AMİLA SMAJOJİĆ KİLİMİN DEĞERİ BİLİNMELİ
Bosna Hersek’in önemli sanatkârlarından Amila Smajović ile Saraybosna’daki atölyesinde Boşnak kilimleri üzerine sohbet ettik. O entellektüel bir Boşnak. Uzmanlık alanları Boşnak kilimleri, Türk kilimleri, ağaç işçiliği ve kaligrafi. Bosna da hat sanatı için kaligrafi tabirinin kullandığını belirtmekte fayda mülahaza ediyorum.
Amila Hanım, Sarajevo Üniversitesi 1988 mezunu. Güzel sanatlar okumuş. 2001 yılında aynı okulun grafik tasarım bölümünde yüksek lisans eğitimi almış. Şimdi üniversitelerde Boşnak Kültür Mirası dersleri veriyor, Türk öğrencileri de var. Öğrencilerine Boşnakların beş bin yıllık tarihini anlatıyor.
Amila Smajović, Hersek bölgesinde; Mostar’da doğmuş. Evlendikten bir gün sonra savaş ve dolayısıyla Avrupa’nın tam orta yerindeki Müslümanların hüzün ve keder yılları başlamış. Hayat tünelinde umutla hayata tutunmaya çalıştığı bir dönemde oğlu Harun dünyaya gelmiş. Savaşın sonuna doğru ise kızı Leyla Nur...
BOSNA’DA ZOR ZAMANLAR
Smajović Ailesi binlerce Boşnak aile gibi savaş yıllarında Bosna’da zor zamanlar geçirmiş. Amila Hanım, oğlu Harun’a hamile olduğunu bilmeden eksi yirmi derece soğukta bodrumda yaşamak zorunda kalmış. O yıllardan Saraybosna’nın sisli havasını, ölüm kusan İgman dağlarının pusunu ve Müslümanların yalnızlığını hatırlıyor. Ve bir de elektrik ve pek çok temel yaşam malzemesine ulaşma imkânının olmadığı savaşın yıkımını,. İşte o yıllarda 48 kiloya kadar düşmüş.
Savaş yıllarında hüznü ilmek ilmek dokuduğu bir dönemde kilimlere ilgi duymaya başlamış. Kilim çağırmış onu, kendine doğru bir yol açmış, içinden Jasmin Harun ve Leyla Nur geçen, Neredva nehri gibi berrak bir yol...
Amila Hanım ile Saraybosna’da Blazuj’daki kilim müzesine dönüştürdüğü evinde içinden Boşnak kilimleri geçen bir sohbet ettik.
BOSNA VE ÇATALHÜYÜK KİLİMLERİ AYNI MEDENİYETİN MÜŞTEREK GÜR ÇEŞMESİNDEEN BESLENİYOR
Bosna kilimleri ve Anadolu kültürü diyecek olursak neler söylemek istersiniz?
Bosna kilimlerinde Anadolu ve Bosna kültürüne ait unsurların bir arada bulunur.
Boşnak kilimleri bir yerde Çatalhöyük kilimleriyle kesişiyor. Her iki kilim dokuma usulü de aynı medeniyetin müşterek gür çeşmesinden besleniyor.
Boşnak kilimleri Anadolu kilimleri gibi konusunu hayatın içinden alıyor. Bunları ibrik, cezve, pencer (pencere), fincan, duvar, para, beğ (bey), cennet bahçesi, stilize edilmiş bitki ve hayvan motifleri ve geometrik desenler olarak özetlemek mümkün.
Kilim özelinde bile pek çok ortak noktamız mevcut. Kilimde neyi/neleri arıyorsunuz?
Kilimde hakikati arıyorum; cemiyetin içinden her geçen gün ilmek ilmek çözülen ve eksilen, yitirilen hakikati... Bunun için kilime alıcı gözüyle bakamıyorum.
Kilime baktığınızda neler görüyorsunuz?
Kilime dikkatlice bakınca 1.500 iğne izinin olup olmadığını görmek istiyorum. Bazen kilim tezgâhının başına geçip kilim dokuyorum, usul üzerine. Kilimin her bir tarafının aynı kalınlıkta ve dokuma sıklığında olması gerekir.
Bir kilimin dokunması ne kadar vaktinizi alıyor?
Küçük bir kilimi vaktimin elverdiği ölçüde kendi desenleri üzerinden üç ayda dokuyabiliyorum.
KİLİM DEYİP GEÇMEYİN LÜTFEN
Mücerret mânâda kilim, kilimler size lisan-ı halleriyle neler anlatıyor?
İyi bir noktaya temas ettiniz. Öncelikle kilim deyip geçmeyiniz lütfen... Kilimin de bir lisanı vardır. Eğer iyi bir kilim isterseniz onu bulmak zor; çok zordur.
Osmanlı Cihan Devleti yıllarında Bosna’da iyi kilimler beğler (beyler) için yapılırmış, beğlerin sipariş verdiği kilimleri kızlar bir yılda dokurmuş.
Kilim huzuruna getirildiğinde beğ kilimi besmeleyle eline alır, güneşe karşı havaya kaldırırmış. Kilimden tarafa güneş ışığı geçmiyorsa o kilim has kilim imiş. İyi kilim kalın ve sık aralıklarla döşenmelidir. Ve beğler has kilimi her zaman kullanmaz, misafirleri geldiği zaman ortaya çıkarırmış. Hâsılı kilim; Bosna kilimi bizim, Bosna’nın ve Anadolu coğrafyasının hikâyesini anlatıyor.
KİLİMİN DEĞERİNİN BİLİNMESİ LAZIM
Sizce kilimlerin değeri yeteri kadar takdir ediliyor mu?
Maddi taraf bir kenara, kilimin manevi değerinin de bilinmesi lazım. Özellikle Türkiye’deki kardeşlerimiz kilime, has kilime sahip çıkmalı.
Bu durumda kilimin manevi yönünü de konuşmamız lazım geliyor.
Söz yine güzel bir noktaya geldi. Bazı Boşnak kilimlerindeki örnekler tüm İslâm coğrafyasında dokunan kilimlerde de bulunur. Bazı kilimler gökyüzünü hatırlatır. Göklerin, yerin ve göğün yaradılışını tefekkür etmemizi sağlar. Çatalhöyük kilimleri de öyledir. Bazıları Anadolu’yu; bazıları da cennet bahçelerini tasvir eder. En eski kilimlerde kenar olmaz. Osmanlılar gelince Bosna kilimlerine çerçeve eklendi. Bosnalılar kilimlerine kenar desenlerini ekledi.
KİLİMİN ORTA YERİ MÜBAREKTİR
Kilimin orta yeri kutludur, mübarektir. Kilime adımınızı attığınızda bir kenardan bir kenara, bir desenden diğerine geçerken bir nevi başka bir dünyaya adım atıp su ile temizlenirsiniz.
Bosna kilimlerindeki böcek ve çengel desenleri nefs mücadelesini; şeytan ile mücadeleyi anlatır; nefis-şeytan savaşını sembolize eder. Ustası, kilimin üçüncü kenarında cennet bahçesini tasvir eder. Boşnak kiliminde her nokta, her detay bir semboldür. Ve her sembolün ayrı bir hikâyesi vardır.
Benzer hikâyeler Bosna seccadeleri için de söz konusu mu?
Bosna’da seccadelerin ayrı bir yeri vardır. Seccadeler ince ve kaliteli dokunur. Seccadelerin üzerinde cennet bahçeleri tasvir edilir. Kimi zaman da seccade tasvirlerinde kaplumbağalara yer verilir. Kaplumbağalar bu dünyada uzun hayatı anlatır. Dünya hayatının geçiciliğine atıfta bulunur. Kilimin kenarları ise baki olan dünyaya geçişi; ölümü anlatır.
İbrahim Ethem Bey, şu an elimde tutmakta olduğum Müftü Mehmet Spaho Ailesi’ne ait bu eski kilime baktığımızda bizi önce Anadolu coğrafyasının orta yerine; sonra da Mescid-i Nebevi’ye, Ravza-i Mutahhara’ya götürdüğünü görebiliriz.
OSMANLI DÖNEMİNDE EN İYİ KİLİMLER BUHARA’DA DOKUNMUŞ
Osmanlı kilimleri üzerinde araştırmalar yapıyorsunuz. Bazı belli başlı tesbitlerinizi paylaşır mısınız?
Osmanlı döneminde en iyi kilimler Anadolu’da ve Buhara’da dokunmuştur. Ve kilimler Cihan Devleti’nin her tarafına Anadolu’dan ve Buhara’dan dağıtılmıştır.
KİLİMİN MANEVİ KIYMETİ VARDIR
Az önce kilime bakmaktan, bakabilmekten bahsettiniz. Kilimler bakabilenlere, daha doğrusu görebilenlere ne tür dersler verir?
Öyle bir kilim olmalı ki Allahü Teâla’nın yarattıklarını; ‘sema’dan ‘arz’a kadar sembollerle izah edebilmeli. Bakana bir ders aktarabilmeli. O yüzden Müslümanların evlerinde kilimler yere konmaz, divanların üzerlerine serilir ve dahi kilimin manevi bir değeri vardır.
Günümüzde bihakkın İslâm medeniyeti olmadığı için hakiki kilim de yok. Kilime hürmet de yok; kilimler öylece yerlere atılıyor. Oysa kilim semanın ve arzın tüm renkleriyle bütünleşen ilmekleriyle O’nu; Allah’ı ve yarattıklarını hatırlatır.
SOFİLER TEKKELERDE KİLİM DOKUMAYI ÖĞRENMİŞTİR
Kilimin böylesi bir manevi bir değeri olduğundan sofiler tekkelerde kilim dokumayı öğrenmiştir. Selçuklular döneminde, Osmanlılar döneminde kilim ustalığı Ahilik teşkilatında ustalar-çıraklar, üstadlar-şakirtler eliyle elden ele; elden doğru ele aktarılarak bozulmadan günümüze kadar gelmiş, ama maalesef günümüzde bu silsile devam ettirilememiş.
OSMANLI KİLİMLERİ 500 YILLIK DEĞERE SAHİP
Osmanlı kiliminin 500 yıllık kutlu değerleri var. Balkan coğrafyasında tekkelere kilim dokuma tezgâhları konulmuş. Dolayısıyla tekkelerde kilim dokunduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz. İster tekkede ister evde dokunsun kilimin her bir ilmeği Allah ismiyle atılır, dervişler kilim dokurken Allah’ı zikreder, O’nun yaratma sıfatını tefekkür eder.
Kilim çok değerlidir, ama maalesef o çok değerli kilim günümüzde yok. Kilim fiziki olarak varsa da onu dokuyabilecek hakikatli bir el; maneviyatlı bir usta yok. Hakikatli kilim ustaları çok uzak diyarlara gittiler.
2005 YILINDA KENDİ ATÖLYESİNİ KURMUŞ
Saraybosna’daki atölyenizi ne zaman kurdunuz? Ve burada neler yapıyorsunuz?
2005 yılında kendi kilim atölyemi kurdum. Burada bir yandan araştırmalar yapıyorum, diğer bir yandan kilim dokuyorum, bir köşede de tefekkür ediyorum. Az önce ziyaret ettiğiniz müstakil, büyükçe bir salonda da bin bir emekle topladığım kilimleri sergiliyorum. Ziyaretçilerim sergi alanı müzeye benzetiyor. Burada Bosna’nın her bir tarafından gelen Osmanlı ustalarının dokuduğu has kilimler mevcut. Kayınvalidemin köydeki tezgâhında dokuduğu kilimleri de gözüm gibi muhafaza ediyorum. Blazuj‘daki atölyemiz için Osmanlı ve Boşnak kilimlerinin nabzı attığı yer diyebiliriz.
Atölyemizde aynı zamanda önemli bir arşiv oluşturuyoruz.
2010 yılında Boşnak Kilimlerini Koruma Derneği’ni kurduk. Kurucu başkanlı olduğum dernek hemen her hizmetini adanmış bir ruhla deruhte ediyor.
SREBRENİCALI HANIMLAR İÇİN KİLİM ATÖLYESİ AÇMIŞ
Malum olduğu üzere Srebrenitsa, Medeni Avrupa’da tarihin en büyük acı, dram ve kederlerinden birine sahne oldu. Binlerce Boşnak katledildi. Soykırım işlendi. Geriye büyük bir insanlık dramı, sosyal facialar yaşandı. Binlerce dul kadın bir başlarına kaldı. Srebrenitsa için neler yaptınız?
Söz konusu tabloya bigâne kalmamız düşünülemezdi. Her nimetin şükrü kendi cinsiyledir. Biz böyle öğrendik. Türkiye’de de durumun böyle olduğunun farkındayım. 2005 yılında Srebrenitsa’da 25 kadar hanım için; soykırıma uğrayan Boşnak göçmenler için bir atölye kurup iş sahibi olmasını temin ettik. Türkiye için rakam küçük olabilir ama Bosna ölçeğinde oldukça büyük bir projeden söz ediyorum. Srebrenitsa’da 2010 yılına kadar çok güzel neticeler elde ettik. Ancak devletimiz projeye destek vermeyince üretim miktarı bir hayli azaldı.
TÜRKİYE’DEN MALEZYA’YA KADAR PEK ÇOK ÜLKEDE KİLİMLERİ SERGİLENİYOR
Kilimleriniz nerelerde bulunuyor?
Görmekte olduğunuz şu tezgâhlardan çıkan kilimler Türkiye’den Katar Emirliklerine; İran’dan Malezya’ya ve Suudi Arabistan’a kadar pek çok ülkede kilim koleksiyonerlerinin envanterine girmiş durumda.
Bosna Hersek’e gelen devlet ve hükümet başkanlarına kilimlerim hediye ediliyor. Bu hususta Bosna Müslümanlarının Lideri Mustafa Cerić, bana rehberlik etmekte. Kilimler epey önceden tarafımıza sipariş ediliyor.
Talep üzerine, Kâbe-i Muazzama motifli halı ve kilimler tasarlayıp dokudum. Özel tasarım kilimlerimizi Suudi Arabistan Krallığı’nın Milli Savunma Bakanlığı satın aldı.
SİYAH, KIRMIZI VE BEYAZ BOŞNAK KİLİMLERİNİN ANA RENKLERİ
Bosna kilimlerinde renklerine ve hususiyetlerine de değinelim dilerseniz…
Bu hususta öncelikle şunları söyleyebilirim. Bosna Hersek’in İslâmiyet’le olan kuvvetli bağının Bosna kilimlerine de yansıdığını belirtmek isterim. Boşnak kilimlerin sadece yün ile dokunmaktadır. Kilimlerin üretim süreçlerinde sadece ve sadece toprak ve bitki boyası kullanılarak hiç bir kimyasal katkı malzemesine yer verilmez.
Siyah, kırmızı ve beyaz Boşnak kilimlerinin ana renkleridir. Yeşil ve mavi de detaylarda kendine yer bulur… Renkler bölgelere göre değişiklik gösterir.
Bosna Hersek’te küçükbaş hayvancılık yaygın. Dolayısıyla çok koyun var. Koyunların yünleri tezgâhlarımıza kadar geliyor. Biz de en kaliteli yünleri satın alıyoruz. Yünleri yıkadıktan sonra baldan, balmumundan ve köpükten bir terkip meydana getiriyoruz. Her bir yünü o terkibe, mayie, batırıyoruz.
Bu işlemin amacı nedir?
Böyle yaptığımızda yünler birbirine sımsıkı yapışıyor ve bir daha asla çözülmüyor. Ayrıca o mayi, kilimi böceklerin yemesini de engelliyor. Bu usul Bosna’da en son 100 yıl önce kullanılmaktaydı. Şimdi biz de aynı yöntemi tatbik ediyoruz.
SAVAŞTA VE MÜTEAKİP YILLARDA BOSNA CAMİLERİNDEKİ KİLİMLER TALAN EDİLMİŞ
Savaş, Bosna’daki İslâm-Kültür mirasına nasıl yansıdı?
Savaşta Bosna Hersek’teki neredeyse tüm İslâm Kültür Mirası zarar gördü. Sırplar saldırdıkları camileri içindeki değerli emanetlerle birlikte yaktı, yıktı ve talan etti. Savaştan sonra da Boşnaklar maalesef emanetlerinin kıymetini bilemedi. Savaşta Sırpların el uzatmayı akıl edemediği sanat eserlerimiz savaştan sonra Bosna’ya yerleşen yabancılara satıldı. Hâsılı hiç kimse İslam Kültür mirası eserlerinin değerini takdir edemedi.
Birbirinden değerli kilimleri şehirlerin çöplüklerinden topladığımı söylersem sanırım meseleye açıklık getirmiş olurum. Savaş yıllarında ve kamu otoritesinin tesis edilemediği müteakip yıllarda Bosna camilerindeki birbirinde değerli kilimler talan edildi, yağmalandı. Savaşta yıkılan, harabeye dönüştürülen camilerde kilimler ya yakıldı, ya çalındı, ya da çöpe atıldı, ya da öteye-beriye satıldı.
Uzun yıllar Bosna kültür mirası içerisinde önemli yere sahip olan kilimlerimizin izini sürdüm. Değerli kilimlerimizi çöplüklerden topladım, hurdacılarda ve antikacılarda bulduklarımı da satın aldım. Bulduklarını topladım, gördüklerimi satın aldım, hepsini tamir ettim, yıkayıp pakladım ve koleksiyonuma dâhil ettim.
SARAYBOSNA FATİH SULTAN MEHMET CAMİİ’NİN HALI VE KİLİMLERİ TALAN EDİLDİ
Avusturya Macaristan İmparatoru Ferdinand’ın babası 1910 yılında Boşnaklarla ünsiyet kurmak ve gönüllerini almak maksadıyla Fatih Sultan Mehmet Camii’nin halılarını döşetmiş. Camiye halılarla birlikte kilimler ve seccadeler de hediye edilmiş. Yakın zaman önce cami restore edilince birbirinden değerli kilimler ve halılar her nasılsa kayboldu. Çok üzüldüm ve teessürlerimi Reisülulema Mustafa Cerić’e ilettim.
Boşnak kilim sanatı ne durumda? Tezgâhlar çalışıyor mu, anneler kızlarına kilim dokumayı öğretiyor mu?
Kanayan bir yaraya parmak bastınız! Boşnak kilim sanat ve zanaatı ölmek üzere. Eskiden anneler kızlarına öğretir dokuma tekniklerini öğretir, böylelikle kadim kilim geleneğimiz kuşaktan kuşağa aktarılırdı. Kızlar da annelerinden öğrendiklerini çocuklarına öğretir, böylelikle kilim sanat ve zanaatımızda köprü devam ederek kilimler asırlar boyunca sandıkların içinde muhafaza edilir, duvarlarda boy gösterir, misafirlerin geldiği vakit ortaya çıkarılırdı. Şimdiki zamanda Bosna’da kilimle neredeyse hiç kimse ilgilenmiyor. Bu durumu değiştirmek, tersine çevirmek için çok çalışıyorum, takdir edersiniz ki her tarafa yetişemiyorum.
BOSNA ÜNİVERSİTELERİNDE KİLİMLE İLGİLİ BİR BRANŞ YOK
Bosna’da üniversitelerde kilim sanatıyla ilgili neler yapılıyor?
Hiçbir şey! Bosna üniversitelerinde kilimle ilgili bir branş yok. Açığı kapatmak için çok çalışıyorum. Kilim; kilim sanat ve zanaatı üzerine kitap yazıyorum.
Boşnak kilimlerinin hak ettiği değeri bulması ve genç neslin kilim dokumacılığıyla yeniden buluşturulması için yayınlar yapıyorum, makaleler kaleme alıyorum, konferanslara ve sergilere katılıyorum.
Nerelerde konferanslara katıldınız?
İran’da ve Umman’da konferanslara katıldım. Mücerret kilim üzerine konuşmalar yaptım. Ircica’nın davetiyle Tebriz’e gittim. İstanbul’da Pendik Belediyesi’nin himayesinde kilim sergisi düzenledim.
Muhataplarınızın Bosna kilimine dair düşünceleri hangi yönde?
Muhatabımın bu noktada pek ümidi yok. “Boşnak kilimi zor kurtulur.” diyorlar. Kilimin desenleri, dokuma tekniği, bekletilmesi, dinlendirilmesi ve dahi bu alandaki usuller ve usta silsilesi kesintiye uğramış. Savaş insanlarla birlikte kilim kültürünü de toprağa gömmüş.
SANATTAN BAŞLAYARAK YENİ BİR İSLÂM RÖNESANS’I YAŞANMALI
Son olarak Türkiye’ye nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?
Sanattan başlayarak yeniden, yeni bir İslâm Rönesans’ı yaşanmalı. Gelenek devam ettirilmeli. Bu yüzyılda, ticari alanlarda yeni ilgi sahaları ortaya çıktı. Kilimcilik böylelikle sadece Bosna’da değil; Türkiye’de de öldü. Pazarlara kilimler çıkıyor, lakin hakiki kilim yok. Bununla birlikte umut her zaman var.
KÜLTÜRÜNÜZÜ KORUYUNUZ
Kültürler korunmalı. Kendi kültürünüzü koruyunuz. Türkiye bunu iyi yapıyor. Böyle olmaya devam ediniz. Dediğimden bir şey anlayamadınız. Teyiden, tekrar söylemek isterim. Kültürünüzü koruyunuz. Manevi değerlerinizi yüceltiniz. Öz kültürünüzü muhafaza ediniz. Dilinizi koruyunuz. Bu söylediklerimi biz Boşnaklar olarak maalesef zamanla büyük ölçüde kaybettik.
Amila Smajoviç
1965 yılında Bosna Hersek’te dünyaya gelmiştir. Linans ve master eğitimini Saraybosna’da Güzel Sanatlar Akademisi’nde tamamlamıştır. Daha sonra ise, Saraybosna İslami İlimler Fakültesi, İslami İlimler Bölümü’nden diploma almaya hak kazanmıştır. Doktora çalışmasını ise Siyaset Bilimi Fakültesi, İletişim Bilimi Bölümü’nde tamamlamıştır.
Yaklaşık 20 yıldır, Bosna kilimlerindeki semboloji ve bu sembollerin anlamları hakkında çalışmalarını sürdürmektedir.
Bosna Kilimlerini Koruma Derneği kurucusu olup, bu suretle geleneksel kilim üretimini yaygınlaştırma gayreti içerisindedir. 5 yıldır Uluslararası Saraybosna Üniversitesi’nde Görsel İletişim ve Grafik Dizayn Bölümü’nde profesörlük yapmaktadır.
Eserleri pek çok bağımsız serginin yanı sıra festivallerde ve projelerde de yer almış ve çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Pek çok konferansa katılan Smajoviç’in Bosna kilimleri, sembolleri ve bu sembollerin Bosna Hersek kültürel mirası üzerindeki rolleri hakkında yazmış olduğu metinler yazılı kaynaklar üzerinden ilgililerine sunulmaktadır.
İbrahim Ethem Gören