KATI’ SANATI USTA ELLERDE HAYATİYETİNİ SÜRDÜRÜYOR

KATI’ SANATI USTA ELLERDE HAYATİYETİNİ SÜRDÜRÜYOR

Sanatkâr ceddimizin İslâm-Türk irfanına armağan ettiği ince kâğıt oymacılığı katı’ sanatı günümüzde “usta eller” marifetiyle hayatiyetini sürdürüyor. Yakın dönem için söyleyecek olursak Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver, akabinde öğrencileri Gülbün Mesara, Dürdane Ünver, Meliha Altay ve Müjgan Başköylü ince kağıt oymacılığında mutlaka zikredilmesi gereken isimler…  Giriş cümlemizde kullandığımız “usta eller” ibaresinin içerisine katı’ sanatkârı Ersin Yıldızhan da dâhil. 20 yıldır geleneksel sanatlarımızın hizmetinde bulunmakta olan Yıldızhan, duayen ustalardan; Dürdane Ünver ve Müjgan Başköylü’den katı’ sanatının inceliklerini öğrenmiş. "Katı’ sanatının hareket noktasının geleneksel motifler Türk motifleri olmakla birlikte çeşitli doğa ve manzara tasvirlerinin, natüralist üsluptaki çiçek, ağaç ve bitkilerin, geometrik desenlerin kullanılması açısından sanatkâra çok geniş bir serbest tasarım imkânı sunduğunu belirten Yıldızhan’ın ustalığı naif emekleri ve göz nuruyla hazırladığı birbirinden âlâ eserlerinde gözlemlemek mümkün. Katı’ sanatçısı Ersin Yıldızhan ile ince kâğıt oymacılığı katı’ sanatı üzerine hasbihal ettik.

Ersin Hanım Türk-İslâm sanatlarıyla irtibatınız nasıl başladı?

Türk-İslâm sanatları ile düşünce zemininde ilk irtibatım bir Bursa gezisi esnasında yolumun düştüğü kitap fuarında Beşir Ayvazoğlu’nun Aşk Estetiği, Geleneğin Direnişi, Güller Kitabı adlı kitaplarını o zaman için, sebebini çok da bilmediğim “işte benim aradığım kitaplar” diyerek almamla başladı. Esasında o güne kadar geleneğe, edebiyata, irfana dair daha önceki okumalarım, yolumu, geleneğin ve irfanın bir başka veçhesi olan sanata ve o sanata dair estetik ve anlam dünyasına çıkardı. Okumalar bu şekilde sürerken 1998 yılında, eşimin arkadaşıyla bir sohbeti neticesinde kendimi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp tarihi Anabilim dalı Ord. Prof. A. Süheyl Ünver Nakışhanesi’nde sanat seminerlerine katılıp, tezhip eğitimi alırken buldum. 2001 yılında tezhip icazetimi buradan aldım. 2006 yılına kadar bu nakışhanenin tezhip grubunda çalışmalarımı sürdürdüm. Diğer yandan da 2004 yılından itibaren, TBMM Genel Sekreterliği Milli Saraylar Daire Başkanlığı Geleneksel Türk Sanatları Eğitim Merkezi Katı’ atölyesinde Dürdane Ünver ve yardımcısı Müjgan Başköylü hocaların verdiği katı’ derslerine devam ettim. 2007 yılında bu kurumdan mezun oldum. O yıllardan bu güne kadar çalışmalarımı katı’ alanında sürdürmekteyim.

Katı’da karar kılmanızda hangi etkenler belirleyici oldu?

Katı’da karar kılmamda en başlıca etken Dürdane Ünver Hocamla birbirimizin dilinden anlamamız, uyumumuz ve katı sanatının çok renkli, canlı ve tasarım alanının çok geniş oluşudur diyebilirim.

Aldığınız eğitime, özellikle klasik katı’ sanatı, eğitim ve uygulama aşamalarına değinir misiniz?

Katı’ eğitiminin kendi içinde üç aşaması bulunmaktadır.

Nedir bu aşamalar?

Birinci aşama tarihiyle, tarihi gelişim süreçleriyle, sanatkârların ve eserlerinin bilgi notları ve görsellerle birlikte öğretilmesi. İkincisi katı’ hazırlama teknik ve yöntemlerinin uygulamalı öğretilmesi. Üçüncüsü de belli bir aşamadan sonra öğrencileri yeni tasarımlar yapmaya yönlendirmektir.

GELENEKSL SANATLARIN TEMELİNDE SABIR VARDIR

Bu noktada sanırım çok çalışmak, eskilerin deyimiyle “kesretü’l-meşk” ve sabır ön plana çıkıyor. Öz sanatımızın icrasında meşkin ve sabrın yeri nerededir?

Geleneksel sanatlarımızın kendine has öğretim yöntemi olan, usta-çırak ilişkisi, yani meşk yöntemi el’an devam eden bir usuldür. Aşk olmadan meşk olmaz demişler.  Evet, birinci şart, öğrenmek istediğiniz sanatı ve ustanızı sevmek gerekir diyebilirim. Rabıtanızı sevgi temelinde kurarsanız, sanatı öğrenebilmeniz ve devam ettirebilmeniz için gerekli sabrı, sebatı ve gayreti çok zorlanmadan elde edebilirsiniz. Geleneksel sanatlar öncelikle kitap sanatları olması hasebiyle, fevkalâde incelikli,  icrası dikkat, zaman ve sabır isteyen sanatlardır.  Meşk usulünün bir diğer etkin yönünü de söyle yorumlayabiliriz. Bir şeyin öğrenilmesinde ne kadar çok ‘Esma’ devreye girerse, öğrenme o kadar çok başarılı olur. Meşk usulünde bu hikmet tam anlamıyla devrede diyebiliriz. Ustadan el görerek, sohbetini dinleyerek, rû be rû ve gönül gönüle, sadece sanatı değil hayatı paylaşarak öğreniyorsunuz, bütün duyularınız ve gönlünüz devrede olarak... Meşk usulünün başarısı ve kuvveti buradan geliyor diye düşünüyorum.

Katı’ sanatı nedir? Nasıl icra edilir?

Genel ve anlaşılır bir tanım yapmak gerekirse; Türk süsleme ve kitap sanatlarına ait desen, motif, figür ve hatların (yazıların) ince kâğıt veya deri üzerine aktarılıp bir keski yardımıyla oyulması, oyulan parçaların başka bir zemin üzerine yapıştırılmasıyla meydana getirilen çalışmalara-esere katı’ denir.

Hangi malzemeler kullanılır?

Katı’ yapımında kullanılan en temel malzemeler şunlardır. Ebru kâğıtları dahil olmak üzere, tercihen asitsiz ve boyanmış çok çeşitli ince kâğıtlar. Deri oyulacaksa tıraşlanmış ince deri. Kretuar, ucu ince, kısa ve kıvrık makas. Oymaları tutmak için pul maşası. Kesme altlığı. Oymayı yapıştırmak için özel hazırlanan muhallebi.

Teknikleriniz nelerdir?

Katı’ teknikleri, yalın kat oyma yöntemi. Simetrik oyma yöntemi. Dişi-erkek oyma yöntemi. Kat kat yapıştırılarak hazırlanan oyma yöntemi. Dişi oyma kalıplarla hazırlanan sayfa süsleme yöntemi. Çok katlı oymaları hazırlama yöntemi.

Bir katı’ eserinin üretim sürecine değinir misiniz?

İlk önce, hazırlanacak eserin konusu belirlenip, genel bir çerçeve çizilerek gerekli tasarım ve çizimlerin hazırlanması gerekir. Yapılan çizimler, hazırlana-boyanan ince kâğıtlar üzerine aktarılır ve kesme-oyma işlemi yapılır. Uygulanan, kesimi yapılan oymalar, seçilen uygun zemine veya bir hat kenarına geleneksel yapıştırma usulleriyle aktarılır ve çalışma cetvel vb. tamamlayıcı unsurlarla eser aşamasına getirilir.

HER KAĞIT OYMA KATI’ DEĞİLDİR

Her oyulan kâğıt katı’ olarak isimlendirilir mi?

Günümüzde doğudan batıya dünyanın her yerinde kâğıt oymacılığı yapılmaktadır. Her ülke kendi kültüründen katkılar yapmış ve kendi lisanında isimler vermiştir. Katı’ (İnce kâğıt oymacılığı) Türkiye’de Anadolu topraklarındaki adıdır. Ve mutlaka geleneksel sanatlarımıza ait desen, motif ve yazılardan yola çıkılarak ve geleneksel teknikler kullanılarak hazırlanmalıdır. Dolayısıyla her kâğıt oyma katı’ değildir.

Usta işi bir katı’ eseri bünyesinde hangi özellikleri taşır?

Usta işi bir katı’ eser öncelikle sağlam, bütünlüklü ve fikirli bir tasarıma, dengeli bir renk dağılımına ve çok iyi ve incelikli bir işçiliğe sahip olmalıdır. Bu saydıklarımıza ne kadar çok yaklaşılırsa o denli temâşâ edene tesir eden eserler meydana getirilebilmesi mümkün olur.

Katı’ sanatının etkileşim içerisinde bulunduğu sanatlar nelerdir?

Katı’ sanatının etkileşimde bulunduğu sanatlar için, geleneksel sanatların bütün dallarıdır diyebiliriz kolaylıkla. Hat, tezhip, minyatür ve hatta mimari unsurlar….

Tezhibin katı’ için ifade ettiği değerler nelerdir?

Tezhip, desen bilgisi ve kurgusunu içinde bulundurması hasebiyle, tezhip özelinde desen kurgu ve bilgisine sahip olanlar, katı’da çok sağlam bir zemin kazanmış olup, büyük oranla daha kolay ve hızlı başarılı olurlar. Desen bilgisine sahip olmayan öğrencilerimizi, ders verdiğim kurum olan Geleneksel Sanatlar Akademisi’nde açılan desen dersine mutlaka gönderiyoruz.  Desen kurgusu ve bilgisine sahip olmayanın ilerlemesi, kendi kanatlarıyla uçması bir hayli zor.

GELENEK DERİNLİK DEMEKTİR

Katı’ sanatına getirilen yeni yorumlar hakkında neler söylemek istersiniz?

Bu konuda ancak kendimden yola çıkarak bir şeyler söyleyebilirim. Gelenek nedir konusuna değinmek isterim öncelikle. Katı’ ve diğer sanatlar açısından bakarsak, geleneksel sanatlarımız birbiri ardı sıra gelen uzun asırlar süzgecinden süzülerek,  geçmiş olduğu zaman ve coğrafyadan daima katkılar almış, asliyetini kaybetmeden hayatiyetini sürdürmüştür.  Akamete uğrar gibi olduğu zamanlar olsa da, günümüze kadar gelen bir zevk, estetik, anlam ve tüm bunları ifade ediş tarzından bahsediyoruz demektir. Akan capcanlı bir nehir gibidir gelenek. Ve derinlik demektir. Hayatiyet belirtisi olarak daima zamandan ve zamanın ruhundan katkılar alır.  Mesela, 15.yy’da Herat’da örneklerine rastladığımız, tamamen stilize yalın kat oyulmuş bitki ve ağaç tasvirleri, 16.yy’da İstanbul’da çok katlı ve derinlikli, hangi bitki ve ağaç olduğunu anladığımız yarı stilize katı’lara dönüşüyor. Bu düşünceden yola çıkarak,  21.yy’da ince kâğıt oymacılığı yaparken, vaktin sanat ve sergileme anlayışlarından katkılar alıyorum. Katı’ın aslını, özünü odak noktası yapıp çalışmayı çerçeveden çıkararak, mekâna yayıp, yüzey düzenlemeleri yapıyorum. Ustalarımdan ve farklı disiplinlerin mensuplarından bu zamana kadar hep olumlu tepkiler aldım.  Yeni çalışma ve yorumlar yapılırken ihmal edilmemesi gereken nokta, katı’ın tekniklerini çok iyi bilmenin yanı sıra asıl nokta, geleneksel sanatlarımızın kendine has zevk ve estetik algısını iyi anlayıp deruhte edebilmektir. Bu bizi sağlam bir temel sahibi yapacak olan en önemli noktadır diye düşünüyorum. Ancak bundan sonradır ki klasik çalışmaların yanı sıra yeni yorumlara dayalı çalışmalar yapacak gücü bulabilelim.

KATI’ SANATI 16’INCI YÜZYILDA İSTANBUL’DA ALTIN ÇAĞINI YAŞAMIŞTIR

Önceki asırlarda katı’ alanında neler yapılmış?

İlk katı’ örneklerine Uygur Türklerinde rastlıyoruz. Çin’den başlayan kâğıt oymacılığı Orta Asya Türklerinden İran, Timurlu Devleti, Memlük Türk Devleti, Selçuklu Beylikleri ve Osmanlı İmparatorluğu’na ulaşmıştır. 16. yüzyıla gelindiğinde İstanbul’da altın devrini yaşamıştır. Bu sanatı İslâmiyet’le tanıştıran Türklerdir. Öncelikle yazma eserleri süsleme sanatı olarak kullanılmıştır. 15. yy’da deri oymacılığının yanında kâğıt oymacılığı yapılmaya başlanmıştır. 15. yüzyılda yaşayan Abdullah Kaatı’ın zamanın en önemli katı’ sanatçısı olduğu bilinmektedir. Sanatçının hamisi de olan Hüseyin Baykara Divanı’nda bulunan ince hat oymaları ve doğadan esinlendiği stilize bitki ve ağaç tasvirleri TSM’de saray albümleri içinde bulunmaktadır. Tarihçi Gelibolulu Mustafa Ali’nin Menakıb’ı  Hünerveran adlı eserinde başka katı’ sanatçılarından da bahsedilmektedir. Şeyh Muhammed Dost, Mevlana Muhammed Bakır gibi… 16.yy’ın en önemli katı’ sanatçısının Efşancı Memed olduğunu Aşık Çelebi’nin Meşairu’s Şuara adlı eserinden öğreniyoruz. Oyma yazılar kesen Efşan’cının en önemli eseri Nişapuri Albümü’nde bulunan 9x20 cm. ölçülerindeki katı’ bahçe tasviridir. Yine 17 yy’ın en önemli katı’ ustalarının başında Fahri Bursavi (Bursalı Fahri) gelmektedir. Nemçe Krallığı elçilerinde Lubenau’nun Bursalı Fahri hakkında yazdıkları çok ilginçtir. ”Şehirde ona ne getirirseniz getirin, tüm bitki, ot ve çiçekleri, menekşe, gül ve lâleleri, yarı bükülmüş yaprak, sap ve kökleriyle birlikte renkli kâğıttan kesebilen bir Türk var. Bunu o kadar iyi yapardı ki hiçbir insan bu kesilmiş kâğıtları bahçelerde, tarlalarda yetişmiş ve kurutulmuş gerçek bitkilerden ayırt edemezdi.” Lubenau’nun İstanbul ve Bursa’dan bazı eserleri toplayıp Avrupa’ya götürdüğü bilinmektedir. Kendisi bilim adamı olan Cambazzâde Osman’ın hattatların kullandığı bir yazı çekmecesi üzerinde yer alan Cennet Bahçesi adıyla bilinen katı’ bahçe manzarası yine çok bilinen katı’ eserlerdendir. 18.yy’da yaşayan bir başka katı’ sanatkârı da Derviş Hasan Eyyübi’dir. Kendisi Mevlevi dervişidir. Bilinen tek eseri katı’ süslemeli yazı çekmecesidir. Bu yazı çekmecesindeki katı’ manzara tasviri çok başarılı ve gerçekçidir. Kâğıt ve deri oymacıları için Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde bulunan şu bilgileri vermek isterim. “Oymacı esnafı dokuz dükkân yirmi adam, Pir’leri Şair Hasanoğlu Abdurrahman’dır. Peygamberin soyundan Kasım‘ın sütkardeşidir. Bunlar Hezarfen Çelebi gibi marifetleri olan kimselerdir ki oydukları eserler sihir gibidir. Oymalar kitapların içinde kutsal ruh gibi saklanır. Törenlerde bu sanatçılar tahtırevanlar üzerinde makas ile oyma oyarak ve kâğıt üzerine yapıştırarak geçerler.”  diye anlatmaktadır.

Ecdadımızdan miras olarak kalan katı’ eserleri nerelerde sergileniyor.

Geçmişten günümüze kalan katı’ eserleri Topkapı Sarayı Müze Kütüphanesi’nde, İstanbul Üniversitesi Nadide Eserler Kütüphanesi’nde, Ankara’da Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivlerinde, Süleymaniye Kütüphanesi’nde, Vakıf Hat Sanatları Müzesi’nde, Konya’da Mevlana Müzesi’nde, Londra British Library’de ve Paris Biblotek’te başta olmak üzere Almanya, Viyana, Hollanda dâhil Avrupa’nın birçok ülkesindeki müze ve kütüphanelerde katı’ eserler ve albümler bulunmaktadır.

Süheyl Ünver Hoca’nın katı’ sanatına yaptığı hizmetler için neler söylemek istersiniz?

18.yy‘ın ikinci yarısından itibaren gerilemeye başlayan, 19.yy’ın sonlarında artık unutulmuş olan katı’ sanatı Ord. Prof. A. Süheyl Ünver hocamızın klasik sanatlarımız ile ilgili yurt içi ve yurt dışı kütüphane ve müzelerde yaptığı etüd ve yoğun araştırmaları sayesinde 1940’lı yıllarda yeniden sanat gündemine girip hayat bulmuştur. Merhum Ünver, katı’ hazırlama yöntemlerini araştırmış ve bulmuş, bu konuda kızı Gülbün Mesara Hocamız ile çalışmalar yapmış ve birlikte hazırladıkları “Türk İnce Oyma Sanatı-Katı’“ kitabı ve yetiştirdiği öğrencileri Gülbün Mesara, Azade Akar ve gelini, hocamız Dürdane Ünver sayesinde katı’ sanatı günümüze ulaşmıştır.

KATI’ SANATININ YOLU AYDINLIK

Sizin ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?

Dürdane Ünver hocamızın ve yetiştirdiği talebeler olarak bizlerin yetiştirdiği yeni talebeler ile birlikte katı’ sanatı ivme kazanmaya devam ediyor. Tüm dünyada kâğıt oymacılığının yapılması sebebiyle katı’ın dünyaya daha açık olduğunu ve yolunun aydınlık olduğunu düşünüyorum. Bizlere düşen sebat, azim, gayret ile tefekküre ve dünyaya, zamanın getirilerine açık bir zihinle üretmeye ve talep edenlere birikimlerimizi aktarmaya devam etmek olacaktır.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Bana bir nebze olsun katı’ sanatını ve bu konudaki düşüncelerimi paylaşma imkânı verdiğiniz için size ve okuyucularınıza çok teşekkür ederim.

Ben teşekkür ediyorum Ersin Hanım.

 

İbrahim Ethem Gören

 

 

 

{name}
{content}
+
-
{name}
{content}
+
-

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

SİZİ ARAMAMIZI İSTER MİSİNİZ?

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

BİZ SİZİ ARAYALIM

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.