SURİYELİ HATTAT SAFUH AL-MUSTAFA’NIN SANAT DÜNYASINA KISA BİR BAKIŞ…
Safuh al-Mustafa, Suriye’den ülkemize hicret etmiş olan oldukça kabiliyetli bir hattat. Şam Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Fakültesi tahsilinin ardından Suriye’de iç savaşın çıkmasıyla birlikte Türkiye’ye göç etmiş olan muhatabımız Hasan Çelebi, Hattat Ferhat Kurlu ve Hattat Mümtaz Durdu’dan icazet almış.
Sanatkârla çalışmaları üzerine bir e-sohbet gerçekleştirdik.
Mustafa Bey sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim Safuh al Mustafa. 1984 yılında Halep’te doğdum. Aslen Türk’üz. Babam yıllar önce Türkiye’den Suriye’ye göç etmiş.
Hat sanatına yönelik ilginizin kaynağına inelim…
Tabii ki İbrahim Ethem Bey. Çocukluk yıllarımdan beri güzel sanatlara, hüsn-i hatta ilgim vardı. Yazı buldukça detaylıca incelerdim. Camilerdeki hat eserleri de ilk çocukluk zamanlarımdan itibaren sürekli dikkatimi çekmişti, çok beğeniyor ve acaba ben de yazabilir miyim?” diye düşünüyordum.
Ayrıca babam ve ağabeyim çok güzel yazı yazıyorlardı ben de kurşun kalemle onların yazılarını taklit ediyordum. Kurşun kalemden önce tükenmez kaleme sonra da kamış kaleme geçiş yaptım.
Şam'daki üniversite tahsilinizden bahsedir misiniz?
Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde okumak için Halep’ten Şam’a gittim. Şam Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Fakültesi’nde eğitim aldım. Orada hem hüsn-i hat hem de tezhip öğretiliyordu. İki geleneksel sanatta da kabiliyetimi geliştirmek için hocalarımdan istifade ettim. Bu süreçte tüm hat nevilerini öğrenme imkânım oldu.
Tüm hat nevileri dediniz. Suriye'de hat sanatına dair üniversitelerde neler yapılıyor?
Pek çok şey… Türkiye’deki gibi yazıya dair her şey öğretiliyor. Benim hocalarım tüm yazı nevilerinde mahirdi. Bütün hat nevilerini öğretiyorlardı, kurallardan başlayarak eser yapmaya kadar… Ben de tüm yazı nevilerine karşı ilgiliydim. Hocalarımdan bildiklerini anlatmalarını istedim, yazıya çok emek verdim.
Ayrıca hem Suriye’deki hem de Türkiye’deki eski ve yeni hüsn-i hat eserlerini detaylıca inceledim. Bu alandaki tetebbuatım bana katkı sağladı.
Hüsni-hat meşk süreçlerinden bahseder misiniz?
2014 yılında Türkiye’ye, İstanbul’a geldim. Bahsettiğim gibi hatla hep ilgiliydim. Kabiliyetimi daha ileri seviyeye taşıyabilmek mülahazasıyla Hasan Çelebi, Ferhat Kurlu ve Mümtaz Durdu hocalarımla tanıştım. Az önce bahsettiğim gibi belli bir altyapımız vardı hamd olsun. Altı ay boyunca kendilerinden meşk ettikten sonra IRCICA’da düzenlenen törende icazetimi almak nasip oldu.
Hocalarınız Hasan Çelebi, Ferhat Kurlu ve Mümtaz Durdu ile teşrik-i mesainiz nasıl gelişti?
Hocalarımızdan Allah razı olsun.
Âmin.
Bizleri tabir caizse bağırlarına bastılar, alakadar oldular. Evlatları gibi muamelede bulundular. Kendilerinden haftada iki gün Yıldız Sarayı’ndaki kursta dersler aldım, bir de Taksim’deki bir camiye giderek hocalarımızdan meşk ettim.
Hangi yazı nevilerini kaleme alıyorsunuz?
Sülüs, nesih, rik’a, ta’lik, divani, icaze, kufi ve tuğra…
Tuğra, kufi, sülüs, nesih, divani, icaze, ta’lik... Her biri ayrı uzmanlık alanları isteyen yazılar. Bu yazı nevilerinde nasıl ilerlediniz?
Çok çalışarak ve azim göstererek, hocalarımın yazılarını ve eski hattatlarımızın eserlerini taklid ederek… Bence tüm hattatlar birkaç yazı çeşidinin uzmanı olmalı.
İstanbul'da neler yapıyorsunuz?
İmam Hatip okullarında öğretmenlik yapıyorum… Özel olarak hat dersleri veriyorum, isteyenler için yazılar kaleme alıyorum.
Okuldaki görevinizden söz eder misiniz?
Türkiye’deki muhacir öğrencilere rehberlik yapıyorum.
Yazılarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu soruya en iyi cevabı sanat camiası ve koleksiyonerler verecektir. Bununla birlikte daha çok yazmam gerekiyor, diğer hattatlar gibi kalem erbabı olabilmek için…
Suriye'de hattat arkadaşlarınız var mı? Onların durumları nasıl?
Evet Suriye’de pek çok hattat arkadaşım var. Maalesef durumları pek iç açıcı değil. Suriye’nin durumu da ortada! Bununla birlikte siz de çok iyi bilirsiniz: İstanbul hat sanatının başkentidir.
Hat sanatındaki hedefleriniz nelerdir?
Hedeflerim bu güzel sanatı, İstanbul’da ve Türkiye’de bütün âleme gösterebilmektir.
Sizin ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?
Türkiye geleli altı sene oldu. Bizi bağrınıza bastınız. Burada olmaktan çok büyük mutluluk duyuyorum. Yakın zaman önce Türk vatandaşı da oldum. Hamd olsun, şükürler olsun.
Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
Hat sanatının izzetini her zaman takdir etmiş bulunan Türk halkına buradan selam ve hürmetlerimi iletiyorum.
İnsanoğlu fıtraten güzelliği ve sanatı sever. Bizler de tüm İslam sanatlarına karşı ve özellikle de hüsn-i hatta yönelik hürmetkâr olmalıyız. Çünkü Allah kelâmıdır.
Teşekkür ediyorum Mustafa Bey.
Ben teşekkür ederim İbrahim Ethem Bey.
İbrahim Ethem Gören 25.12.2020