BOYALARLA ÇALIŞMAK EN BÜYÜK ZEVKİMDİ.
Bütün okul hayatımda en sevdiğim ve büyük zaman harcadığım resim dersine severek devam ettim. Boyalarla çalışmak en büyük zevkimdi.
Lisede resim öğretmeni olmaya karar verdiğim de Ressam Emin Güler atölyesinde dersler aldım. Başarılı bir öğrenci olmama rağmen diğer dalları değil Güzel Sanatlar Fakültesini ve resim bölümünü severek ve isteyerek seçtim.
Öğretmenliğim boyunca da çocukların resme ilgi duyabilmesi için büyük emekler sarf ettim. Başarılı öğrenciler yetiştirdiğime inanıyorum. Bunun en güzel kanıtı olarak da yetiştirdiğim beş öğrencimin bir araya gelerek çok büyük emek ve zaman isteyen ve pullardan oluşan bir tablomun bana doğum günü hediyesi olarak sunulması idi.
Yağlı boya ve papirus gibi çalışmalarını da severek yapmaktayım ve öğrencilerimin büyük kısmını da bu çalışmalara yönlendirdim.
Ebru çalışmalarınızı da konuşalım…
Ebru çalışmalarıma Üniversite yıllarında başladım. Bu sanatı çok sevmemden dolayı, öğretmenlik yıllarımda da birçok öğrencimi bu sanata yönlendirdim. Hazır ebru kitleri kullanmaktan ziyade tamamen doğal olan malzemeleri kullandım. Sadece kâğıt üzerinde değil birçok materyal üzerinde bu sanatı icra ettim. Halen de Ebru sanatı ile ilgili çalışmalarıma devam etmekteyim.
Ahşap yakma zanaatıyla amatör bir ruhla ilgileniyorsunuz. Bu alandaki çalışmalarınızı da dinlemek isteriz…
Son derece amatör olarak kendime zaman da ayırabilmek için ahşap yakmayla ilgileniyorum. Açıkçası ustalaşmayı en çok istediğim alanlardan birisidir ahşap yakma. Çalışmalarıma amatör olarak devam etmekteyim. Kendi logomu tasarlayıp minik kütükler üzerine işleyerek sevenlerime hediye etmekteyim.
Su kabağından sanatsal ürünler elde etme fikri ne zaman ortaya çıktı?
Dört yaşımdan bu yana su kabakları ile büyüdüğüm için bu bende hep vardı. Su kabağını hem evimizde ev eşyaları olarak kullanırdık, hem de ilk oyuncaklarımız su kabaklarındandı.
Kendi imalatım ilk su kabağı da babamla beraber yaptığım at arabamın arkasına koymuş olduğum bebeklerdi.
“YILLARCA SADECE BOYAMALARLA İLGİLENDİM.”
Yıllarca sadece boyamalar ile ilgilendim. İlerleyen dönemlerde teknik ekipmanlar yardımı ile de daha sanatsal çalışmalar yapmaya başladım ve bugüne kadar geldim.
Bu alanda nasıl/kimlerden bir eğitim aldınız?
Bu alanda almış olduğum bir eğitim yok. Kendi bilgi ve birikimlerimi bir araya getirip, gözlemlerimi de katarak bu alanda çalışmalar yapmaya devam ediyorum.
Su kabağını nasıl/nereden temin ediyorsunuz?
Su kabaklarını kendimiz yetiştiriyoruz. Ailemize ait topraklarda kendi özenle seçtiğimiz kabakların tohumlarını değerlendirip o tohumlardan üretim yapıyoruz. Bunun yanı sıra anlaşmalı olduğumuz üreticilere yine kendi temin ettiğimiz tohumları gönderip kendi belirlediğimiz şartlarda üretimlerini sağlıyoruz. Hasat zamanı geldiğinde (Ekim ayının sonu, Kasım Ayının başı) bu çiftçi kardeşlerimizi ziyaret edip esere dönüşecek kabakları tek tek ellerimiz ile seçerek hasadını gerçekleştirip, kuruması için gerekli ortamlarda muhafazasını gerçekleştiriyoruz.
Tüm su kabakları eser olmaya elverişli mi?
Kabak hasadı sırasındaki ve sonrasındaki işlemlerde kabaklarımızın, fire verme ve şekil bozuklukları gibi sorunları olabiliyor. Takdir edersiniz ki tamamen doğal olan bu ürünlerde yapısal bozukluklar olması kabağın yetiştiği ortam, kuruma aşamasında olabilecek etkenlerden dolayı bazı kabaklar eser olmaya elverişli değil gibi görünebilir. Ancak sanatsal bakış açıcı ile bu tür kabaklar da tarafımızdan esere dönüştürülebiliyor.
Ne güzel…
Ben en çok yamuk olarak tabir edilen ve şekli bozuk olan kabaklar üzerinde çalışmayı seviyorum. Onlardan hayal gücümüzü de kullanarak çok güzel eserler ortaya çıkarabiliyoruz.
Elleriniz dert görmesin. Su kabaklarını hangi âletlerle işliyorsunuz?
Su kabaklarını işleme aşamasında birçok âlet gücünden faydalanıyoruz. Temizlik aşamasına bulaşık teli ve sünger gibi el gücü gerektiren âletler ile başlıyoruz Altlarını açarken matkap ve punch seti kullanıyoruz.
Delme, kesme ve inceltme aşamasında gravür makinelerinden yardım alıp birçok farklı uçlar kullanarak bu işlemleri gerçekleştiriyoruz. Motifleme aşamasında pergel, kalem, hazır stenciller ya da bilgisayardan aldığımız çıktılar ile karbon kâğıdı yardımını da ekleyip motiflemeler yapabiliyoruz.
Hayal dünyanız ne kadar sınırsız ise su kabağı işlemeciliği de o kadar sınırsızdır. Ve siz bu eserleri bu gücünüzle yaptığınız için, esere, motife ve hayal gücünüze ağlı olarak da kullanacağınız âlet ve edavatlar da o kadar çok çeşitli olabilir.
“BOYAMADA DOĞAL, KÖKBOYALARI TERCİH EDİYORUZ.”
Boyama aşamasında doğallıktan yana olduğumuz için kökboyaları tercih ediyoruz. Bunun yanı sıra su bazlı akrilik boyalar da tercihlerimiz arasında. Bazı eserlerimizde otomobil boyalarını kullanabiliyoruz.
Farklı materyaller ile su kabaklarını birleştirmeyi de ayrıca seviyoruz. Özel imalat yaptırdığımız çini vazolarımıza su kabağını birleştirip ortaya daha farklı eserler çıkarabiliyoruz.
Su kabağı çalışmasında hangi yapım malzemeleri öne çıkıyor?
Gravür makineleri, uçlar (dişçi uçları, freze uçları, delme ve kesme uçları vb.)
boncuklar ve boyalar…
Yapım malzemeleri neler?
Yapacağımız esere göre bu malzemeler farklılık gösterebiliyor.
Ortak kullandığımız malzemeler genel olarak dişçi uçları ya da kuyumcuların da severek kullandığı, inceltme, kesme ve delmede kullanılan, gravür makinelerine de takılabilen uçlar...
Boncuklar ve boyalar yapım aşamasında en çok kullandığımız malzemeler.
Ya olmazsa olmazlarınız…
Olmazsa olmazlarımız eserleri sunabileceğimiz, abajur altlıkları, aplikler, avizeler, kısacası sunum malzemeleri ve elektrik aksamlardır.
Su kabağı ile hangi ürünleri yapıyorsunuz?
Dekoratif olan biblolar, rüzgâr çanları, kuş yuvaları, avizeler, aplikler, abajurlar, mutfakta kullanabileceğimiz yumurta sepetleri… Kısaca aklımıza gelebilecek her türlü dekoratif ve kullanışlı şeyler üretebiliyoruz.
“EMEK VE ZAMAN HARCANARAK YAPILAN HER ÇALIŞMA BİR ESERDİR.”
Su kabağından ortaya çıkan bir ürüne eser denilebilmesi için hangi özelliklere sahip olması gerekir?
Kişinin emek ve zaman harcayarak yaptığı her çalışma benim için eserdir. Bunun için ayrıca sınıflandırma yapmayı doğru bulmuyorum. Her insan kendi tecrübesi ve bilgisinin yanı sıra sahip olduğu teknik âletler ile kendi eserini yaratmaktadır.
Su kabağını farklı kılan özellikler nelerdir?
Doğal ve organik olması, doğadan gelip ellerimizle bütünleşerek ortaya bir bütünün sunulmuş olması onu farklı kılan özelliktir.
Su kabakların üzerinde hangi desenleri kullanıyorsunuz genelde?
Belirli bir standarda bağlı kalmıyorum. Tamamen ruh halime bağlı olarak kendi çizimlerimle o an düşüncelerimi su kabağına aktararak bunu eser haline getirmeye çalışıyorum. Farklı teknikleri de birleştirerek ortaya bir bütün çıkarmayı seviyorum.
Kabakların üzerine hüsn-i hat da uyguluyorsunuz sanırım. En çok hangi ibareleri/yazıları tercih ediyorsunuz?
Esmâü’l-Hüsna, Muhammed (sav) ism-i şerifi ve ayet-i kerimeleri işlemeyi seviyorum. Zaten doğal olan kabaklarda çini mürekkebi ile bu eserleri işleyip onları aydınlatmak ruhumu dinlendirdiği gibi ayrı bir ışık oluyor yoluma.
Kabağın topraktan sanata uzanan öyküsünü nasıl anlatırsınız?
Topraktan elde edilen birçok ürün ya görsel olarak karşımıza çıkıyor ya da tüketim malzemesi olarak kısa süre içerisinde bizler tarafından tüketiliyor: Sebze meyve gibi… Su kabağı ise bunlardan farklı olarak bizlerin kullanımına sunulmuş bir doğa harikası ve biz bu doğal malzemeyi bir ömür kullanılabilecek ürünlere çevirebiliyoruz.
Serbest çizim bir su kabağı lamba ustasının elinden ne kadar zamanda çıkar?
Birkaç saat ila birkaç hafta arasında değişebilir. Eserin motiflerinde bulunan detaylara bağlı olarak ve sanatçının bu motiflerde nasıl bir çalışma yapacağına bağlı olarak bu süreç bir aya kadar çıkabilir.
Bu alanda eğitim veriyor musunuz? Eğitim süreçlerini kısaca özetler misiniz?
Evet bu alanda dersler vermekteyiz. Öğrencilerimize ilk önce su kabağının gelişim sürecini öğretip sonrasında ‘iyi bir kabak nasıl seçilir?’den başlayarak, ‘yapacağımız çalışmalarda nelere dikkat etmeliyiz?’e ve daha sonrasında temizlik aşamasından, motifleme aşamasına kadar her türlü bilgiyi aktarıyoruz. Bununla birlikte kullanılacak olan ekipmanlarla alakalı teknik bilgileri de aktarıp bu ekipmanların uzun ömürlü olabilmesi için nelere dikkat etmeleri gerektiğini de öğretiyoruz. En sonunda ise aydınlatma aşamasında elektrik ile ilgili bilgileri aktarıp, sunumda nelere dikkat etmeleri gerektiği ve boyalar ile nasıl çalışmaları gerektiği konularını da dâhil edip kabakların ömürlerinin uzun olabilmesi için kullanacakları kimyasallara karşı kendilerinin nelere dikkat etmeleri gerekliliğini ve bunları nasıl kullanacaklarını da anlatıyoruz. İş güvenliği ile ilgili bilgilerimizi ve tecrübelerimizi de paylaşıp derslerimizi bu şekilde anlatıyoruz. Son dönemlerde teknolojinin de tüm imkânlarından faydalanıp pandemi döneminde kursiyerlerimizin yanlarında olabilmek adına gerek sosyal medya platformlarından ve de gerekse kendimize ait web sitelerinden faydalanarak canlı video bağlantıları ile ve daha önceden çekilen video görüntüler aracılığı ile su kabağına gönül veren tüm sanatseverlere elimizden geldiği ölçüde ulaşmaya ve onların her daim yanlarında olduğumuzu bildirip, sorularına cevaplar aramaya devam ediyoruz.
Kabak süslemesi alanında eğitim alanlar ne kadar zamanda ortaya bir çalışma çıkarabilir?
El becerilerine bağlı olarak yaklaşık 15 günlük bir surenin sonunda ilk eserlerini vermeye başlayabilirler, ilerleyen süreçler ise daha detaylı ve teknik bilgiler içermektedir
Sukabağından en çok hangi ürünler tercih ediliyor?
Lamba, abajur ve avize gibi aydınlatmaya yönelik ürünler daha ön plana çıkmaktadır.
Bir eseri bitirdiğinizde neler düşünüyorsunuz?
Bir sonraki eserimin bu eserimden daha güzel olması gerektiğini düşünüyorum. Hep daha iyiyi ve daha güzeli yapabilmem gerektiğini düşünüyorum.
Kendiniz için de lamba yapıyor musunuz?
Evet, bazı eserlerime o kadar çok zaman ve emek harcıyorum ki bunları ticari olarak düşünemiyorum ve kendime saklıyorum.
Çalışmalarınıza kimler ilgi gösteriyor?
Her alandan insanlar eserlerimize ilgi duyuyor. Bunu sınıflandırmak çok zor. Her türlü gelir seviyesinden, her türlü eğitim seviyesine ve her yaştan insanlar eserlerimize ilgi duyuyor.
Eserleri sanatseverlere/nihai kullanıcılara asıl ulaştırıyorsunuz?
Sosyal medya platformlarından çokça faydalanmaktayız. E-ticaret siteleri aracılığı ile ve kendimize www.ozdencesanat.com ve www.kabakhane.com adlı web sitelerimiz aracılığı ile insanlara ulaşmaya çalışıyoruz.
Topraktan sanata dönüştürülen su kabaklarının belirli bir ömrü var mı? Neticede organik bir ürün, bakımı nasıl yapılmalı?
Eserin nihai kullanıcısı esere zarar vermedikten sonra eserlerimizin belirli bir ömrü yok. Biz eserlerimizi sonlandırmadan önce doğal olduklarından dolayı korunması gerektiği bilinci ile onları korumak adına gerekli çalışmaları yapmaktayız. Çeşitli boyalar, vernikler ve ahşap koruyucular ile eserlerimizi korumaya alıyoruz. Nihai kullanıcı ürünü düşürüp kırmadıkça ürünlerimiz uzun yıllar onları aydınlatmaya devam edecektir.
Özdence Sanat isimli bir kurumunuz var. Özdence Sanat ülkemize sanat alanında neler vaad ediyor?
Önce iletişimi bütün bir dostluk ve sanatın her alanında, her insana gerek yurt içinde ve de gerekse yurt dışında uzanacak olan bir el uzatmayı vaad ediyoruz. Öğrenmeye açık olan her insana yardımlarımızın sonsuz olduğunu ve sanatın toplumu aydınlatan bir husus olduğunu, fark gözetmeksizin her insanın bir sanat dalında çalışmalar yapması gerektiği bilinci ile onlara elimizden gelen her türlü desteği verebileceğimizi vaad ediyoruz.
Sizin ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?
Ulu Önder Atatürk’ün bir sözünü hatırlatmak isteriz: Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
Son olarak sanatseverlere nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Sanatseverlerin yanı sıra öğretmen kimliğimi de ele alarak tüm çocuk yetiştiren anne ve babalara en büyük ricamdır: Çocuklarını mutlaka ama mutlaka sanatın bir dalı ile meşgul etsinler. Bu resim olur, müzik olur adı her ne olursa olsun... Çocuklarının enerjilerini harcayabileceği bir alanda uğraşmalarına yardımcı olsunlar, onlara bir yol açsınlar. Bu çaba ile yetişen çocuklar toplumumuz için aydınlık bir gelecek demektir.
İlginiz için teşekkür ediyorum.
İbrahim Ethem Gören/01.10.2021-Yazı No: 266