Geleneksel İslâm Türk Sanatlarının ustaları Hat Sanatı Atölyesi’nin 5 Mart 2023 Pazar günü düzenlediği müzayedeye birbirinden kıymetli eserlerini bağışlayarak depremzede kardeşlerimizin gönül evlerini şenlendirmişti.
2023 Depremi Bağış Müzayedesi’nde iştirak eden kadın sanatçılarla görüşerek sanatkârların topluma karşı sorumlulukları özelinde bağış mezatına katıldıkları eserlerin hikâyeleri üzerinden bir-sohbet gerçekleştirdik.
Bu vesileyle ustalarımız Birsen Atlı, Hilal Erkaya, Sevilay Sarıgüzel Şen ve Sevim Bayazıt’a teşekkür ederken, deprem felâketlerinde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yaralılara acil şifalar, yakınlarını kaybedenlere sabr-ı cemil diliyoruz.
SANATÇILAR DUYARLILIKLARIYLA ÖNE ÇIKAR.
BİRSEN ATLI
HATTAT
Bence bir sanatçının en çok öne çıkan vasfı Allah'ın ona lûtfettiği "duyarlılık" vasfıdır. Duyarlılık sahibi bir sanatkâr ürettiği eserlerle toplumun pek çok kesimine ulaşabildiği için, bu güç, onun üzerinde bir sorumluluk teşkil eder.
Özellikle birlik ve beraberliğin daha çok önem kazandığı, toplum psikolojisinin yüksek tutulmasına ihtiyaç duyulan olaylar karşısında sanatkârların üstlendiği mezkûr sosyal sorumluluk büyük önem arz eder.
Sanatkâr, toplumun bir araya gelmesinde, sorunların dile getirilmesinde ve anlaşmazlıkları çözmede ve dahi kamuoyu oluşmasını sağlamada da etkilidir.
Sosyal sorumluluk şuuru projelere de yansır. Bu projeler toplumun bir konuyla ilgili farkındalığını artırmak ve olay sonrası oluşan travmaları iyileştirme amacı da taşır. Aynı zamanda konuyla ilgili oluşan farkındalığın gündemde tutulması ve oluşan kamuoyu desteğinin ve heyecanının diri tutulması konusunda, toplumdaki konumu itibariyle sanatkâra çok iş düşer. Zira sanatkâr, eseriyle bir etkinlik alanı oluşturduğu için, insanlar üzerinde herhangi bir kişiden farklı bir tesir alanı oluşturur.
“O, ŞEREFLİ VE YÜCE ARŞ’IN RABBİDİR.”
Depremzedelere yardım amaçlı müzayedeye katıldığım eser daha önce yazmış olduğum bir yazıydı. Bu yazıyı, Kerîm olan Rabbimizin sonsuz nimetlerini tefekkür etmeye çalışarak yazmıştım. Birçok yazımın içinden bu yazıyı seçme sebebim şuydu: İstif tasarımında denge unsurunun ön plana çıktığı, çok sevdiğim bir yazım olması. Yazıyı seçerken Âl-i İmrân Sûresi’nin 92’inci ayeti aklıma düştü. “Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz.” Eser seçimimde bu ayette geçen “en sevdiğiniz şey” vurgusu etkili oldu.
Eserde Mü’minun suresi 116. Âyet-i kerîmesinin son kısmı yazılıdır. “Huve Rabbul arşil kerîm./ O, şerefli ve yüce Arş’ın Rabbidir.”
Kerîm olan Rabbimiz ihsanlarını, ikramlarını, merhametini bu zor günlerde milletimizin üzerine indirsin. Milletimizi, Ümmet-i Muhammed'i her türlü musibetlerden muhafaza eylesin.
TOPLUMUN BİRLİK VE BERABERLİK MEŞALESİNİ SANATKÂRLAR TAŞIR.
HİLAL ERKAYA
TEZHİP SANATKÂRI
Bu tarz durum ve olaylarda mânen her bir ferdin sorumlu olduğunu düşünüyorum. Zâhirî olarak ise toplumun gözü önünde olan kimselere daha çok iş düşüyor. Toplumda birlik ve devamlılık meşalesini taşıyanlardan biri de sanatkârlardır. Fazla misyon yüklediğimin farkındayım, ancak toplumların sanatçıları takip ve taklid ettiği göz ardı edilemez bir gerçektir. Geçirmiş olduğumuz bu felakette de sanatkârlarımızın ellerini taşın altına koymaları, bahsetmiş olduğum toplumla sanatkârlar arasındaki ilişkiyi destekledi. Toplumumuzda insanlarımız hiç bir meslek grubu ayırt edilmeden fayda sağlamaya çalıştı. Sanatkârlarımızın depremzedelerimize karşı “maddeten ve mânen yanınızdayım” mesajı çok kıymetlidir ve istikrarlı olmalıdır. Bu mesaj toplumuzun en ince noktasına; kalbine temas etmektedir.
Sizlerin de bildiği gibi Hat Sanatı Atölyesi’nin yapmış olduğu müzayede depremden kısa bir süre sonra gerçekleşti. Bu durumda müzehhibe olarak elimde bir kaç seçenek vardı, uzun sürmemeli, estetik ve güzel olmalıydı. Necmi Atik hocamın bir eserini tezhipledik. Atölyemde bulunan en iyi çalışmaları gönderdim. Bu eserlerden biri de “Hun” ismini verdiğim eserdi. Bambaşka sebeplerle yapılmış olan bu eser elhamdülillah bir yaraya merhem oldu. Bir kaç eser daha var. Gönül isterdi ki bir haftada duruma uygun minyatür ve tezhip yapmayı, ancak bu mümkün olmadı.
Cenab-ı Hakk’ın rahmetine kavuşanlara rahmet; sağ kalanlara sağlık afiyet ve sabır dilerim.
SANATKÂRLAR İNCE RUHLU İNSANLARDIR.
SEVİLAY SARIGÜZEL ŞEN
HATTAT
İyi insan olmak, karşılıklı haklarımıza saygı göstermek, çalışıp, üretip kazanmak, birbirimize yardımcı olmak, muhtaçlara yardım etmek sosyal görevlerimizdir. Sanatkârlar ince ruhlu insanlardır. İnsana ve yaşama dair her şeye hassas ve duyarlıdırlar. Doğal âfetlerde ise yaptıkları çalışmalar ile bu konuya dikkat çekerek kamuoyu oluşturabilirler, organize olarak yapılması gerekenleri saptayıp gerekenleri yapabilirler ve yerli yerine ulaştırabilirler. Eserlerinin gelirlerini bağışlayabilirler. Bunları da birlik ve beraberlik içinde yapıyorlar zaten.
Müzayedeye bağışladığım eseri 2017 (Hicri 1438) yılında, Hocam Hattat Kadir Sakoğlu hocamın öncülüğünde 12 arkadaşım ile birlikte organize ettiğimiz “Namaz ve Cami” konulu sergi için yazmaya çalışmıştım. 24 eserden oluşan mezkûr sergi Ankara Mustafa Necati Kültür Evi'nde 28.10.2019 tarihinde açıldı. Ben de 3 eserle katıldım. Hocamız nezaretinde belirlediğimiz namaz ile ilgili âyetlerin istiflerini çalıştık. Minyatür sanatçısı arkadaşlarımız da süslediler.
Benim için özel ve değerli olan bu yazılarımdan birini müzayedeyi duyunca bağışlamak istedim. Sağ olsun Gülistan Aydın hoca hanım sayesinde müzayede için İstanbul’da adrese teslim edildi. Celî sülüs, dairevî bir istif. Bakara Sûresi’nin 238’inci âyet-i kerimesi, Meâlen: “Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın.”
Yazının ortasında Bursa Ulu Cami minyatürü var, Serpil Demirağ tarafından çalışıldı.
Hocam Kadir Sakoğlu’na çok teşekkür ederim, Allah Ondan razı olsun, ömrüne bereket versin. İlginiz için teşekkür ederim.
O’NA DÖNÜŞ ASIL BAŞLANGIÇTIR…
SEVİM BAYAZIT
HATTAT
Sanat, toplumu ne pahasına olursa olsun daha iyiye götürme yolculuğudur. Sanatçı eseriyle düşündürür, fark ettirir, bazen teselli eder, bazense rahatsız eder. Tüm bunları göze alır sanatçı, çünkü hiçbir sonuç onu hissettiklerini aktarmaktan alıkoyamaz.
Yasadığımız büyük felâket hepimizin içinde aktarması güç, yoğun duygular oluşturdu. İlk zamanlarda can havliyle yaptığımız yardımlar yerini zaman içinde düşünsel ağırlıklı bir sürece bırakacak. Elbette hiçbir şeyin sebepsiz olmadığı gibi; bu yaşanan felâketin de, bizim buna tanık oluşumuzun da sebepsiz olmadığını zamanla anlayacağız. Bu noktada sanatçı, eserleriyle, kalbimizde bir yük gibi taşıdığımız acıyı alıp bizi daha iyi insanlar yapacak kuvveti kendimizde bulduracak soruları sorar.
Bundan yaklaşık iki yıl önce, Yunus Sûresi’nin 56’ıncı âyet-i kerimesini, içimizde oluşturduğu duyguları yansıtacak şekilde çalışmaya niyetlenmiştim. Bugün yaşadığımız acıların tesellisini yazmışım aslında... Ona dönüşün asıl başlangıç olması bugün en büyük tesellimiz çünkü. Eser de buna vurgu yapıyor; âyetin, O’na döndürüleceğimizi söyleyen kısmini en başta, en görkemli şekilde müjdeliyor. “O, diriltir ve öldürür; ancak O’na döndürüleceksiniz”
İbrahim Ethem Gören 15.03.2023/Yazı No: 341