Aziz Aydoğan deriyi sanat ve estetikle buluşturan mahir bir usta. 40 yıl önce babasının yanında çırak olarak başladığı çalışmalarını şimdiki zamanda hobi bağlamında kişiye özel el işi deri tasarım ve uygulamaları alanında sürdürmekte olan Aziz Aydoğan’ı, Dünya Basın Mensupları Derneği’nin 4 Şubat 2023 Cumartesi günü Sultan Köşesi’nde düzenlediği istişare toplantısında tanıdım. Ve okumakta olduğunuz mülakat böylelikle ortaya çıktı.
Aziz Bey sizi tanıyabilir miyiz?
1965 yılında Malatya'da doğdum, 1967 yılında İstanbul'a taşındık. Çocukluğum ve eğitim hayatım İstanbul'da geçti. Kadırga ve Tevfik Kut İlkokulu, Aksaray Bilir Ortaokulu ve Fatih Erkek Lisesi’nde eğitim gördüm. Son olarak Anadolu Üniversitesi iktisat bölümünden mezun oldum.
Çocukluğumun İstanbul’u çok renkliydi. Paytonlar kullanılıyordu. Sandallarla gezilip ulaşım sağlanıyordu. Eşek arabalarıyla çerçilik yapanlar, beygirlerle süt satanlar, çıngıraklı yoğurtçular, maymun ve ayı oynatanları yaşadık. Gülhane parkı ve içinde bulunan hayvanat bahçesi, aslanlarıyla, yılanlarıyla, develeriyle ve birçok hayvanlarıyla muhteşemdi. Kandil gecelerinde yürüme mesafesindeki selatin camilerini dolaşmak, eski İstanbul’da manevi iklimi yaşatıyordu.
Ne güzel… Deri ile teşrik-i mesainiz…
Dericiler ve atölyeleri 1970 yılından önce Mercan Tığcılar’da ve Kapalıçarşı'da hizmet vermekteydi. 1970 yılından itibaren mevcut yerlere sığmayarak Gedikpaşa’ya yerleşmeye başladılar. Babam ve amcam da Mercan’dan Gedikpaşa’ya taşındılar. Ve ben sokakta hiç oynamadım.
AZİZ AYDOĞAN: OYUN YERİM DERİCİ DÜKKÂNIYDI.
Benim oyun yerim de derici dükkânıydı. Deri kokusu çocukluğumda içime sirayet etti. Deri ile yolculuğumuz böylelikle başlamış oldu. İlerleyen yıllarda deri satışının yanında imalat da kurduk; ayakkabı, deri mont, deri çanta, cüzdan ve kemer ürettik. Babamın çırağı oldum.
Çocukluğum Kazlıçeşme deri fabrikalarında, babamın deri dükkânında ve müşterilerimizin
yanında yani kundura, çanta, saat kayışçısı, kemerci, tabanca kılıfı ustalarının yanında geçti. Babamın yanında deriyi tanıdım, özelliklerini öğrendim. Dolayısıyla hangi deriden neler yapılabilir iyi bilirim.
Çocukluğumda çırak, kalfa ve usta arasında öğrenci, öğretmen ve müdür ilişkisine benzer bir yapılanma vardı. Sevgi, saygı had safhadaydı. Usta organizatördür, her şeyi bilir. Alım-satımı, malzeme teminini hep o yapar. Kalfa ise üretimi bilir. İşini en iyi şekilde yapar, başı sıkıştığı yerde danışacak ustası vardır. Ustasının yanında hayatı da zamanla öğrenerek, pişecektir. Çırak ise getir götür işleriyle başlar, zaman içinde kabiliyetine göre gelişir. Meraklı çıraklar daha çabuk yetişir.
Sonraki yıllarda deri ile ünsiyetiniz nasıl devam etti?
Deri satışının yanında sırasıyla 1990 yılına kadar ayakkabı üretimiyle meşgul olduk. Rus pazarının açılmasının ardından kadar deri mont üretimi yaptık. 1998-2001 Rusya kriziyle deri mont üretimini bırakıp, işi hafifletip halen devam eden deri kemer imalatına başladık.
2021 yılında da kendimi emekliye ayırıp deri hobi işlerine ağırlık verdim. Malatya'da kayısı bahçemiz var, bahçeyle ilgileniyorum. Kalan zamanda orada kurduğum hobi atölyesinde çalışmalarıma devam ediyorum. El sanatları fuarlarına davet ediliyoruz. Onlara da icabet etmeye çalışıyorum. Biraderlerim deri satışı ve imalat kısmını devam ettiriyorlar.
Bir zamanlar Gedikpaşa Türkiye’deki deri ticaretinin merkeziydi? Aradan geçen yıllarda dünden bugüne Gedikpaşa’da neler değişti?
Gedikpaşa bir zamanlar deri satışı, ayakkabı, çanta, cüzdan ve deri mont üretiminde bir nevi Türkiye'nin kalbiydi.
En kaliteli deri Kazlıçeşme’de üretilirdi. İzmir, Uşak, Çorlu, Bursa, Gerede, Denizli ve Isparta’da üretim yapılırdı. Bu deriler Gedikpaşa tüccarlarına gelir, ağırlıklı olarak İstanbul olmak üzere tüm Türkiye'ye satılırdı.
Ağırlıklı üretim Gedikpaşa’da yapılırdı. İzmir, Konya, Antep, Hatay, Denizli, Malatya, İskilip, Kahramanmaraş ve Kayseri’de de üretimler yapılırdı.
Gedikpaşa’da üretilen deri mamulleri tüm Türkiye'ye ve Balkan ülkelerine gönderilirdi.
Gedikpaşa’nın kaderi Turgut Özal ile değişti. SSCB dağılırken İstanbul-Moskova uçak seferleriyle Ruslar İstanbul'a alıştırıldı. Önce getirdikleri ürünleri sattılar. Buradan da deri ve tekstil ürünleri götürdüler. Para kazanmaya başlayınca bavul ticareti başlamış oldu. Gedikpaşa üretimde yetersiz kaldı. Üretim, Güngören, Zeytinburnu, İkitelli Aykosan, Aymakop ve Saraçlar sitesine taşındı. Gedikpaşa şu anda pazar yeri oldu. İstanbul ve Anadolu ürettikleri tüm deri ürünlerini Gedikpaşa’dan tüm dünyaya pazarlamaya başladı.
GEDİKPAŞA’DA ÜRETİMLER SEMBOLİK OLARAK DEVAM EDİYOR.
Halen Gedikpaşa’da sembolik üretim devam ediyor. Dünyada böyle bir merkez var mı bilmiyorum. Tüm üretim malzemesini Gedikpaşa’dan temin et, Gedikpaşa’da üret ve Gedikpaşa’dan tüm dünyaya sat!
Kazlıçeşme’ye nazar etmeden olmaz!
Kazlıçeşme Fatih Sultan Mehmet zamanında kurulmuştur. 1980’li yıllara kadar burada üretim devam etti. Halen Tuzla’da Orhanlı bölgesinde modern tesislerde üretime devam ediliyor. Üretimle ilgili geçmişten başlayarak bilgi vereyim.
Lütfen…
Tüccarlar tabaklanan deriyi satmayı tercih ederlerdi, tabakhanelerde günümüzde kullanılan kimyasallar yerine taze köpek dışkısı kullanılırdı. Hatta bunun için yüzlerce köpek beslenirdi.
Ham deri kıllardan, yağ ve et tabakalarından mekanik olarak temizlenirdi, sonrasında taze köpek dışkısı enzimlerine ihtiyaç duyulurdu. Harçlıklarını çıkarmak isteyen çocuklar, teneke maşrapalarla köpek dışkılarını toplarlardı. Sama adı verilen tabaklama işlemi, yalnızca dumanı üstünde olan taze köpek dışkısından yapılabildiğinden dolayı çocuklar topladıkları dışkıları koşarak tabakhanelere yetiştirirlerdi. Debbağlar köpek dışkısı için birbirleriyle yarışırdı. Çünkü bu safhada sadece köpek dışkısında bekletilen deri, yumuşak ve kaliteli bir hale gelmekteydi. “Tabakhaneye b.k yetiştirmek” deyimi günümüzde halen kullanılmaktadır. Günümüzde köpek dışkısı yerine muhtelif kimyasallar kullanılmaktadır. Türkiye deri üretim kalitesinde dünyada söz sahibidir.
Şimdiki zamanda deriyle irtibatınız…
Deri bir sevda kopamıyorsunuz. İki senedir işleri biraderlerime devrettikten sonra elişi deri
hobi işlerine ağırlık verdim.
Neler çalışıyorsunuz?
Ağırlıklı olarak deriden halı, çanta, cüzdan, kartlık, seccade, yelek, önlük, barista önlüğü, yemişlikler yani kısacası deriden yapılabilecek hemen her şeyi yapmaya çalışıyorum.
AZİZ AYDOĞAN: DERİ BİZİM İŞİMİZ.
Deri bizim işimiz ve biz her türlü deriyi bulundurmaya çalışırız.
Sizden kimler deri alıyor?
Bize deri almaya hobi meraklıları, filmciler ve sanatçılar gelir. Deriyi tanıdığımızdan gelenleri doğru bilgilendirir ve yönlendiririz. Ne tür deri kullanmaları gerektiğini, nasıl yapmaları gerektiğini, bu işin tekniklerini gösterir, malzeme tedarikinde yardımcı olur, gerektiğinde uygulamasını da biz yapardık. Bu sayede hobici olarak tanınır olduk. Deri satış yerimizi de tarihi film yapımcısına, hobicilere hizmet verir hale getirdik.
Tasarımlarınıza da göz atalım…
Hay hay… Eğer elimde bir sipariş yoksa örneğin bir çanta için elime bir deri alır, deriye göre tasarım yaparım, kafamda şekillendiririm. Deri boyasız ise ne renk boyayacağıma, aksesuarlarına, malzemelerine, ipliğine, ölçülerine, şekline, içine yapacağım ceplerine kadar planlamamı yaparım.
Zor olsa gerek!
Evet, hadisenin en zor tarafı da budur. Bazen iki gün karar veremediğimi bilirim. Şairin ilhamı gibi bir şey…
Sonra…
Bu aşamadan sonra uygulamaya geçerim. Çünkü artık ne yapacağımı biliyorumdur. Model şekillenmiştir, kesimi, yapıştırması, aksesuarı, zımba ile delinmesi (bazen binlerce delik delmeniz gerekir) ve mumlu ip ile dikilmesi. Tabii burada yazıldığı ve anlatıldığı kadar kolay olmuyor. Her bir parça için ölçüyoruz, biçiyoruz, bazı yerlerin daha mukavemetli olması için kalınlaştırıyoruz.
AZİZ USTA: ASİMETRİK ÇALIŞMALARI SEVİYORUM.
Sadece simetrik çalışmalar yapmıyoruz. Asimetrik çalışmalar daha çok hoşuma gidiyor. Bir ürüne başladığınız zaman bitirinceye kadar rahat edemiyorsunuz. Ürün meydana çıkmaya başlayınca keyifleniyorsunuz. Bitiminde bir eser meydana çıkıyor, yorgunluk yerine size enerji veriyor. En mutlu anınız oluyor.
Tercih ettiğiniz deri çeşitleri…
Üretimlerimizde sığır, koyun ve keçi derisi kullanmaktayız, istek halinde ceylan, yılan ve timsah derisi de kullanıyoruz.
En çok hangi ürünler tercih ediliyor? Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
Özellikle postacı çantası, evrak çantası, sırt çantası, laptop çantası, deri önlük, deri halı
ve seccade grubunda yaptığımız ürünler tercih ediliyor. Kişiye Özel üretim deri mamuller her zaman cazip olmuştur.
Butik üretim yapıyoruz. Kişinin kendi tasarımını, hayalini, düşüncesini uyguluyoruz. Düşünsenize kullandığı ürün sadece bir kişide var.
Malzemeleriniz…
-Yazları memleketim Malatya'dayım.- Yanımda derilerim, kesim bıçağım, cetvelim, zımbalarım, çekicim, yapıştırıcım, düğme toka aksesuarlarım ve mumlu ipliklerim var. Bu malzemelerle her yerde hiç bir makinaya ihtiyacım olmadan üretim yapabilirim.
Deri ürünlerin bakımına dair tavsiyeleriniz…
Deriye ne kadar değer verirseniz o kadar değerli durur. Boyalı deriler; kullanmadığınız zamanlarda ya da senede bir kere el kremi veya zeytinyağı ile deriye nüfus edilerek beslenmeli. Bu işlem bir taraftan derinin kurumasını önler ve diğer taraftan da uzun ömürlü olmasını sağlar. Ayakkabı hariç boyayı önermiyoruz.
Hangi sâiklerle?
Orijinalliğini bozuyor. Deri eskidikçe daha da güzelleşiyor. Deri ürünler gerektiğinde sadece kremlenmeli.
Ya temizliği…
Nubuk ve süet deriler sert süngerler ve fırça kullanarak kuru olarak temizlenebilir. Hiç bir sıvı kullanmıyoruz. Eğer güneş deriyi soldurmuşsa özel püskürtme süet boyaları ile boyanabilir, ama özelliği bozuluyor.
Bir gününüz nasıl geçiyor?
Belli bir mesai uygulamıyorum. Eğer elimde yetiştirmem gereken iş varsa gece yarısına
kadar da çalışabilirim. Sair zamanlarda çok rahat çalışırım. Dostlarımı ziyarete giderim, onlar gelirler, rahat bir çalışma ortamım var. Bahçede meyve yemeye giderim, yüzerim, odun ateşinde çayımı demlerim. Emekliliğin tadını çıkarırım.
“Eser” denilmeye seza ürüne dönüşecek derinin özelliklerini de konuşalım…
Eser olacak derinin, kimyasal kullanılmadan tamamen doğal üretilmiş vaketa deri olması
lazım. Bu deriler üzerinde kraft malzemeleriyle desen verilebiliyor. Kabartma yapılabiliyor. Islatınca şekil verilebiliyor, kuruyunca bıraktığınız şekilde kalıyor. Mask yapılıyor, Boyasız halde geliyor. Üzerine resim, motif işlenebiliyor. Şeffaf anilin boyalarla renklendiriliyor ve derinlik kazandırılıyor. Bu deriler üretimi zaman aldığı için pahalı deriler, kösele de bu sınıfa giriyor… Ayrıca boyalı gelen, tamamen vejetal deriler de var. Bunlar da çok kaliteli derilerdir.
Atölyenizde ve evinizde kendi üretiminiz olan deri ürünleri temâşâ ediyoruz…
Hamd olsun. Evimde kendi ürettiğim deri halıları kullanıyorum. Yıkama derdi yok. Nemli bezle silinmesi yeterli. Çay, kahve, yemek döküldü gibi dertleri yok. Hiç önemli değil, çok kullanışlı, zaman içinde tüyler azalıyor, kullandıkça güzelleşiyor. Kendime postacı çantası yapıyorum, zevkle de kullanıyorum ama bende çok kalmıyor, genelde beğenen bir dostuma hediye ediyorum.
Çırak yetiştiriyor musunuz? Günümüz gençliği mesleğe ilgi duymuyor, dolayısıyla çırakla, kalfayla beslenmeyen ustalık, zemin, kan kaybediyor. Bu noktada neler yapılabilir?
Son dönemlerde ortaokulların ve liselerin mecburi hale getirilmesiyle çıraklık müessesesi bitti. Belki meslek okulları çoğaltılarak bu meslekler özendirilerek cazip hale getirilebilir.
Bardağın dolu tarafına bakınca neler görüyorsunuz?
Bizi sevindiren tarafı eğitimli insanların hobi olarak bu işi sahiplenmeleri, doktorlar, mühendisler, öğretmenler başta olmak üzere birçok eğitimli insan deri işini sahiplendi. Hatta işlerini bırakıp deri işini devam ettirenler oluyor. Çok güzel, kaliteli eserler yapıyorlar. İşyerleri açıyorlar ve yanlarında birçok insan çalıştırıyorlar.
İlgililer sizinle nasıl temas kurabilir?
Dostlarım bana Facebook ve Pinterest’ten Aziz Aydoğan olarak ulaşabilirler, Instagram'da ise @fromist kullanıcı adıyla beni takip edebilirler.
Son olarak okuyucularımıza mesajınızı alalım… Sizin ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?
Sağlığınız için doğal deri ürünleri kullanmanızı tavsiye ediyorum. Deri kolay yıpranan bir
malzeme değil, bakımı yapıldıktan sonra gönül rahatlığıyla uzun seneler kullanabilirsiniz. Dostlarıma da tavsiyem emeklilikte mutlaka bir hobi edinmeleri yönünde… Bir şeyler üretmek onları dinç tutacaktır.
İlginiz için teşekkür ediyorum Aziz Bey.
Ben teşekkür ediyorum İbrahim Ethem Bey, saygılarımla.
İbrahim Ethem Gören-28.03.2023/Yazı No: 343