BİR SANAT, BİR USTA: NAHT-MESUT DİKEL
BİR SANAT: NAHT
Naht sanatı günümüzde usta eller marifetiyle mevcudiyetini sürdürüyor. Bu yazımızda geleneksel sanatlarımızın mühim şubelerinden biri olan ‘naht’a ve atalar sanatının usta temsilcisi Mesut Dikel’e icmali olarak değineceğiz.
Naht, yazının estetiğinin, ahşabın zarafeti ve metalin asaletiyle buluşmasıdır.
Naht sanatı, bir nevi oyma sanatıdır; genelde ahşap oygu sanatı olarak da bilinmektedir.
Türklerin Müslümanlığı kabulünden sonraki dönemlerde ve Anadolu Selçuklu dönemlerinde ahşap oyma örneklerine rastlayabiliyoruz. Abanoz, ceviz, elma, armut, sedir, gül ağacı, maun, kayın, venge, dişbudak, zeytin, gürgen gibi ağaçlar üzerine oyma, kakma, boyama, çatma (kündekârî) ve çakma (kafes işi) gibi tekniklerle bezenmiş ve günümüze kadar ulaşan ahşap örneklerden Selçuklu Dönemi’nde bu sanat dalında üstün bir düzeye ulaşıldığını anlamaktayız. Düz satıhlı derin oyma, yuvarlak satıhlı derin oyma, eğri kesim, şebekeli oyma (ajur) gibi oyma teknikleriyle süslenmiş parçalar; düz satıhlı kakma ve kabartmalı kakma gibi kakma teknikleriyle dekore edilmiş örnekler, düz yüzeyli boyama, kabartmalı yüzeyli boyama gibi boyama teknikleri ve kündekârî, yalancı kündekârî gibi çatma teknikleriyle yapılmış eserler her tekniğin zengin bir repertuar bulundurduğuna işaret etmektedir.
Naht sanatında ip gibi inceltilmiş çelik tele çentikler açmak suretiyle yay gibi kullanılarak ahşapların oyulması çok eski tarihlerden beri bilinmektedir. Günümüzde ise bu, el kıl testereleri ile gerçekleştirilmektedir. Ne kadar teknolojik makinalar çoğalırsa çoğalsın hiçbir zaman el işinin yerini tutmamaktadır. Osmanlı İmparatorluğu zamanında ise ağaç oyma, metal oyma sanatı en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Rumî ve hatai dediğimiz çiçek, nebat ve hayvanların stilize edilmesinden meydana gelen tezyini motifler kullanılmıştır. Mimarî eserlerin iç ve dış kısımları bu sanatın ustaları tarafından bezenmiştir. Başlıca uygulama alanları da cami ve türbelerin mihrab ile minberleri, cami ve medreselerde kullanılan rahleler, kapı, pencere, dolap kapakları olmuştur. Evlerde kullanılan çekmece, sandık gibi eşyaların süslemelerini, çeşitli mimarî eserlerin iç kısımlarına yazı yazan hattatların yazılarını tahta üzerine tatbik edenler de bu sanatın üstatlarıdır. Bugün genelde cami tezyin yazılarında, süslemelerinde kullanıldığı gibi naht sanatına duvarlardaki tablolarda da rastlamaktayız. Günümüzde gündelik eşyalarda, kutu, saat, sehpa, avize, abajur, paravan, pencere, tavan gibi birçok tasarıma uygun alanda da kullanılmaktadır.
Farklı ahşap ve türevlerinin dışında, çeşitli kalınlıklarda farklı metaller, bakır, bronz, gümüş, altın, sedef ve kemik gibi materyaller son yıllarda el kıl testeresi yardımı ile klasik usullerle kesilmekte ve daha çok tablo şeklinde sanatseverlere sunulmaktadır. Naht yapılırken; “dişili”, “erkekli” olarak adlandırılan (negatif-pozitif) kesim şekilleri, yalın yüzey oygu, üst üste katmanlı oygu, oygu yapılan materyal içine farklı malzemelerin gömülmesi, kakılması gibi çok farklı teknikler vardır.
Her ne kadar günümüzde çok tanınan bir sanat olmasa da, naht sanatı gün geçtikçe sevdalılarının gönlünde yer etmeye ve nahtla elde edilen eserler de duvarları süslemeye başlamıştır.
BİR USTA: MESUT DİKEL
Mesut Dikel, 1966 yılında Mersin’in Erdemli ilçesinde dünyaya gelmiştir. 1990 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Prof. Dr. Mehmet Zeki Kuşoğlu Grafik Atölyesi’nden mezun olmuştur.
Hâlen Milli Eğitim Bakanlığı’nın bünyesinde Görsel Sanatlar öğretmeni olarak görev yapmaktadır.
Resim, illüstrasyon, airbrush, grafik, fotoğraf, hüsn-i hat, tezhip, ebru, minyatür, kaligrafi, maden kesme, sedef oygu, naht, katı‘, ağaç oymacılık gibi çok farklı alanlarda profesyonel sanat eserleri üretmiştir. Son dönemlerde hüsn-i hat ve sedef-metal naht oygu sanatlarının yapımı üzerine ve bunların eğitimini vermek üzere çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.
Eserleri başta Cumhurbaşkanlığı, Bakanlıklar, Belediyeler, Valilikler, Birleşik Arap Emirliği, Suudi Arabistan, Amerika, Almanya, İngiltere, İspanya, Avustralya, Romanya, Türkmenistan, Azerbaycan ve Katar’da resmi ya da özel kuruluş ve şahıs koleksiyonlarında bulunmaktadır.
Resim, Grafik, Afiş ve Logo yarışmalarından, çeşitli resmî ve özel kurumlardan aldığı ödülleri de bulunmaktadır. 1997 yılında Sabancı Vakfı tarafından yılın en başarılı öğretmeni seçilmiştir.
200’den fazla karma, 18 kez grup sergilerine iştirak etmiş ve 55 kez de kişisel sergi açmıştır.
Ulusal ve uluslararası sempozyumların yanı sıra, sanatsal-kültürel etkinliklerde, festivallerde, üniversitelerde seminer ve konferanslar vermiştir. Çeşitli dergilerde yayımlanmış makaleleri de bulunmaktadır.
2006 yılında Hattat Davut Bektaş’tan mektuplaşma usulü ile sülüs-nesih ve hüsn-i hat meşk etmiştir. 2011 yılında Hattat Mahmut Şahin’den mektuplaşma usulü ile ta‘lik-nesta‘lik meşk etmiş ve icazet almıştır.
Çalışmalarını kendine ait Adana’daki Sanat ve Tasarım Atölyesi’nde sürdürmektedir. Evli ve bir kız evlat sahibidir.
İbrahim Ethem Gören-06.05.2020