PROF. AYŞEGÜL İZER İLE BİR GRAFİK SOHBETİ…

Ülkemizin önde gelen grafik tasarım sanatçılarından Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi, hocaların hocası Prof. Dr. Ayşegül İzer ile öznesinde sanat çalışmaları ve grafik sanatı olan bir e-mülakat gerçekleştirdik.

İbrahim Ethem Gören: Ayşegül Hanım, güzel sanatlarla irtibatınıza dair büyükçe bir paragraf açarak sohbetimize başlayalım dilerseniz…

Prof. Dr. Ayşegül İzer: Merhabalar efendim.

Dünden bugüne sanat yaşamınızı özetlemenizi istirham ediyorum.

Ben önce bir iki yıl tıp okudum, daha sonra ise tasarım alanında eğitim almaya karar verdim. Ailede çok sanatçı var diye sanat yerine grafik tasarım eğitimi almamın daha doğru olacağını düşündüm.

Sarajevo Güzel Sanatlar Akademisi mezuniyetinizin ardından sanat çalışmalarınızın hız kesmeden devam ettiğini gözlemliyoruz… Bu süreçte grafik ve tasarım, birbirinden nitelikli eserler ve sanatınıza kazandırdığınız genç yetenekler bağlamında gönlünüze neleri ilham etti?

Resim sanatı, özlem, duygu ve düşüncelerin belli estetik kurallar çerçevesinde iki boyutlu bir düzlem üzerine yansıtılmasına dayanan bir sanat dalıdır. Resimde hacim, mekân, hareket ve ışık etkileri, resimsel öğeler aracılığıyla elde edilir, bunlar biçim, çizim, renk, ton farklılıkları, doku özellikleri vb’dir.

Renklerin ve imgelerin bir araya getirilmesi içerik açısından betimsel ya da simgesel anlamlar taşıyabilir.

Grafik tasarım ise, resim ve yazının aynı ortamda kullanılarak yeni bir iletişim biçimi yaratılmasıyla oluşur. Uçların birleştiği nokta olarak, “grafik sanatı ile grafik tasarımın” birleşmesi, metin ve görselin bir bütün olarak algılanmasıyla oluşur.

PROF İZER: GRAFİK TASARIM, SEYRETTİĞİMİZ ANDA OKUMUŞ OLDUĞUMUZ BİR İLETİŞİM ARACIDIR.

Grafik tasarım, üretilen işi yalnızca görerek değil aynı zaman da seyrederek okuduğumuz, “seyrettiğimiz anda okumuş olduğumuz” bir iletişim aracıdır. Grafik Tasarım, toplumu oluşturan katlar arasında kültür alışverişini sağlayan en önemli etkinliklerden biri olarak “ekonomik haberleşme” işlevini görür.

Çeyrek asırdır kendi atölyenizde eser üretiyorsunuz. Atölye çalışmalarınıza nazar etmek isteriz…

Benim eskiden bir tasarım atölyem vardı ama 2005 yılında MSGSÜ Grafik Tasarım Bölüm Başkanı olduğum yıl kapatmak zorunda kaldım. Enerjimi, bölümümüzün yapılandırılmasına adadım. Baskılarımı bölümümüzün baskı atölyesinde gerçekleştirdim, daha sonra ise dijital işler üretmeye başladım yani bilgisayar destekli işler tasarlamaya (CAD) başladım.

Kreatif süreçlerinizi nasıl yönetiyorsunuz? İlham kaynaklarınız nelerdir?

Genellikle okuduğum ya da dinlediğim şeylerden ilham alıyorum; özellikle yurtdışında müze ve galerileri gezince daha bir şevkle çalışıyorum.

Tasarımlarınızı oluştururken hangi araçları ve yazılımları tercih ediyorsunuz? Tercihinizin sebepleri…

Çağımız tasarımında tipografi ve görsel imge bilgisayar sayesinde salt yardımcı bir unsur olmaktan çıkmış, daha ileri bir rol kazanmıştır. Günümüz ortamı, bilgi, medya, dijital teknoloji ve hizmet sektörünün egemen olduğu bir hiper gerçeklik ve (simülasyon/benzetim) ortamıdır. Tasarım yaparken Apple Macintosh ve Adobe Programları kullanıyorum, çünkü tasarım dünyasının diline en iyi çözümleri bu programlar sunuyor ve birbirleri arasında da etkileşebiliyorlar.

Bir firma için tasarım oluştururken, müşteri beklentilerini nasıl anlıyor ve bu beklentilere nasıl cevap veriyorsunuz?

Öncelikle iyi bir dinleyici oluyorum, işverenle buluşmadan önce onları inceleyerek nasıl bir eğilimleri var anlamaya çalışıyorum.

PROF. DR. AYŞEGÜL İZER: SÜRDÜRÜLEBİLİR, ÇEVRECİ, EKONOMİK VE İŞLEVSEL TASARIMLAR ÖNERİYORUM.

Daha sonra da onların bana verdiği briefi iyi analiz ediyorum ve onlara sürdürülebilir, çevreci, ekonomik ve işlevsel tasarımlar öneriyorum. Günümüzde tasarımcının bazı sorumlulukları ve yeterlilikleri olması gerektiği bilinci ile ekolojik malzeme seçimi, çevre dostu enerji kullanımı; geri dönüşüm, yeniden düşünme ve yeniden kullanma kavramları bağlamında ele alıyorum. Yaptığım tasarımın, anlatılmak istenen şeyin önüne geçmemesine de özen gösteriyorum.

Bir tasarım projesi üzerinde çalışırken ortaya çıkan zorluklarla nasıl başa çıkıyorsunuz? Örnek verebilir misiniz?

Bazen tasarım sunumlarında anlaşmazlıklar çıkabiliyor, bu çok normal bir süreç, karşılıklı sabır ve anlayışla çözümlenemeyecek problem yoktur diye düşünen biriyim; ama arada, son derece kararsızlıklarla da karşılaşmıyor değilim, bunun sonucu fazlaca revize talebi gelebiliyor. Karşı tarafla konsensus sağlanamaması durumunda ise ödün vermemeyi tercih ediyorum.

Grafik tasarım dünyasında trendler hızla değişebiliyor. Siz, trendleri dikkate alıyor musunuz? Yoksa kendinize ait bir stiliniz mi var?

Kendime dair bir tarzım var, ama eğitimci olduğum için her şeyi zaten çok yakından takip etmek ve yenilenmek görevim. Ama o dönem trend bu veya şu diye işin ruhuna uymayan bir tasarımı da asla uygulamıyorum.

Genelde sanatçılar için, özelde grafik sanatçıları için atölye ana kucağı misali sığınma sahnesi… Sahnenizden baktığınızda grafiğe, tasarıma, sanata, estetiğe, esere dair neler görüyorsunuz?

Bugünün toplumu da üretim, tüketim ekonomik döngüsüne sıkışmış müthiş bir tüketici toplum. Goethe’nin dediği gibi, tarihin birinci bölümü yazının bulunuşu, ikinci bölümü ise matbaanın icadı ile başlamışsa, üçüncü bölümü kesinlikle dijital devrimle başlamıştır. Artık çağdaş grafik tasarımın bugünkü dili, dijital ortamın mümkün kıldığı çok katmanlı, çok hızlı, bol efektli, karmaşık bilgi sunumlarını hazırlamaya ve sunmaya yönelik... Çağımızda, grafik tasarım, sanatı ve güncel dijital imkânları sürekli bir deneyim konusu haline getirerek, disiplinler arası karakteriyle kendine özgü dilini sürekli güncelleştirerek yoluna devam ediyor.

Kendi üslubunu, sanat tarzını oluşturmuş duayen bir hoca gözüyle sanatta markalaşmaya dair neler söylemek istersiniz?

Büyük ölçekli şirketlerin ve devlet kurumlarının sanat dünyasına finansör olarak katılması ile birlikte “sanat”, markaların iletişim ve imaj çalışmaları dünyasının bağımlısı olma konumdadır. Aynı zamanda üretiminden sunumuna kadar önemli harcamalar yapılan sanatsal çalışmaların ekonomik destek görmeden sürdürülmesi de kolay değildir. Bu tür örnekleri Venedik ve İstanbul Bienalinde çokça gördüm.

“SANATÇILAR SPONSORLARDAN BAĞIMSIZ ÇALIŞMALIDIR.”

Ben, sanatçının sponsorlardan bağımsız çalışması gerektiğini ve mütevazı olması gerektiğini düşünüyorum.

İçinden pek çok başarı, uluslararası ödül ve onlarca sergi geçen ve böylelikle 40 yıla ulaşan sanat hayatınızda özel bir alana yerleştirdiğiniz eserinizi ve hikâyesini dinlemek isteriz…

Eserlerimi asla özel bir alana yerleştirmiyorum, yaparken ilgimi çekiyorlar, devamında ise ilgim kayboluyor ve yeni bir mecraya doğru sürükleniyorum. Ben sanat eğitimi yerine tasarım eğitimi aldım, tam manasıyla sanatçıyım diyemem. Hasbelkader sanatçılarla büyüdüm ve çok şey öğrendim; bu birikim beni sanatı anlama bağlamında güçlü kılıyor.

Yurtiçinde ve Yurtdışında pek çok özel ve tüzel koleksiyonda eserleriniz yer alıyor. İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi’nde bulunan eserleriniz sanat, estetik ve grafik sevdalılarına hangi mesajları iletiyor?

Üretirken işimle ilgili çok titizim, yaptığım işe saygım var. Baskı yaparken tasarımıma, baskı kalitesine, baskı kâğıdına çok özen gösteririm. Ben, sanatla mesaj vermeye çalışanlardan değilim, bakan ne algılıyorsa odur. Sanat, bakan kişiye göre de değişiyor, o konuyla ilgili yakınlığı varsa seviyor; yoksa da sevmiyor. İşlerimle ilgili ileride eleştirmenler bir not düşerlerse o benim için önemli bir kriter olur.

Ülkemizin en köklü sanat üniversitesinde hocalık yapıyorsunuz. Bir dönem Grafik Tasarım Bölüm Başkanlığı görevini üstlendiniz. Üniversitelerimizin grafik, tasarım bölümlerinde verilen teorik eğitimlerle iş dünyasının beklentileri ne kadar örtüşüyor? İyileştirme yapılması gereken alanlar nelerdir?

Çağımızda, grafik tasarım, sanatı ve güncel dijital imkânları sürekli bir deneyim konusu haline getirerek, disiplinler arası karakteriyle kendine özgü dilini sürekli güncelleştirerek yoluna devam ediyor.

1925’de Akademi müdürü Namık İsmail'in girişimiyle Tezyini Sanatlar (Süsleme Sanatları) bölümü kurulmuş, alt bölüm olarak Afiş Atölyesi hayata geçirilmiştir. “Afiş Atölyesi” adı altında kurulan birim, ülkemizde grafik tasarım eğitimi veren en eski bölümdür.

MSGSÜ Grafik Tasarım Bölümü, Bölüm Başkanlığım sırasında 2013-14, 2014-15 ve 2015-16 yılları arasında arka arkaya üç defa DOMUS Dergisi’nin, her yılın Aralık sayısında yayınlanan “Avrupa’nın En İyi 100 Mimarlık ve Tasarım Okulu Rehberinde en iyi 50 tasarım bölümü arasında yer almıştır. 2014 yılında ise bölüm altyapısını oluşturarak Grafik Tasarım Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni kurarak hayata geçirmiştir.

Grafik Tasarım Bölümü eğitim programında, grafik tasarımın üretim alanında yer alan logo, kurumsal kimlik, kitap, dergi, katalog, basın ilanı, ambalaj tasarımı, broşür, afiş, faaliyet raporu vb. ürünler birbirine eklemlenen elemanlardan meydana gelen tek bir projenin unsurları olarak ele alınır. Bu konuları desteklemek veya öğrencilerin yaratıcı niteliklerini geliştirmek üzere programlanan derslerde resim ve/veya yazı elemanlarını kullanarak bir fikri en doğru biçimde görselleştirmeleri ve yeni görsel buluşlara yönelmeleri sağlanır. Dijital tasarımın çeşitli alanları da eğitim programında yer alır. Grafik Tasarım Bölümü’ndeki 4 yıllık programın ilk iki yılı kapsayan 4 yarıyılda, tasarımın temel sorunlarını ele alan zorunlu dersler ağırlıktadır. 5. yarıyıldan başlayarak seçmeli dersler, giderek artan oranda 7. yarıyılın sonuna kadar devam eder. 8. yarıyılda tüm derslerini başarmış olan öğrenci, yalnız diploma çalışmasını gerçekleştirdiği "Grafik Tasarım 6" dersini alarak, diploma çalışmasını jüriye sunar ve başarması halinde mezun olur.

Bölüm mezunları hangi alanlarda çalışma imkânı elde ediyor?

Bölümden mezun olanlar, tasarım stüdyoları, reklam sektörü, kurumların tasarım ve kurumsal kimlik sorumlusu veya danışmanı olarak görevler alabilecekleri gibi; kendi tasarım atölyelerini kurarak serbest çalışabilir ya da sanat ve tasarım ortamlarında üretim yapabilirler.

Grafik Tasarım Bölümümüzün yurtdışında pek çok saygın üniversite ile Erasmus anlaşması bulunmaktadır ve öğrencilerini değişim programları için yüreklendirmektedir.

Emre Senan Tasarım Vakfı’nın kurucuları arasında yer alıyorsunuz. Vakfı hangi amaçlara binaen tesis ettiniz?

“Evrensel tasarım kültürü birikimine alçakgönüllü bir katkı için girişim” olarak tanımlanan Yahşibey Tasarım Çalışmaları, 2006 yılından bu yana İzmir’in Dikili ilçesine bağlı Yahşibey Köyü’nde, özel olarak çalışmalar için tasarlanmış ve inşa edilmiş “proje evi”nde gerçekleşen ve kâr amacı gütmeyen bir tasarım çalışmaları projesidir.

Hedefimiz farklı tasarım disiplinlerinde eğitim gören genç tasarımcı adaylarına yaratıcılıklarını kışkırtacak, birlikte eğlenerek çalışmalarını sağlayacak bir ortam hazırlamak, onları, alanlarında öne çıkmış tasarımcılarla bir araya getirmektir. Farklı tasarım disiplinlerinde üniversite eğitimi gören genç tasarımcılara yaratıcılıklarını kışkırtacak, birlikte eğlenerek çalışmalarını sağlayacak bir ortam sunuyor.

Yahşibey’de neler yapıyorsunuz?

Yahşibey’de yaptığımız tasarım konuşmak, tasarım üretmek, hatta tasarım problemleri yaratmak ve onları çözmeye çalışmak.

Mekanizmamız çok basit, her yaz on beş günlük çalışma dönemlerinde, Türkiye ve dünyadan tasarım disiplinlerinde eğitim gören on iyi öğrenciyi köyümüze davet ediyoruz. Onları evrensel ölçekte, nitelikleri kanıtlanmış ustalarla buluşturuyoruz. Yahşibey’de birlikte yaşıyorlar, pişiriyorlar, temizliyorlar, eğleniyorlar ve elbette proje liderinin tayin ettiği tasarım projesi üstünde çalışıyorlar. Ortak emeklerini her dönem sonunda sunuyorlar ve vakfa teslim ediyorlar. Evrensel tasarım kültürü birikimine katkıları bir web sitesine ve bir kitaba dönüşüyor.

Tasarım öğrencileri Yahşibey tecrübesine nasıl dâhil olabilir?

Yahşibey Tasarım Çalışmalarına bir öğrenci olarak katılmak için ilgilendiği dönem için belirtilmiş mail adresine yazmaları ve istenenleri sunarak kendilerini seçtirmeleri gerekir. Bir kez gelen, bir kez daha çalışmalara katılamaz. Yahşibey Tasarım Çalışmaları projesi kâr amacı gütmez, kimseden ödeme talep etmez, kimseye ödeme yapmaz, sponsor kabul etmez, parasal ilişkiye hiçbir kimseyle ve kurumla girmez. 

Amaç, tasarım üzerine konuşmak, tasarlamak, tasarım problemleri yaratmaktır. Her çalışma döneminde ortaya çıkacak kollektif sonucun evrensel tasarım kültürüne küçük de olsa katkısı olacağını umarız.

Geride kalan süre içerisinde bahsettiğiniz amaçların gerçekleştirilmesine yönelik vakıf nezdinde neler yapıldı?

Farklı tasarım disiplinlerinde 49 adet workshop yapıldı, sadece Pandemi döneminde ara verildi. Bu yaz 50’inci ve 51’inci workshoplar gerçekleştirilecek. Pek çok başarılı öğrenci kendi alanında isim sahibi tasarımcı liderlerle bir araya gelerek beraberce çalışma fırsatı yakaladı. 40 çalışma dönemi boyunca üretilen tüm malzemeleri içeren iki kitap bastık. 01–20 ve 21–40. Hiçbir şey kitap dışı bırakılmadı.

Son olarak okuyucularımıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?

Eğitimci olarak mesleki ve insani değerlere bağlı ve meraklı tasarımcılar yetiştirmek adına son derece özverili bir eğitim kadrosuyla yolumuza devam ediyoruz. Nice yıllara...

Nice yıllara… İlginiz için teşekkür ediyorum.

Bu değerli fırsat için sizlere teşekkürlerimi iletiyorum.

PROF. DR. AYŞEGÜL İZER

MSGSÜ Öğretim Üyesi

1959’da İstanbul’da doğdu, 1985 ALU BIH/Sarajevo Güzel Sanatlar Akademisi, Grafik Tasarım Bölümü'nde lisans eğitimini “cum laude-üstün başarı” derecesiyle tamamladı.

1992 MSÜ GSF Grafik Bölümü'nde, Sanatta Yeterlik eğitimini tamamladı. 2000 yılında kendi tasarım atölyesini kurdu. 2005 yılında Profesör oldu. Bir dönem MSGSÜ-GSF-Grafik Tasarım Bölüm Başkanlığı görevini de üstlenen sanatçı halen mezkûr üniversite nezdinde bu topraklara yeni eserler ve isimler kazandırmanın uğraşı içerisinde bulunuyor.

İşleri dünya çapında birçok yayında, sergide, koleksiyonda ve müzede yer alan Prof. Dr. Ayşegül İzer, 11 adet uluslararası ödülün sahibi olup ESTV-Emre Senan Tasarım Vakfı’nın Kurucu Üyesi ve GMK-Grafikerler Meslek Kuruluşu mensubudur.

En son sergileri: 1997 Atatürk Kültür Merkezi/İstanbul, 1999 Siyah/Beyaz Sanat Galerisi/Ankara, 2001 İlkbahar noktası/point of spring", 2002 Uozu Art Gallery-Uozu/Japonya, 2002 Atatürk Kültür Merkezi-İstanbul; 2002 Stadthausegalerie Münster/Almanya, 2003 Reine-NRW/Almanya; 2004 Paderborn-NRW/Almanya, 2004 Kloster Gerleve-Coesfeld/Almanya, 2006 Edmonton/Kanada, 2010 Hagen Osthaus Museum/Almanya, 2012 Galeri Espas/İstanbul, 2013 Selçuk Yaşar Resim Müzesi ve Sanat Galerisi/İzmir, 2018 IMOGA ART SPACE/İstanbul, 2019, 2022, İstanbul Concept Gallery/İstanbul.

 

İbrahim Ethem Gören/30.05.2023-Yazı No: 352

{name}
{content}
+
-
{name}
{content}
+
-

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

SİZİ ARAMAMIZI İSTER MİSİNİZ?

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

BİZ SİZİ ARAYALIM

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.