DR. HATİCE AKSU İLE TEZHİP, ÇİNİ VE KALEMİŞİNDEN AÇILMIŞ BİR SOHBET…

DR. HATİCE AKSU İLE TEZHİP, ÇİNİ VE KALEMİŞİNDEN AÇILMIŞ BİR SOHBET…

Dr. Hatice Aksu geleneksel sanatlarımız alanında söyleyecek sözü olan münevver bir sanatkâr. 35 yıldır öz sanatlarımıza yeni eserler ve isimler kazandırmakta olan sanatçı tezhip, minyatür, çini ve kalemişi alanlarında birbirinden değerli çalışmalara râm oluyor.

Uzun yıllar İSMEK’te tezhip sanatı zümre başkanlığı görevini de deruhte etmiş bulunan Dr. Aksu, bir yandan İSMEK bünyesinde, bir yandan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde ve bir yandan da şahsî atölyesinde sanat birikimini öğrencilerle paylaşıyor.

Dini yapılarda birbirinden âlâ kalemişi proje ve uygulamaları gerçekleştirmekte olan Dr. Hatice Aksu’nun, Gülhane Parkı’ndan Haliç Kongre Merkezi’ne; İBB Saraçhane yerleşkesinden Pierre Loti’ye kadar kadim şehrin pek çok tarihi ve turistik mekânını tezyin eden çini panolarında imzası bulunuyor.

Sanatçı Dr. Aksu ile Yeni Camii Hünkâr Kasrı müştemilatındaki irtibat ofisinde içinden çini, tezhip ve kalemişi geçen bir sohbet gerçekleştirdik.

Hatice Hanım geleneksel sanatlarla ünsiyetiniz nasıl başladı ve gelişti?

Geleneksel sanatlar ile ünsiyetim ailemin sanata olan sevgi ve alakası ile başladı. Babam ve annem sanat ile ilgilenir ve evimizde hattat Hamid, Kamil Akdik ve Sami Efendi’nin yazıları bulunuyordu. Babamın müzayedelerden eser alması Sami Efendi’nin hat yazıları ile göz âşinalığımı temin etti.

Tezhipten kalemişine; minyatürden İznik çinisine kadar oldukça yoğun bilgi, nitelikli eğitim, uygulama ve alan ihtisası gerektiren sanat dallarında çalışmalar yapıyorsunuz. Tezhip, çini, minyatür ve İznik çinisi alanlarında yaptığınız çalışmalara ve ustalarınıza değinir misiniz?

İçinde bulunduğum sanat çalışmalarımda çok kıymetli, aziz hocalarımdan ders almış olmam ufkumu genişletti. Ailemin teşviki ile Kubbealtı Sanat Kursu’nda tezhip derslerine henüz daha 8’inci sınıfta başladım.

Kubbealtı’nda kimlerden feyz aldınız?

Kubbealtı’nda İnci Ayan Birol ve Çiçek Derman Hoca ile çalıştım. Daha sonra bir bahar mevsiminde (Nisan ayı olmalı) İnci Ayan Hoca’mız bizi Süheyl Ünver Bey’in atölyesine ziyarete götürdüğünde sanat hayatımın en güzel buluşmasına vesile oldu. Böylelikle Süheyl Hoca ile tezhip çalışmaya başladım.

Ne kadar çalıştınız Süheyl Bey ile?

Üç yıl süren Süheyl Hoca ile tezhip çalışma hayatım, Cahide Keskiner Hoca’nın Cerrahpaşa Tıp Tarihi Kürsüsü’ne gelmesi ile başka bir boyut kazandı. Bu mekânda rumi dersini anlatan Cahide Hoca’nın Topkapı Sarayı’nda ders verdiğini öğrendim ve sınavlarına girerek derse başladım. Topkapı Sarayı Geleneksel Türk Süsleme Sanatları Kursu’nda Cahide Keskiner, Semih İrteş ve Mamure Öz hocalarla çalışma fırsatım oldu.

Daha sonra aldığımız çok kıymetli sanat eğitimlerini nasıl pekiştirdiniz?

Daha sonra –o zamanki ismiyle- Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk El Sanatları Bölümüne girdim ve bu okulda Dündar Tahsin Aykutalp’ten tezhip ana sanat dalında eğitim aldım. Yine bu okulda İslam Seçen’den yardımcı sanat dalında cilt öğrenerek üniversitemden bölüm birincisi olarak mezun oldum. Doktora çalışmamı ise Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümünde yaptım.

Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’e yetişerek kendisinden feyz aldınız. Süheyl Bey’in geleneksel sanatlarımıza yaptığı hizmetler nasıl mütalaa edilmelidir?

Süheyl Ünver‘in bulunduğu dönem içinde geleneksel sanatlara çok büyük hizmeti olmuştur. Süheyl Ünver Bey, kadim sanatlarımızı, kütüphanelerdeki nadide eserleri inceleyerek genç nesillere aktarmada önemli bir hizmet üstlenmiştir.

Süheyl Hoca özellikle derslerde not tutulmasını tavsiye eder ve notları defterlerde toplamanın âdet haline getirilmesini isterdi. Süheyl Bey, Topkapı Sarayı Kütüphanesi’nde tarihte en yüksek seviyesinde olan sanatımızı inceleyip araştırarak günümüz sanat ortamına aktarılmasında önemli bir rol üstlenmiştir.

Kerim Silivrili’den çini sanatına dair neler öğrendiniz?

Kerim Silivrili hocam ile yüksek lisans çalışmamı tamamladım. Kendisinden çini sanatının ve İznik ve çiniciliğinin sevgisini kazandım. MSGSÜ’de çini sınıfında aldığım dersler daha sonra benim çini ile eserler üretmeme vesile oldu.

Muhsin Demironat ile Tahsin Aykutalp’ın tezhip; İslam Seçen Hoca’nın cilt atölyelerindeki çalışmalarınız size neler kattı?

Tahsin Aykutalp ve Muhsin Demironat ile birlikte sürüp giden meşklerimizde tezhibi ve bu kadim sanatımızın özellikli çalışmalarını yakînen tanıma imkânım oldu. Muhsin Demironat, Cumhuriyet tarihinin en önemli tasarım ve uygulama üstadıdır.

Muhsin Hoca için de bir paragraf açalım dilerseniz…

Kendine özgü tasarımlarında gözlemlediğimiz saz yolu ekolünü 16.yy’da Şahkulu’nda; 18.yy’da Ali Üsküdari’de; 20. yy’da ise Muhsin Demironat’ta gözlemliyoruz.

35 yıldır öz sanatlarımızla iç içesiniz. Geleneksel sanatlarımızın nispeten “yokluk” ve “yoksunluk” dönemlerinden bugüne gelişi nasıl oldu? Öne çıkan isimler, kurumlar, müesseseler, sanatkârlar kimlerdir?

Süheyl Ünver, Muhsin Demironat ve Rikkat Kunt Osmanlı’dan sonra tezhip sanatını günümüze aktaran öncü şahsiyetlerdir. Onların öğrencileri, Cerrahpaşa Tıp Tarihi Kürsüsü, Mimar Sinan Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi üç hocamızdan yetişen öğrencilerle öz sanatlarımıza bir nevi can suyu vermiştir.  

SANAT, YARADAN’IN İNSAN RUHUNDA HUSUSİ TECELLİSİDİR

Tezhip, çini ve kalemişi çalışma ve uygulamalarınıza geçmezden önce sanat ve estetik üzerine konuşalım. Sizce sanat ve estetik nedir?

Sanat, insan ruhunda Yaradan’ın hususi tecellisidir. Gerçek sanatkâr Allah’tır ve kainatta sanatının izlerini gözlemliyoruz.

Estetik, insanların rûhî zenginliği ve kapasitesi ile yaşamlarına katmakta olduğu incelikler bütünüdür.

 

Asırlar sonrasına sarkaçlanacak bir sanat eseri hangi özellikleri haiz olmalıdır?

Asırlar sonrasına sarkaçlanacak bir sanat eseri taklitten uzak, bağlı bulunduğu ülkenin manevi değerlerini bünyesinde toplayan, yaşadığı güne mesajlar veren, izleyenleri ortak mefhumda buluşturan değerler bütünüdür.

Bu bağlamda âlâ bir tezhip eseri sizce nasıl olmalıdır?

Tezhip hattın elbisesidir. İyi bir tezhip levhasında yazıyı görebilmeliyiz. Bunun ötesinde levha, süslemeyle ahenk içerisinde, renk, desen ve tasarım bütünlüğünü taşımalıdır.

İstanbul’un tarihi yapı ve mekânlarında birbirinden güzel çini tasarım ve uygulamalarınız mevcut. İznik çinisinde uzmanlığınızı nasıl geliştirdiniz?

İznik çinisini dünyaya kazandıran ecdadımıza müteşekkirim. Günümüzde taşların insan vücuduna etkileri ve önemi anlatılmakta... Kuvars, İznik çinisinin en önemli malzemesi olup insan bünyesine çok büyük faydaları vardır. Ecdadımız evinin duvarlarını, odalarını ve mimari abidelerimizi İznik çinisi ile bezemiştir. Ateşte çiçekler, renkler kuvars ile birlikte evsafına erişir ve ateşte açan çiçekler olur.

Bu alanda İstanbul’daki uygulamalarınıza değinir misiniz?

İstanbul Atatürk Havaalanı taş çinileri, Zincirlikuyu Mezarlığı kapısı, Kabataş Metrosu çinileri ve Haliç Kongre Merkezi çinileri…

Birbirinden girift teknik, malzeme, işçilik ve tezyinat uygulama alanlarına hitap eden kalemişi sanatında da çalışmalarınızı görüyoruz. Bu sahada neler yapıyorsunuz?

Bu alanda da eser üretmekle birlikte kalemişi sanatında iddialı değilim. Sayın Semih İrteş hocamı bu konuda en yetkili kalemkâr usta olarak görüyorum. Semih Hoca’mın kalemişi sanatını ve eserlerini izleyerek çalışıyorum.

Hangi mekânlarda kalemişleri yaptınız?

Çeşitli camilerde, kamuya ait binalarda, köşklerde, tarihi mekânlarda kalemişi çalışmalarım oldu. Halen çalışmalarım devam etmektedir.

Kalemişinde dönemler ve hususiyetleri önemli. Özellikle tarihi yapılarda uygulanan restorasyon, renovasyon çalışmalarında nelere dikkat edilmeli?

Günümüzde, tarihi eserlerdeki restorasyon ve renovasyon çalışmalarında kurumsallaşmaya gidilmeli ve konu ile alakalı uzman kişiler yetiştirilmelidir.

Öğrencileriniz birikimlerinizden hangi kurum ve kuruluşlarda istifade ediyor? Nerelerde dersler veriyorsunuz?

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümünde 6 yıldır tezhip dersleri veriyorum. Ayrıca 22 yıldır İSMEK sanat kurslarında tezhip derslerine devam etmekteyim. Tezhibi ve öğretmeyi çok sevdiğim için uzun yıllar daha eğitime devam etmeyi düşünüyorum. Öğrencilerimle bu vesile ile çok güzel beraberliklerimiz ve sanat çalışmalarımız, sergilerimiz olmaktadır.

Özel atölye çalışmalarınız için de bir paragraf açalım dilerseniz…

Atölye çalışmalarım tezhip, minyatür, İznik taş çinisi ve kalemişi olarak devam etmektedir.

“SANATINIZ ANCAK BU KELİMELERLE ANLATILABİLİR”

Pek çok yer ve mekânda sergi açtınız. Sergi süreçlerinizde sizi etkileyen bir hatıranızı paylaşır mısınız?

2000 yılında Almanya’nın Köln şehrinde sergi açtım. Sergime gelen Alman bir ziyaretçi uzun süre sergiyi izledi ve gitti. Ertesi gün tekrar geldiğinde elinde elmalı bir pasta ve kurdela ile bağlanmış kaligrafi hatla yazılmış bir şiir getirerek “sanatınız ancak bu kelimelerle anlatılabilir” dedi.

İsmini sonradan öğrendiğim Hubert Maria adlı Alman heykel sanatkârı, ‘Bizim Yunus’un bir şiiri ile bana teşekkür etti. Bu incelik, şimdiye kadar gördüğüm en güzel teşekkürdü ve unutamadığım bir hatıra oldu.

Şiiri okuyucularımızla paylaşır mısınız?

Dervişlik dedikleri hırka ile taç değil

Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil

Sizin ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?

Okuyucularımıza sanatın engin güzelliğinden ruhlarını zenginleştirmek için istifade etmelerini, sanatla hayat boyu beraber olmalarını diliyorum.

İlginiz için teşekkür ediyorum.

Ben çok teşekkür ederim, sanatlı yıllar diliyorum.

 

 

 

  İbrahim Ethem Gören                  

{name}
{content}
+
-
{name}
{content}
+
-

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

SİZİ ARAMAMIZI İSTER MİSİNİZ?

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

BİZ SİZİ ARAYALIM

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.