HATTAT MEHDİ KURBANİ İLE YÜZÜK TAŞINDAN AÇILMIŞ BİR SOHBET
Mehdi Kurbani (Qorbani) İranlı bir hattat. Bir yandan hat sanatıyla meşgul oluyor, diğer yandan yüzük taşlarının üzerine oyma ve kakma teknikleriyle işlemeler yapıyor, diğer bir yandan da Tahran’daki Muhammed (sav) sanat galerisinde yöneticilik yapıyor.
Türkiye’den neş’et eden hat sanatı literatürünü takip edebilecek kadar Türkçeye vâkıf olan sülüs hattatı Mehdi Kurbani ile içinden İran’ın hat sanatı birikimi ve yüzük taşı işlemesi geçen bir sohbet gerçekleştirdik.
Mülakatımıza yaptığı değerli katkılar için Yalova Üniversitesi öğretim üyesi, hattat, Doç. Dr. Süleyman Berk’e teşekkür ediyorum.
Mehdi Bey sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Mehdi Kurbani, 1980’de Tahran’ın güneyinde, Rey şehrinde doğdum. Hukuk Fakültesi’nden mezun oldum ve sekiz senedir sülüs ve nesih hatlarını, büyük İranlı hattat, hocam Seyit Muhammed Muvehhid’den öğrenip meşk ediyorum. Bundan başka, bu alanda, hat sanatı konusunda bazı kitapları Türkçeden Farsçaya tercüme etmeye çalışıyorum.
Sanatla, estetik güzelliklere ilginiz nasıl başladı?
Çocukluktan beri, İslâm sanatlarına karşı içten merakım vardı. Henüz küçük yaşlarda bu alanda çalışmalar yapmaya başladım.
Ne türden çalışmalar?
Camilerde ve dini mekânlarda, her tür çini (Farsçada: Kaşikari) üzerindeki yazılara bakıp saatlerce onların güzelliklerini temaşa ederdim.
Yazıyla/hatla irtibatınız nasıl başladı?
İlk defa okulda on bir yaşımda iken hat öğretmenimin teşvikiyle yazıya başladım. Fakültemi bitirdikten sonra, hat sanatına odaklandım.
İRAN’IN HAT SANATINDA ULU BİR MAKAMI VAR
İran’da hat sanatının gelişimine dair neler söylemek istersiniz?
İran’ın hat sanatında çok ulu bir makamı var. Nestâlik (ki Türkiye’de “Talik” denilir) İranlı hattatların vasıtasıyla tüm İslâm âlemine –Hindistan’dan Osmanlı’ya kadar- yayıldı.
NESTÂLİK YAZI NEVİ HAT SANATININ GELİNİDİR
Nestâlik yazının güzellik ve inceliğine göre “İslâm hat sanatının gelini” denilir. Zaten nestâlik İran sanatında milli bir hat sayılır ve tüm İranlı hattatlar Nestâlik hattını yazıyorlar. Safevî döneminde, tüm hatlar İran’da yazılıyor, hattatlar tarafından çok sayıda harika eserler meydana getiriliyordu.
SAFEVÎ DÖNNEMİ İRAN SANATININ ALTIN ASRIDIR
Bu keyfiyet, Safevîlerin sanata ve sanatkâra olan teşvikinin neticesi olsa gerek…
Mutlaka… Safevî Devleti sanata ve sanatçılara çok değer vermiş ve onları himaye edip destek olmuştur. Hakikaten Safevî dönemi, İran sanatının altın asrı sayılır.
Sonraki asırlarda neler yaşanmış bu meyanda?
Maalesef, Safevîlerden sonra birçok sanatlarımız zayıflamıştır. Hat sanatında da iktidara gelen hükümetler tarafından Sülüs ve Nesih hatlarına çok değer verilmemiş; bunların yerine, Nestâlik ve Şikeste Nestâlik hatlarının yazılması teşvik edilmiştir.
Safevî Devleti’nin şaşaalı günlerinden geriye İran’da ne türden eserler kalmış?
Büyük Safevî hattatlarının Sülüs, Muhakkak ve Nesih nevileriyle meydana getirdikleri hat eserleri; İsfahan, Meşhed ve Tebriz’de, camilerde ve dînî mekânlarda kitabe şeklinde görülmektedir.
Bazı müzelerimizde veya özel koleksiyonlarda da çok sayıda Kur’ân-ı Kerim, dua, evrad, en’am, Yasin-i Şerif ve Ehlibeyt imamlarımızın (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) sözleri en güzel hatlarla bizlere miras kalmıştır.
Günümüze gelecek olursak…
Günümüzde İran’da en büyük Sülüs ve Nesih yazan hattat, benim hocam olan Seyyid Muhammed Muvehhid’dir.
Hocanız hangi hat nevilerini yazıyor?
Hem Türk tarzı ve hem de İran tarzında hatlarda çalışıyor.
Hocanızın kaleminden neş’et eden çalışmalar nerelerde bulunuyor?
Sadece Meşhed’de İmam Rıza’nın (Allah’ın rahmeti üzerlerine olsun) kutsal türbesinde, 4 bin 300 metre tül kitâbesi var.
Hocanız Sülüs yazınca sanırım siz de onun açtığı yoldan yürüdünüz, öyle mi?
Aynen öyle oldu İbrahim Ethem Bey. Herhalde sülüste bulunan çekicilik ve estetik ve dahi hocamın Sülüs’le iştigal ediyor olması beni bu hattı yazmaya sevk etti.
İran’da hat sanatı yüzük taşları üzerine işleniyor. Bu alanda neler yapılıyor? Siz neler yaptınız?
İran’da hat sanatı hemen her satıh üzerine tatbik ediliyor. Bunlardan biri de yüzük taşları.
Malum olduğu üzere hattatlıkla meşgul oluyorum. Bir yıl kadar hakkaklık da yaparak yüzük taşlarının üzerlerine hat hakkettim.
Tahran’daki galerimizde bir yüzüğü tüm kâmil şekline getirmek için dört beş usta sanatçı çalışıyor. Bir yıl kadar ben de bu türden çalışmalar yaptım. Akabinde hocamın uyarısı ve men etmesi üzerine hakkaklığı bıraktım.
Neden?
Hakkaklık elin ayarını bozuyor, sarsıyor.
Galeride neler yapıyorsunuz?
Galerimizin müdürü benim arkadaşımdır. Beni çalışmaya davet etti ve şimdi dört senedir bu işle uğraşıyorum.
Benim işim yüzük taşının kalıplarının yazılarını yazmak. Taşlar çeşitli kalıplarda kesip tıraş edildikten sonra hattat; ayet veya hadis-i şerif metinlerini veya müşterilerin istediği başka zikirleri, hazırladığımız kalıpları kullanarak yüzük taşlarının üzerlerine hakkediyor. Bu işlemi yapan kişiye “hakkak”; yazılı taşa da “mahkûk” denilir.
İran’da taş; yüzük taşı işlemeciliği yaygın mı? Bu zanaatla meşgul olan epeyce sanatkâr var mı? Sektörünüz hakkında bilgi verir misiniz?
Bu sanatın tarihi İran’da çok eskidir. İslâm’dan sonra, asırlarca şahların, devlet görevlilerinin ve asil ailelerin isim ve nişanları kişisel mühür gibi kullanılmıştır. Eski mühürlerin hepsi böyleymiş. Bunlara ilâve ayetler, hadisler ve kutsal zikirler yüzük taşlarına mahkuk olunmuş. Günümüzde takriben 5 bin kişi bu zanaat üzerine çalışıyor.
Yüzük taşı sanat ve zanaatı hangi şehirlerde temerküz etmiş?
Tahran, Meşhed, Kum ve İsfahan bu sanatın merkezleri sayılır. Bizim galerimiz de bu çalışmalarda Tahran’ın en önemlilerinden biridir.
İranlılar, üzerinde isimlerinin ya da bir âyet-i kerimenin, bir hadis-i şerifin ya da güzel bir sözün yazılı bulunduğu yüzükleri sizce niçin tercih ediyor?
Yüzük sanatının muhatapları din adamlarıdır. Müslüman İranlıların çoğu Şia mezhebindendir. Ehlibeyt imamlarımızdan (Allah’ın selamı üzerlerine olsun) yüzük kullanmışlardır.
Taşların üzerine en çok neler yazıyorsunuz?
En çok yazdığımız zikirler, Kuran’-ı Kerim ayetleri, hadis-i şerifler, Peygamber Efendimizin (sav) ve Ehlibeyt’in ism-i şerifleri, şiir, güzel sözler veya hikmetler, daha sonra da kişisel isimlerdir. Ayet-i kerimelerden ve hadis-i şeriflerden sıkça kullandıklarımızı şöylece arz etmek isterim:
و أن یکاد ... – سورة الفاتحة- سورة الإخلاص- آیة الکرسی- أفوض أمری إلی الله إن الله بصیرٌ بالعباد- و من یتّق الله یجعل له مخرجاً و یرزقه من حیث لا یحتسب-وَقُولُوا لِلنَّاسِ حُسْنًا- حسبنا الله و نعم الوکیل- یدالله فوق أیدیهم- فَاصْبِرْ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ-
أنا مدینة العلم وعلیٌ بابها- حسینٌ منّی و أنا منه- فاطمة بضعةٌ منّی- أحبّ الله مَن أحبّ حسیناً- شیعة علی هم الفائزون یوم القیامة- انما مثل اهل بیتی فیکم مثل سفینه نوح فی قومه من رکبها نجی و من تخلف عنها غرق- علی مع الحق و الحق مع علی-
- Peygamber Efendimiz (sav) ve Ehlibeyt’in ism-i şerifleri:
لاإله إلا الله محمّدٌ رسولُالله علیٌّ ولیُّالله- یا محمّد- یاعلی مدد- یا حیدر- یا فاطمة الزّهراء- یا إمام حسن- یا أباعبدالله الحسین- یا قتیلالعبرات- لافتی إلّا علی لاسیف إلّا ذوالفقار- یا حجة بن الحسن العسکری- یا مهدی- اللهم صل علی محمّد و آل محمّد
- Şiir, güzel sözler ve hikmetler:
این نیز بگذرد- الله حسبی- الله ربّی- یا غنیٌّ- لاحول و لا قوة إلّا بالله- ماشاالله أستغفرالله لاحول و لاقوة إلّا بالله- یا لطیف إرحم عبدک الضعیف
Bu alanda İran’da öne çıkmış ustalar kimlerdir?
Günümüz en önemli ustaları: Rıza Qurbânî (Hür), Cevad Heyderi (Taha) ve Emir Hüseyin Rezi’i (Mobin)’dir.
Ne kadarlık bir çalışmanın, çıraklık ve kafalık döneminin akabinde yüzük taşları işlenmeye başlanıyor?
Bu, çalışanın yeteneğine bağlıdır. İki ve dört yıl arasında olabilir.
İyi bir yüzük taşı hangi hususiyetleri haiz olmalıdır?
Taşın rengi, şeffaflığı, maden damarı, saflığı ve ayarı güzel olmalıdır.
Yüzük taşı üzerine Gubârî hat uygulanıyor. Küçücük alanlar üzerine küçücük yazılar nasıl işleniyor?
Taş üzerine hakketmenin iki yolu vardır: el çalışması ve makine çalışması. Makine çalışmasında her tür yazı her ebatta yazılabilir. Ama el çalışmasında, Gubârî yazı yazmak, hakkakın beceri ve ustalığına bağlıdır.
Taşlara yazının dışında ne türden figürler uyguluyorsunuz?
Bazı geleneksel nakışlar işleniyor, ayrıca müşterinin talep ettiği desenler tatbik ediliyor.
Hangi taşları tercih ediyorsunuz? Hangi taşlar yahut zeminler işlemeye el veriyor?
Akik taşını öncelikle tercih ediyoruz. Akik taşı Şia hadisleri ve rivayetleri kaynağında çok önemli sayılır. Ayrıca akik taşının işlemesi kolaydır, çok sayıda çeşitleri ve renkleri vardır ve akik taşını kesmek ve üzerine hakketmek daha basittir.
YÜZÜK TAŞININ ÜZERİ AŞK İLE İŞLENİR
Yaptığınız sanatı ve zanaatı nasıl tarif ediyorsunuz?
Bu sanat kutsal, nefis ve güzel bir sanattır. Aşk ve muhabbetle yapılır.
Bahsettiğiniz taşları hangi malzeme ve teknikleri kullanarak süslüyorsunuz?
Elle klasik yöntemle taşı işliyoruz. Bazen de elektrikli matkap veya CNC tekniğini uyguluyoruz.
Bir Türk atasözü “Marifet iltifata tabidir/Müşterisiz meta zayidir” demektedir. Sizin marifetiniz ne ölçüde iltifat görüyor?
Bizim sanatımızın müşterisi çok özel kişilerdir. Yani onların bu sanata bakışları çok farklıdır. Onlar yüzüklere sadece bir süsleme gibi bakmıyorlar. Onların bakışı, dinî bir bakıştır. Bazı müşteriler de koleksiyoncudurlar.
Elinizden çıkan eserleri, yüzük taşlarını kimler tercih ediyor?
İran’da her türlü müşterimiz var, din adamları ve bilginler daha çok. Bazı yabancı ülkelerden de müşterimiz var.
Türk ustalarının eserleriyle İran ustalarının eserlerini mukayese etme imkânınız oldu mu?
Hayır, maalesef fırsat bulmadık. Ama bu sanatı Türk kardeşlerimize de tanıtma yönünde istekliyiz.
Türkiye’ye; sanatseverlere, koleksiyonerlere, sanat sevdalılarına nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?
İran ve Türkiye, İslâm âleminde iki büyük medeniyet ve sanata sahiptir. İki milletin arasında ortak kültür ve medeniyet vardır.
Bize bir fırsat ve imkân bulunsa, bu sanatı ve güzel eserlerini Türkiye’de sergilemeye hazırız. Şundan emin olmanızı isterim: Türk kardeşlerimiz de bu güzelliği beğenip kesinlikle seveceklerdir.
İbrahim Ethem Gören