BÜNYAMİN KINACI: KALİGRAFİ ÇİZGİLERİN HAYAT YOLCULUĞUDUR

BÜNYAMİN KINACI: KALİGRAFİ, ÇİZGİLERİN HAYAT YOLCULUĞUDUR

Bünyamin Kınacı, günümüzün usta sanatkârlarından biri. Çini, minyatür ve hat sanatlarının yanında desinatörlük çalışmalarında da adından söz ettiren Bünyamin Kınacı kaligrafide yoğunlaşarak ülkemizin bu alandaki önemli temsilcilerinden biri haline gelmiştir.

İSMEK Bağlarbaşı İslam-Türk Sanatları İhtisas Merkezi’nde kaligrafi hocası olan sanatkârımızla, estetik, sanat ve kaligrafi çalışmaları üzerine hasbihal ettik.

Bünyamin Bey sizi tanıyabilir miyiz?

1982 yılında Niğde Çamardı’da doğdum. İlkokul ve lise öğrenimimi Bodrum’da tamamladım. 2008 yılında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Seramik -Çini Bölümünden mezun oldum. Üniversite yıllarında İstanbul’a Hat Sanatı eğitimi almak için hafta sonları iki yıl kadar gelip gittim. Kütahya’da ise üniversite eğitimim dışında, çini atölyelerinde tecrübeler kazandım. Mezun olduktan sonra İstanbul’a geldim.  İstanbul ‘a bu yazı sanatı noktasında kendimi geliştirip farklı şeyler yapacağıma inanarak geldim ve buradayım. İSMEK Bağlarbaşı Türk İslâm Sanatları İhtisas Merkezi’nde,  Samsun İlkadım Türk İslâm Sanatları Merkezi’nde ve kendi atölyemde kaligrafi eğitimi vermekteyim. Profesyonel olarak kaligrafi çalışmalarıma devam ediyorum.

Geleneksel sanatlarla ilginiz nasıl başladı?

Çocukluğumdan beri yazı her zaman ilgi alanıma girmiştir. İç ve dış mekân yazıları dikkatimi çekmiş ve merakımı cezbetmiştir. Cami içlerindeki ve tarihi yapılardaki yazılar Türk İslam Sanatlarını temsil eden görsel sanatlar benim bu yoldaki ilk adımlarımdı. Buna istinaden araştırmalarım ve gözlemlerim sonucunda yapmak istediğim işin bu olduğuna karar verdim. Sanat yolculuğum böylelikle başlamış oldu. 

Bir sohbetimizde tipografinin ve tabelacılığın çocukluk hayaliniz olduğunu söylemiştiniz. Bu hayali gerçeğe dönüştürmek için girişimleriniz oldu mu?

Bence o yıllarda tabela ustaları teknik ve akademik tipografi bilgisine gerçek manada sahip olmadığı halde yazı alanında çok ciddi, güzel örnekler sunmuşlardır ve o dönemde bilgisayar desteği olmadan, tamamı el işi, bana göre sanat niteliğinde olan çok iyi işler çıkartmışlardır.

Günümüzde hâlâ eski yapılarda bu güzel örneklere rastlamanız mümkündür. Ben de liseli yıllarda bir tabela ustasının yanında çalışma imkânı bulmuştum ve öğrendiklerimi farklı materyaller üzerindeki çalışmalara uyguladım.  O dönemde hayalim tabelacı olmaktı.  Ta ki Hat Sanatı ve Kaligrafi Sanatının inceliğini keşfedene kadar. Şu an yine yazı sanatı ile meşgul olduğum için insanların talepleri doğrultusunda bu tarz çalışmalar yapmaktayım.

Çini, seramik, desinatörlük ve hattatlık tecrübeleriniz var.  Şimdi harflerle uğraşıyorsunuz. Önceki yıllarda edindiğiniz sair sanat tecrübeleriniz kaligrafiye ne türden katma değerler üretti?

Şunu belirtmeliyim ki farklı sanat dallarında ne kadar donanımlıysanız,  yapmakta olduğunuz sanata da olumlu yönde görürsünüz. Yazıyı tasarlarken, eskiz sunumu hazırlarken eserin tasarım ve uygulama anında bunların faydasını görüyorsunuz. Motiflere hâkimiyet, fırçanın dilinden anlamanız, renk bilginiz, el hâkimiyetiniz kaligrafi sanatını icra ederken sizi bir adım öne taşıyor.

Çini ve seramikte ustanız kimlerdir?

Çini ve seramikte kıymetli ustam Mehmet Koçer ve İsmail Yiğit’tir. Kendileri hâlâ Kütahya’daki atölyelerinde çini sanatını icra etmektedirler.

Hat sanatıyla ilgilendiğinizi biliyoruz. Kimden ders aldınız?

Hattat Fuat Başar ve Hattat Gürkan Pehlivan’dan istifade ettim.

 

SANAT, YARATILMIŞ HER ŞEYDİR

Sizce sanat ve estetik nedir?

Sanat; yaratılmış her şeydir. İnsanoğlunun sanatı bunu görebildiğinde başlar. Kişinin yaratılmış olandan esinlenerek kendi ruhundan, kendine bahşedilen zevkler ve zenginliklerden kavrayabildiği kadarıyla estetiği baz alarak ortaya koyabildiği şeylerdir. Amacı aşmadan aşkla yapılan her şeyde estetik ve sanat vardır. 

Bir çalışmaya sanat eseri diyebilmek için hangi özellikleri haiz olmalıdır?

Bir işin sanat eseri olabilmesi için; teknik olarak ortaya konan işin tamamıyla el işi olması ve kullanılan malzemelerin yapılan sanat için en uygun malzemeler olması gerekmektedir.

 

SANAT BİR KİTLEYE DEĞİL TÜM İNSANLIĞA HİTAP ETMELİDİR

Ayrıca mânâda karşı tarafa mesaj verebilmeli, kişinin kendinden bir parça bulup, düşünmeye sevk edebilmeli ve ruhuna dokunabilmelidir. Bunları gerçekleştiren eser, sanat eseridir ve sanat bir kitleye değil bütün insanlığa hitap etmelidir.

 

YAZI TARİHTİR; KANITTIR…

Kaligrafi nedir? Kaligraf kime denir?

Kaligrafi çizgilerin hayat yolculuğudur. Düşüncenin dilidir ve yazıya dönüşmüş halidir. Yazı kalıcıdır. Yazı tarihtir. Yazı kanıttır. Kaligrafi sanatı ile uğraşan kişilere kaligraf denmektedir.

Sanatkâr dedelerimiz kem âletle kemâlât olmaz demiş. Muhakkak hatta da kaligrafide de kaliteli malzeme ile çalışılınca ortaya güzel eserler çıkıyor. Kaligrafi alanına mahsus malzemeler neler? Bunlar kolaylıkla temin edilebiliyor mu?

Doğru uç, doğru mürekkep ve doğru kâğıt kaligrafinin olmazsa olmaz ana malzemesidir. Bunların birinin eksik olması teknik olarak olumsuz sonuçlar meydana getirir. Her alfabenin kendine özgü bir kalem açısı, yazı ölçü aralığı (nib yüksekliği), harfler arası boşluklar (espas), cümle ve satır arası boşlukları farklılıklar gösterir. Kaligrafi sanatında malzeme yelpazesi oldukça geniş olup geri kalanı kaligrafi ustasının hayal gücüne kalmıştır.

Sanatkâr büyüklerimiz söylenmesi gerekeni,  doğru olanı zamanında söylemişlerdir. Bizler de onların yolundan giderek doğru malzemelerle doğru işler yapmaya çalışmaktayız. Kaligrafi sanatına mahsus malzemeler farklı kalınlıklarda metal kesik uçlar, özel uç sapları, özel kaligrafi dolma kalemleri, çeşitli mürekkepler, akrilik boyalar, el yapımı özel kâğıtlar, parşömen ve yapılan işe uygun görselliği tamamlayıcı farklı materyaller kullanılabilir.

Hangi metinleri kaleme alıyorsunuz?

Günlük serbest çalışmalarımda özellikle bir metin belirlemiyorum. Kulağa hoş gelen, mânâ bakımından anlamlı olmasına, okunduğunda okuyanın dikkatini cezbedecek cümleler ve metinleri tercih ediyorum. Aynı zamanda siparişler doğrultusunda farklı metinler, şiirler, mektuplar, kişiye özel yazılar çok çeşitli metinleri kaleme alıyorum…

 

HARFLER BENİM İÇİN FARKLI BİR ÂLEM… HER HARFİN BİR HİKÂYESİ VAR.

Harfler, hâl lisanları ile size neler söylüyor?

Harfler benim için farklı bir âlem… Her harfin bir hikâyesi var. Hayatımdaki bakış açım harflerle tamamlanıyor. Harflere baktığımda sürekli onları kafamda farklı bir yere koyup etrafımda gördüğüm her yazıda her harfi farklı biçimlerde nasıl daha estetik görünebileceğini hayal ediyorum.

Harfler bambaşka bir haleti ruhiye içerisinde benim için, zaman zaman onları yan yana diziyorum, zaman zaman yukardan aşağı, sağdan sola, soldan sağa aslına bakarsanız harfler kendimi en iyi anlatabilmek için elimde olanlar. Harfleri yazmaya başladığımda onlardan cümleler oluşturmaya, onlara ruh ve ahenk katıp kendimden bir parça ekleyebildiğimde kendimi huzurlu hissediyorum.

 

YAZILARDAKİ FARKLILIK ÇİZGİLERDEN İBARETTİR

Kaligrafide sizin alametifarikanız nelerdir? Sanatseverlerin, imzasız bir yazının size ait olduğunu anlamalarına rehberlik edecek bir yorumunuz/nüansınız var mı?

Uzun zamandır kaligrafi sanatına emek veren biri olarak ister istemez kendinize has bir tat ve tarz kazanıyorsunuz. Bu sizin sanatınızla ilgilenen insanların sizin yazılarınızı gördüğünde tanınmasını sağlıyor. Bu sanatçının zamanla edinebileceği bir yetidir. Yazılardaki farklılık çizgilerden ibarettir. Sizin halet-i ruhiyeniz, yazdığınız metnin farklılıkları önünüzdeki kâğıdın özelikleri ve mürekkebin haliyle hemhal olup çizgilerdeki farklılıkları oluşturursunuz. Çizgilerin yumuşak, sert, renk farklılıkları ve estetik anlayışları bu sebeptendir. Yazdığımız eserlerde imzamız bir nişane olarak bulunmaktadır.

 

KALİGRAFİ FARKINDALIK KAZANDI

İSMEK Bağlarbaşı’nda kaligrafi öğretiyorsunuz. İlgi nasıl?

Kaligrafi, farkındalık kazandı bu sebeple ilgi çok yoğun. Taleplerin çokluğundan dolayı öğrencilerimizi sınavla alıyoruz.

Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?

Öncelikle şunu belirtmem gerekir ki, biz Türklerde çok ciddi bir yazı kültürü vardır. Biz yazıyı seviyoruz ve yazının da bizi nitelikli hale getirdiğine inanıyoruz. Son zamanlarda da kaligrafi alanında ciddi eğitimler, organizasyonlar, aktiviteler yapılmaya başlandı. Bunlarla tanışan öğrencilerimiz çok çeşitli sebeplerle bu sanata başlamışlardır. Kimisi bu sanatı hobi gibi yaparken kimisi ticari amaçlı, bir kısmı ise gerçekten güzel yazı yazmak ve sanat icra etmek için başlamıştır.

Kaligraf sıfatını haiz olabilmek için ne kadarlık bir çalışma, emek, gayret gerek?

Türkiye’de kaligrafi diploması yoktur.

Sair ülkelerde durum nasıl?

Dünyanın farklı yerlerinde kaligrafi diploması verilmektedir. Bu sanatta da diğer sanatlarda olduğu gibi uzun bir süre sabırla emek verilmesi gerekmektedir.

Eserlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yıllardır yazı ile meşguliyetimden dolayı, yılların verdiği tecrübeleri eserlerime yansıtmaya çalışıyorum. Her yaptığım işte kendimi yenilemeye ve her seferinde yaptığımın üzerine neler koyabilirim diye düşünüp bir sonraki adımımı ona göre atıyorum. Ama şundan eminim ki hiçbir zaman bu iş tam oldu diyemeyeceğim. Aslında bu iş tam oldu demek de istemiyorum. Çünkü bir sonraki için heyecanlandıracak farklılıkları hissetmek beni ziyadesiyle keyiflendiriyor.

Buradan sergilerinize geçelim istersiniz. Geçtiğimiz ay Üsküdar’da “Ey Can, Biz Sayılar ve Yazılarız” isimli bir sergiye iştirak ettiniz. Sergiye Hz. Mevlana’nın hikmetli sözlerini kaleme aldığınız levhalarla katıldınız. Kaligrafi sözle; bir adım öte mana ile nasıl bütünleşiyor?

Sergide seçilen ve kaleme alınan cümleler malumunuz Mesnevi’de ki “Ey can” ile başlayan, öğüt niteliğindeki beyitlerden oluşmaktadır. Zaten bu eserler mânâ bulmuştur.

 

“EY CAN, BİZ SAYILAR VE YAZILARIZ”DA CÜMLEYE AHENK KATMAYA ÇALIŞTIK

Bizler bu sergide kaligrafi sanatının görselliğini ve estetiğini kullanarak cümlelere ahenk katmaya çalıştık. Mesnevi’ye bir nevi kaligrafi diliyle dokunmaya,   renkler ve farklı yazım teknikleriyle manada bütünleştirip sadece sanatseverlerin değil; bütün insanların dikkatini çekip kendilerinden bir parça bulmasını hedefledik.

Ey Can, Biz Sayılar ve Yazılarız” serginize sanatseverlerin teveccühü nasıl oldu?

Şükürler olsun ki amaç hâsıl olmuştur. Biz bu sergiyi hazırlarken öncelikle çok keyif alarak hazırladık. Her eserde farklı âlemler ve farklı tatlar aldık. Açıkçası sergiyi beğenilme kaygısıyla yapmadık. Sadece yaparken hissettiğimiz duyguları seyredenlerin de hissetmesini arzuladık. Aldığımız tepkiler de çok olumlu ve istediğimize ulaştığımızı kanıtlar nitelikte oldu. Bir sonraki sergi için şimdiden heyecanlıyız.

Üsküdar serginizde Sanat İnsanı Onarır başlıklı çalışmanız dikkat çekti. Sanatın insanın mana yönüne dair katkıları sadedinde neler söylemek istersiniz?

Günlük hayatta insanoğlu yoğun bir tempoda çalışarak hem bedenen hem de ruhen kendini yormaktadır. İnsanoğlu bu yoğunluğun arasında kendini onarabilmeli ve ruhuna dokunabilecek şeylere az da olsa temas edebilmeli. İşte sanat tam da burada devreye girmektedir. Kişi bunu fark edebildiği an sanatın kendisini onardığını keşfeder. Sanatın her alanında Yaratıcının bir dokunuşu olduğuna inanıyorum. Çünkü biz zaten Yaratıcının sanat elindeyiz. Sanatla uğraşan sürekli üretim içerisindedir. Üreten insanın da tüketim zamanları azdır, böylelikle üreten kişi dinamik ve düşünce halindedir. Bu da onarmanın yansımalarıdır…

 

KİMSE YANMADAN ÂŞIK OLDUM DEMESİN

Beşiktaş’ta halen ziyarete açık olan “Dün, Bugün, Yarın” sergisinde el yapımı kâğıt ve küre üzerine kazıma tekniğinde serbest kaligrafi çalışmanızla katıldınız ve çalışmanıza Aşk Üsturlabı adını verdiniz. Bu eser ve çalışmanızdaki emeğin serüvenini anlatır mısınız?

Beşiktaş’taki sergimizde bahsettiğiniz eserimizin adı; AŞK ATEŞİ FARZ’ dır. Kimse yanmadan âşık oldum demesin. Olmazsa olmazıdır yanmak aşkın. Üç harftir; lakin tarifi zordur aşkın.  Bu düşünceyle eser hayat buldu. Renk, ateşi ve aşkı simgeleyen kırmızı; teknik serbest... Yazı ise dikkat çeken beyaz bir yazı ama onun lisanını dile getiren alt fonunda sonsuz “ah mine’l-aşk”  yazılarını kullandık. Kürenin dışında ise helozonik bir şekilde aşkın elinden çekilenler tasvir edildi.

 

YAZININ HER İNSANA İYİ GELECEĞİNE İNANIYORUM

Sizin ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?

Yazının her insana iyi geleceğine inanıyorum. Çünkü düşüncenin en yalın halidir yazı. Burada önemli olan yazının mükemmel olması değil; önemli olan, yazıya dökülen ifadelerin kulağa hitap ettiği kadar göze de hitap etmesidir. Bu sebeple herkesin yazıyla hayatının bir döneminde ilgilenmesini arzu ederim. Temel eğitim sistemimizin içerisinde yazı eğitiminin olması öğrencilere farkındalık katacağına inanıyorum. Böylelikle de kaligrafi sanatında geleceğe dair doğru adımların başlangıcı inşa edilecektir.

 

SANAT ÖNCE İNSANI SONRA DA TOPLUMU ONARIR

Son olarak okuyucularımıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?

Sanat başta insanı daha sonra toplumu onarır. Geleceğe dair umutlandırır. Bu güzel söyleşi için çok teşekkür ederim. Sanat hayatınızdan eksik olmasın. 

Ben teşekkür ediyorum Bünyamin Bey.

 

{name}
{content}
+
-
{name}
{content}
+
-

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

SİZİ ARAMAMIZI İSTER MİSİNİZ?

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

BİZ SİZİ ARAYALIM

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.