Ebubekir Bey sizi tanıyabilir miyiz?
1987 Malatya doğumluyum. Aralıksız süren eğitim öğretim hayatımda son olarak doktora eğitimimi 2015 yılında İnönü Üniversitesi Matematik Anabilim Dalı’nda tamamladım. Tabii her işte olduğu gibi matematikte de sevmeden, hissetmeden çalışmak mümkün değil. Ben severek, isteyerek tercih ettiğim bu alanda aralıksız 13 yıl emek verdim ve halen Adıyaman Üniversitesi’nde çalışmalarıma devam ediyorum. Matematikten daha önce başladığım ve Matematikle birlikte hiçbir zaman vazgeçemediğim sanat ise benim için özel bir yere sahip.
MATEMATİK SANATTIR
Matematik tahsiliniz sanatınıza ilave katma değer sağlıyor mu?
Matematiğin kendisi sanattır aslında.
Kısaca matematikteki sanat değinir misiniz?
Mükemmelliği, tamamıyla doğru olması ve doğruların eksiklik ya da fazlalık olmadan kendine has bir dille ifade edilmiş olması sanat olmasını sağlayan en önemli unsurlardır. Gerçekten iyi bir sanat eserinde de bu özellikler aranır. Sanatçı çalışmasından artık ekleyecek ya da çıkaracak bir şeyler bulamıyorsa mükemmele yaklaşmış demektir. İlginç bir şekilde sanatla matematik arasındaki ilişki burada sayamayacak kadar derin. Bu derinliği hissetmiş biri olarak matematiğin elbette çalışmalarımda bana ilham verdiğini ve aynı hassasiyetle mükemmeli aradığımı söyleyebilirim.
Öz sanatlarımıza nasıl ve ne zaman “merhaba” dediniz?
Geleneksel sanatlara ilgim lise yıllarımda başladı. O yıllarda kara kalem ve diğer bazı tekniklerde resimler çalışıyordum. Okumalarım sırasında İslâm medeniyetinde, özellikle de Osmanlı’da sanatın nasıl geliştiğine dair bazı araştırma yazılarına rastladım. Bu yazılarda Hadis-i Şeriflerle nedenleri ile birlikte İslâm sanatlarının doğuşu anlatılıyordu. O andan itibaren tıpkı İslâm Medeniyetinde olduğu gibi benim iç dünyamda da İslâm sanatları yer etmeye başladı. Zamanla araştırarak İslâm medeniyetinde icra edilen geleneksel sanatlar hakkında bilgiler öğrenmeye çalıştım.
SANAT GÖZLE BİRLİKTE RUHA HİTAP EDER
Matematik ve sanat yan yana gelince ortaya nasıl bir sinerji çıkıyor?
Sanat sadece gözlere hitap etmez, aynı zaman da ruha da hitap eder. Örneğin ölçülere, oranlara ve estetiğe dikkat edilerek hazırlanmış bir hüsn-i hat eserine baktığınızda sizi rahatsız eden hiçbir unsura rastlamazsınız. Her bir harfin, her bir harekenin, hatta tek bir noktanın bile hangi açıda, hangi büyüklükte ve nerede olduğu çok önemlidir. Her detay mükemmel olmadan bütünde mükemmelliğe ulaşmak imkânsızdır.
GÖZ TERAZİDİR
Hocalarımız göz terazidir derler. Yani baktığınız zaman bahsettiğimiz ölçülerin tamamını tecrübeli bir göz tartar ve gerçek bir eser olup olmadığını anlar. Matematiği çok iyi bilmeden de bu ahengi muhteşem bir şekilde yaşatan sanatkârlarımız var elbette. Ancak matematiği de yaşayarak bu güzelliklere farklı bir bakışla bakabilmenin bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum.
BAKIR KAKMA ZANAATİNDE EZME, KABARTMA VE KAZIMA GİBİ TEKNİKLER GÖZE ÇARPAR
Bakır kakma sanatı nedir? Nasıl icra edilir?
Bakır kakma, farklı kalınlıklarda olabilen bakır bir levhanın bazı aletler yardımıyla çeşitli teknikler kullanılarak şekil verilmesi işlemidir. Genel olarak kakma sanatının geçmişi oldukça eskiye dayanır. Bakır işleme çalışmalarında oyma, ezme, kabartma, kazıma gibi birbirinden farklı teknikler kullanılır. Ancak bakır kakma denilince kazıma ve oyma tekniklerinden ziyade, döverek, ezerek, kabartarak şekillendirmek akla gelir. Aslında teknik olarak bakır veya herhangi bir metal levha ile yapılan rölyef çalışmalarına oldukça benzerdir. Bir eserde bir ya da birden fazla teknik aynı anda da kullanılabilir. Benim tercih ettiğim teknik ise biraz daha farklı.
Nasıl bir teknikten söz ediyorsunuz?
Kakma işleminin uygulandığı kompozisyonda rölyefte olduğu gibi çukur veya tümsekler oluşturmak yerine tamamen düz bir yüzey elde etmeye gayret ediyorum. Desenlerin kenar çizgileri ise elde edilen düz yüzeye dik olacak şekilde kenar yüzeylerine dönüşüyor. Bu teknik bana net yüzeyler verdiği için görsel olarak daha etkili olduğunu düşünüyorum. Çalışmalarımda daha çok değerli hattat hocalarımızın istiflerini tercih ettiğim için harfler ve harekeler için de bu teknik oldukça önemli bir avantaj sağlıyor. Çünkü harflerin anatomisini, geometrisini korumak bu netlik sayesinde mümkün oluyor.
Hangi malzemeler kullanılır? Bakır kakma işinde en temel malzeme tabii ki bakır levhadır. Bakır levhanın kalınlığının ve kıvamının yapılan işe uygun olması gerekir. Kullanılacak kompozisyon yoğun ve dar bir alana işlenecekse daha yumuşak ve daha ince bir bakır levha gerekirken, yoğun olmayan bir kompozisyon büyük bir alana işlenecekse daha sert ve kalın bir bakır levhanın tercih edilmesi gerekir. En doğru seçimi, kazanılan tecrübe sayesinde yapabilirsiniz.
DR. İNAN MALZEME GELİŞTİRME SÜRECİNİ DEVAM ETTİRİYOR
‘Kem âletle kemâlat olmaz’ denmiş. Âletlerinizi de öğrenmek isteriz…
Kakma sürecinde zamanla çok çeşitli aletler kullandım. Bunların içerisinde metal kalemler, ahşap kalemler ve farklı ebatlarda çekiçler bulunuyor. Nihayetinde doğal olarak kendi tekniğime uygun aletleri kendim ürettim. Farklı sertliklerde olan gürgen, dişbudak ve ıhlamur ağaçlarından çeşit çeşit ahşap kalemler kullanıyorum. Metal sivri uçlu kalemleri ise kakma sürecinde detayları ortaya çıkarmak için kullanıyorum. Bunlardan başka bazı kimyasallar kullanarak bakırı doğal bir şekilde oksitlendiriyorum. Parlatma sürecinde yine farklı aletler var elbette. Tüm işlemlerden sonra harfleri veya desenleri altın varaklarla varaklıyorum. Özetlemeye çalıştım ama her bir aşamasında kendi deneyimlerimle keşfettiğim veya kullanmaya başladığım birçok malzeme söz konusu. Malzeme geliştirme sürecim bu işe devam ettiğim sürece devam edecek sanırım.
Bakır kakma usulüyle ne tür çalışmalara/eserlere imza atıyorsunuz?
Bakır kakma tekniği ile yapılamayacak iş yok aslında. Bir evin duvarını da komple kaplayabilirsiniz, duvarda asılı duracak bir tablo da olabilir, bir objeyi de kaplayabilirsiniz, kişisel bir eşya da olabilir, masa üstüne koyabileceğiniz küçük bir tablo da olabilir. Aktarılacak desenler de tamamen isteğe göre olabilir. Rumi bir motif de olur, güzel bir hüsn-i hat istifi de olabilir, bir manzara da olabilir, hatta soyut bir çalışma da mümkün. Ancak benim tercihim birçok nedenden dolayı hat üstadlarımızın yazdığı hüsn-i hat istiflerdir. Şimdiye kadar açtığım sergilerin tamamı hüsn-i hat yazıların bakır kakma eserlerinden oluşuyor. Hassasiyetlerimi ve tutkumu bilenlerden de genelde bu yönde talepler oluyor.
Hadisenin sanat ve zanaat bölümleri nelerdir?
Sanat boyutu daha çok kullandığım tekniğin özgün oluşundan kaynaklanıyor.
BAKIR KAKMADA KULLANILAN DESENİN ANOTOMİSİNE SADIK KALARAK İŞLENMESİ ÇOK ÖNEMLİDİR
Bir de kakması yapılacak desene ne kadar sadık kalınabildiği oldukça önemli. Bakır kakma işi yapanlar için kullanılacak desen çok önemlidir. Kakma işiyle uğraşan kişi eğer desenini kendi çizebiliyorsa, çizdiği deseni işlemesi onun için daha güzel ve daha kolaydır. Eğer kullanılan desen başka bir sanatçıya aitse, etik hassasiyetler gereği öncelikle kullanmak için izin almak gerekiyor. Kakma işini hatasız yapamıyorsanız diğer sanatçılar doğal olarak çizimlerini kullanmanızı istemezler. Çünkü bu durum onlara ve eserlerine zarar verecek olan bir durumdur. Bu nedenlerden dolayı desene sadık kalabilmek bir bu işin sanatının en önemli unsurlarındandır. Diğer bir unsur ise tüm süreçleri tamamlayıp ortaya bir çalışma çıkardığınızda bu çalışmanın bir tarzının olmasıdır. Demek istediğim bir esere imza atmadan da o eseri görenler bu eser filan kişinindir diyebiliyorlarsa bana göre o sanat eseri olmuş demektir. Kendi çalışmalarımın bu unsurları ne kadar taşıdığına karar vermek benim değil, bu alanlarda tecrübeli olan hocalarımın hakkıdır diye düşünüyorum.
BAKIR ASIRLAR BOYUNCA BİRÇOK SANATÇIYA İLHAM KAYNAĞI OLMUŞTUR
Bakır kakma ve işlemenin yanında bu alanda öznesinde bakırın yer aldığı diğer sanat ve zanaat kolları neler?
Bakır tabiatı gereği yumuşak, işlenmesi kolay ve hoş bir renk tonuna sahip olduğundan on bin yıl önce Anadolu’da maden olarak işlenmeye başlamış ve birçok sanatçıya ilham olmuştur. Sağlıklı olduğundan daha çok kazan, tepsi, sahan gibi mutfak gereçleri yapımında kullanılmıştır. Özellikle Osmanlı döneminde bakır gereçler işlevselliğinin yanında üzerindeki kalem işleriyle sanat değeri anlamında zirveye ulaşmıştır. Dekoratif amaçlı fenerler, avizeler, şamdanlar da bakırdan üretilmiştir. Sosyal hayatın yanı sıra birçok sanayi dalında da kullanılmıştır. Bu işler bakırcılık, kalaycılık, tombak, kalemkârlık gibi faklı sanat ve zanaat kollarında icra edilmiştir.
BAKIR NAZLI BİR MALZEMEDİR
Bakır üzerinde çalışırken nelere dikkat edilmeli?
Bakır aslında nazlı bir malzemedir. Yeterince sert olmazsanız istediğiniz formu veremezsiniz. Ancak gereğinden fazla kuvvet uygularsanız da onu parçalarsınız. Bu nedenle oldukça hassas bir işleme süreci gerektirir. Tüm sanat dallarında olduğu gibi bu işte de sabır olmazsa olmazlardandır. Sabırla, malzemeye zarar vermeden mükemmel formu yakalayana kadar farklı aletlerle ince ince çalışmak gerekir. Bakırın oksitlendirilerek eski görünüm verilmesi, bakırın parlatılması ve bakır yüzeyin varaklanması işlemleri de aslında ayrı ayrı hassasiyet gerektiren işlerdir.
Bu alanda “eser” niteliğini haiz numune bir çalışma hangi hususiyetleri üzerinde taşır?
Kullanılan desene sadık kalınarak işlenmiş, oksitlendirmesi ideal seviyede yapılmış, parlaklığı gözü yormayacak derecede mükemmel, dikkatlice altın varaklanmış ve kendine özgü tarzını bütün olarak yansıtabilen bir çalışma eser niteliği taşıyabilir.
Bakır kakmada yoğun olarak hüsn-i hat uyguluyorsunuz. Hattın anatomisini bakıra nakşetmek yönünde özel bir eğitim aldınız mı?
Hüsn-i hat talebesi olmak yönünde ciddi bir arzum olmasına rağmen yoğun çalışma tempomdan dolayı şimdiye kadar düzenli zaman ayıramadım. Çok fazla hüsn-i hat eseri incelememden ve yıllardır harfleri harekeleri bakıra aktarmamdan kaynaklı bir göz aşinalığım var ancak asla yeterli değil. İşin bu kısmında başta Hattat Mahmut Şahin hocam olmak üzere eserlerini kullanmam için izin veren diğer değerli hattat hocalarımın bana büyük ölçüde desteği oluyor. Kakma sürecinin her aşamasında hattatlarla iletişim halinde oluyoruz ve bozulmalar olduğunda beni uyarıyorlar. Ben de onların yönlendirmeleriyle kusursuz olana kadar çalışmamı sürdürüyorum. Sizlerin vesilesiyle bu samimiyeti benden esirgemeyen hocalarıma teşekkür ediyorum.
Üniversitenizdeki öğrenciler çalışmalarınıza ne kadar ilgi gösteriyor?
Üniversitemizde her yıl geleneksel sanatlarımıza yönelik topluluk faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Bu yıl Kadim Sanatlar topluluğu olarak çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Ebru, hüsn-i hat, bakır işleme gibi sanatlarda düzenlediğimiz faaliyetlere öğrencilerimiz bizzat katılabiliyorlar. Sadece sergiler değil zaman zaman atölye faaliyetleri de gerçekleştiriyoruz. Her faaliyetimiz beklediğimizden daha çok ilgi görüyor. Bu da bizi sevindiriyor tabii ki.
ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ GELENEKSEL SANATLARI DENEYİMLEME İMKÂNINA SAHİP
Adıyaman Üniversitesi’nde Kâdim Sanatlar Topluluğu geleneksel sanatlara yönelik neler yapıyor?
Her hafta kalabalık bir öğrenci grubuna Ahmet Çevik hocamız ebru dersleri vermekte. Her yıl öğrencilerimizin çalışmalarından oluşan sergiler düzenliyoruz. Bazen diğer illerden de katılımın olduğu büyük karma sergiler düzenliyoruz. Geçen yıl Adıyaman merkezde bulunan Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait tarihi 11 camiinin cihar-i yâri güzin takımlarının hazırlandığı bir proje gerçekleştirdik. Yazılar Hattat Mahmut Şahin hocamız ve öğrencileri tarafından farklı farklı illerde yazıldı. Üniversitemizde ise murakkaa ve çerçevelenme işlemlerini öğrencilerimizin de katılımlarıyla atölye çalışması yaparak tamamladık. Böylece şehrimizdeki camilerimiz için de oldukça faydalı bir proje oldu. Bu çalışmaların hepsi gönüllü olarak gerçekleştirildi. Öğrencilerimiz çalışmaları yerinde görerek kültürümüzün vazgeçilmezi olan gelenekli sanatlarımızı deneyimlemiş oluyor.
Sergiler düzenliyorsunuz. Geri dönüşler nasıl oluyor?
Sergilerin geri dönüşleri olağanüstü oluyor. Sergi bittikten 3 yıl sonra bile yansımaları devam ediyor desem abartmış olmam. Adıyaman’da gelenekli sanatlar alanında yetişmiş hoca sayımız çok az. Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü’nün teşvikleri ile düzenlenen sergiler ve atölye faaliyetleri üniversite ile birlikte şehirde ilk defa gerçekleştirilen faaliyetler. Böyle olunca akıllarda kalıcı etki bırakması kolay oluyor. Gençlerimizin bu alanlara olan ihtiyacı ve hevesi, bizlerin öngördüğünden çok daha fazla.
Sohbetimize neler eklemek istersiniz?
Yazılarınızı yakından takip ediyorum. İcra edilen sanatlar ne kadar değerli ve önemli ise, bunların hakkıyla duyurulması ve kayıt altına alınması da aynı derecede önemlidir. Bu alandaki çalışmalarınızdan dolayı size teşekkür ediyorum. Tüm sanatçılara gerçek anlamda sahip çıkılması gerektiğini sanatla uğraşan, ders alan gençlerimizin ruh halindeki olumlu değişimi gördükten sonra daha da çok hissettim. Yeni imkânlar ve bu alandaki gelişmeler son derece güzel. Umuyorum ki gençlerimizi daha da özendirici büyük çaplı projeler ve bu konudaki hassasiyetler bu yazıyı okuyan herkes için bir hedef olur. Zaman ayıran herkese teşekkür ediyorum.
Ben de teşekkür ediyorum Ebubekir Bey.
İbrahim Ethem Gören