SAKARYA’NIN GÜNDEMİNDE SANAT VAR…
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Geleneksel Sanatlar İhtisas Merkezi’nin yılsonu sergisi sanat dostlarını Sakarya Sanat Galerisi’nde bir araya getirdi.
Sakarya, geleneksel sanatlar alanındaki çalışmalarla da öne çıkıyor. Kadim şehrin gündeminden sanat eksik olmuyor. Sakarya Büyükşehir Belediyesi kültür ve sanat hizmetleriyle de öne çıkıyor. Söz konusu hizmetlerden biri de belediyenin Geleneksel Sanatlar İhtisas Merkezi’nde yürütülmekte olan sanat ve estetik çalışmaları. Merkez, Yıl Sonu Sergisiyle Sakaryalı sanatseverlere merhaba dedi. Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen Geleneksel Sanatlar İhtisas Merkezi yılsonu sergisinin kapıları 18 Haziran Salı günü açıldı.
Yılsonu sergisi özelinde Sakarya Büyükşehir Geleneksel Sanatlar İhtisas Merkezi’nin usta ismi, hocaların hocası Nilüfer Kurfeyz ile sohbet ettik.
Nilüfer Hanım öncelikte serginiz hayırlı olsun. “Sakarya’da Geleneksel Sanatlar alanında neler yapılıyor?” diyerek sohbete başlayalım dilerseniz…
Sakarya-Samek, Geleneksel Sanatlar alanında pek çok ile örnek teşkil edecek bir faaliyet içinde. Sevgili Şükran Yılgın Aydın ve Halide Kama’nın birlikte baş koydukları, planlayıp, geliştirerek bu güne getirdikleri bu proje, 2015-2016 ders döneminden başlayarak, hız kesmeden günümüze kadar ulaştı. 2018-19 ders döneminde ise, 14 farklı branşta, 445 öğrenciye, klasik sanatlarımız alanlarında eğitim veren çok önemli bir "İhtisas Merkezi" haline geldi.
Geleneksel Sanatlar İhtisas Merkezi, faaliyete geçtiği yıl, "Marmara Belediyeler Birliği-Altın Karınca Ödülleri"nde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ardından, 2.lik ödülünü alarak, ne kadar doğru ve faydalı bir proje olduğunu ispatladı.
Merkezin, çok ses getiren en önemli atılımı ise, 2015 yılından başlayarak, eğitim ve sergilerin yer aldığı, kendi binası içinde bulunan, Türkiye’nin Geleneksel Sanatlar alanında duayen isimlerinin, eserlerini satın alarak oluşturduğu müzedir ki, mutlaka örnek alınması gereken bir ilktir.
Siz bu sürece ne zaman dâhil oldunuz?
Biz, Nilüfer Kurfeyz-Selim Sağlam olarak, tezhib eğitiminde merkezin kuruluşundan itibaren, sürece dâhildik. Tüm branşlarda olduğu gibi, tezhib dalında da bizler, danışman hoca olarak, asistanımız, Ayşe Gülcan Özbalak tarafından her hafta cumartesi günleri yapılan dersleri takip ettik.
Belediyenin Geleneksel Sanatlar İhtisas Merkezi’ndeki çalışmalara değinir misiniz? Derslerinize kimler katılabilir? Ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
İhtisas Merkezi’ndeki derslere herkes katılabilir. Önemli olan, seçtiği sanat dalına karşı büyük bir merak duyması, çok istemesi ve zaman içinde sanatıyla derin bir bağ kurabilmesidir. Bilindiği üzere klasik sanatlarımızın hiç biri kısa sürede sonuca varılacak, hobi olarak yapılacak bir uğraş olmadığı için, ruhunu, felsefesini, en önemlisi derinliğini, idrak içinde bulunmak ve terk etmemek, bu sanatlara en önemli hizmettir.
İşte bu anlayışla yoluna devam etmekte olan İhtisas Merkezimiz, öğrencileri hem meslek sahibi yapmakta, hem de bu sanatlarda, geleceği şekillendirecek gönüllü neferler yetiştirmektedir.
1990’DAN BUGÜNE SELİM SAĞLAM İLE ORTAK İMZALI ESERLER ÜRETİYORUZ
Duayen sanatkâr, yol arkadaşınız Selim Sağlam’ın Sakarya’daki sanat çalışmalarına yaptığı katkılar hakkında neler söylemek istersiniz?
Malumunuz, 1990 yılından itibaren beraber çalıştığımız ve ortak imzalı eserler ürettiğimiz Selim Sağlam ile dersleri birlikte sürdürmekteyiz.
Aynı eser üzerinde çalışırken, yaptığımız fikir alışverişleri ve yardımlaşmanın, eğitim verirken de, bize çok fayda sağlaması ve geliştirici olması, dersleri de birlikte yapmamız için bir zemin oluşturmuştur ki bunun talebede yeni bakış açıları oluşturacak bir etkisi vardır.
Çeşitli kurum ve kuruluşlarda bu anlayışla birlikte yürüttüğümüz derslerimizi, Sakarya İhtisas Merkezi’nde de aynı anlayışla sürdürmekteyiz.
İhtisas Merkezi’nden mezun olanların tezhip alanında ne türden kazanımları oluyor?
Sakarya’nın hem bir üniversite şehri olması, hem de Belediye’nin geleneksel sanatlara verdiği önem öğrencileri fazlasıyla motive ediyor kanaatindeyim.
Bu merkezdeki hocaların büyük bir aşkla verdikleri eğitimler, öğrenciyi, kurslardan sonra, üniversitenin "Geleneksel Sanatlar Bölümü"ne de girmek açısından heyecanlandırıyor. Bizlerden ders almakta olan öğrencilerin arasında da bu kararı veren genç arkadaşlarımız var. Tüm bunlarla birlikte bence en büyük kazanım, sadece öğrenmek, bir sanat sahibi olmak, bunu bir meslek olarak mücerret manada sürdürmek değil. Bunlar tabii ki çok mühim. Bunlarla birlikte hepimizin genlerine kodlanmış bu tarihi ve kültürel mirası daha çok sahiplenmek, adeta ezberleri tazelemek, hepimizin olduğu kadar mezun öğrenciler açısından en büyük kazanımdır düşüncesindeyim.
DOLU DOLU GEÇEN BİR SANAT SEZONU…
Geride kalan bir sezonu kısaca değerlendirebilir misiniz?
Önceki sezonlarda gibi dolu dolu geçen bir seneyi geride bıraktık. Öğrencilerin tüm branşlarda temel eğitimlerini sürdürürken, öğrendiklerini yılsonunda sergilenecek eserlere yansıtmaları takdir edersiniz ki heyecan verici oluyor… Zira çok büyük emeklerle ve çok uzun sürelere ihtiyaç duyarak hazırlanan bu çalışmalar için her birimiz adeta zamanla yarışıyoruz.
Çok sıra üstü eserlerin yer aldığı bir müze ile ayrıca içinde bir kütüphane barındıran bir sergi salonu ile iç içe çalışmak, hele hele tüm bunların Kent Park gibi yemyeşil, harikulade bir alanın içinde yer alan bir bina da olması Sakarya Belediyesi’nin bizlere büyük bir hediyesidir diye düşünüyorum.
SERGİLER VİTRİNDİR
Yılsonu serginiz hakkında bilgi verir misiniz? Hazırlık süreci nasıl gelişti?
Az önce de bahsettiğim gibi, her yıl çok hızlı bir süreç yaşıyoruz. Bu yıl da süreç değişmedi. Yıl içinde üretilen çalışmaların bir bölümü seçilerek sergiye katılmaya hak kazandı. Takdir edersiniz ki sergi bir vitrindir ve üretilen en iyi ve doğru çalışmaların, örnek olması açısından bu sergilerde değerlendirilmesi gerekir. Bu yıl da aynı anlayışla, bir eleme yaptık ve sergileme hakkı kazananlarla sergiye katıldık.
Sergi, Sakarya Sanat Galerisi’nden tüm sanatseverlere lisân-ı haliyle neler söylüyor?
Gerçek fikrim serginin bu haliyle tüm sanatseverleri çok özendirmesi ve herkeste bu faaliyetlerin içinde yer almaları gerektiği duygusunu uyandırmasıdır. Zira bizlerin üzerine düşen, önce sevdirmek, sonra benimsetmek ve gönüllere girmek olduğuna göre, her sergide, bu tohumları kalplere ekmek istiyoruz. Hızla artan öğrenci ve sanatsever sayıları ise doğru yolda olduğumuzu bize fazlasıyla hissettiriyor.
HER YIL ARTAN BİR İLGİ SÖZ KONUSU…
Sakaryalıların ilgisine dair neler söylemek istersiniz?
Sakarya halkı bu merkezi ve faaliyetlerini çok sahiplendi. Her yıl daha da artan bir ilgi söz konusu… Her sene sergilerde bir öncekinden daha büyük bir ziyaretçi katılımı gözlemleniyor. Son sergimizde ise tabiri caizse iğne atsan yere düşmeyecek bir kalabalıkla karşı karşıyaydık.
İlginin daha da artırılması için topluma, kurumlara, sanatseverlere ne türden görevler düşüyor?
Yirminci yüzyılın başlarında uzun yıllar kesintiye uğramış ve itibar kaybetmiş bu sanatlarımızın günümüzdeki yükselen ivmesi hepimizi çok sevindiriyor ve heyecanlandırıyor. Bu ivmeyi arttırarak sürdürmek toplumdaki her ferdin görevi olmalı. Zira tarihinden ve kültüründen koparılmış toplumların yolunu kaybetmesi kadar acı bir durum olamaz. Bunu tecrübe etmiş insanlar olarak, aynı yanlışlara sebebiyet vermemek için tüm kurum, kuruluş ve sanatseverler olarak tarihimize, kültürümüze ve sanatlarımıza koşulsuz sahip çıkmalıyız. Bu alanda gerek maddi, gerek manevi, hiç bir emek, çaba ve yatırımdan kaçınmamalıyız.
Sizin ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?
Belediyeye teşekkür ederek bu meyandaki sözlerime başlamak istiyorum. Bizlere bu fırsatı ve imkânı tanımaları çok kıymetli. Ve elbette, merkezimizim müdiresi, sevgili Ayşe Elaydı'nın yıl içinde ve yılsonu sergimizdeki, sonsuz gayret ve özverili çalışmaları, işlerimizi çok kolaylaştırdı.
Danışman ve asistan hocaların büyük bir bölümünün her hafta İstanbul'dan Sakarya'ya gidip gelmeleri, bu merkezi daha da değerli kılmaktadır. Zira iyi niyet ve sanatımıza sadakatle yapılan tüm çalışmalar hep karşılığını bulacaktır. Sakarya özelinde 5 yıldır buna hep beraber şahit oluyoruz.
Yeri gelmişken, merkezimizde yer alan branşlarla beraber, danışman ve asistan hocaları da zikretmek isterim.
Tabii ki, buyurunuz Nilüfer Hanım…
Hat: Mehmet Memiş, Orhan Altuğ, Elif İlter.
Tezhip: Nilüfer Kurfeyz-Selim Sağlam, Ayşe Gülcan Özbalak, Arda Çakmak, Büşra Akan, Firdevs Cebeci.
Minyatür: Taner Alakuş, Nazmi Kişioğlu.
Ebru: Mahmut Peşteli, Şükran Aydın, Büşra Altmışdört, Selat Metin, Arzu Atalay.
Katı’: Safiye Morçay, Esved Doğan
Bilimsel Bitki Ressamlığı: Naile Akın Sevim.
Sır Üstü Porselen Boyama: Arzu Kama.
Cilt: Gürcan Mavili, Burak Kara.
Çini: Emsele Bal.
Kaligrafi: Emrah Yücel.
Ahşap Oyma-Sedef: Hüsamettin Yivlik.
Çamur Şekillendirme: Mehmet Hüseyin Karaca.
Temel Sanat Eğitimi: Savaş Çevik.
Son olarak okuyucularımıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?
Türk-İslâm kültürünün adeta yapı taşları olan geleneksel sanatlarımızı dünya durdukça yaşatabilmek ve yayabilmek her birimizin üstlendiği bir misyon olmalıdır. Bu sanatların, özünü ve ruhunu kaybetmeden, her yeniçağın farklı beğeni ve değişimlerini yakalayabilme gücü olduğunu çok iyi biliyoruz. Öz sanatlarımız işte bu özellikler sebebiyle her devirde, ışığını yaymaya devam edecektir. Bunun kıymetini çok iyi takdir etmeliyiz.
Bize düşen, bu bayrak yarışında bayrağı teslim edeceğimiz genç arkadaşlarımızı yetiştirmek ve zincirin halkalarının kopmasına müsaade etmemektir.
İbrahim Ethem Gören