ÇİNİ BİR KEŞİF SANATIDIR
Çini renktir; toprağın ve gökkuşağının rengidir. Renk ise ahenktir. Sanatkâr renklerin içindedir. O, bazen renklerin deryasına, ilhamına, cazibesine dalar; renklerle, desenlerle, çizgilerle, şekillerle hemhâl olur, her daim gökkuşağının içerisinde bulunur. Çini ustaları renklerin içinde, önünde, arkasında; tam ortasında bulunur.
Çini bir keşif sanatıdır. Bakmasını bilen gözler, çini motiflerinin içerisinde saz yolunda hakikati, lâlede tevhidi, ay yıldızda hürriyeti, bahar dalında dinamizmi, çintemanide ise huzuru bulur.
ÇİNİ SABIR SANATIDIR
Çini sabır sanatıdır. Çamurun; buram buram hayat kokan toprağın ve çinicinin, fırınla, ateşle, sırla sınavıdır. Ateşin sırrına vâkıf olunduğunda sınav geçilir ve ortaya güzel neticeler/eserler çıkar.
Netice itibarıyla güzel de güzel gözle görülür. Bakmasını bilenler ondan nasibini alır. Ve yine güzeli; mutlak güzeli her göz de göremez. Hâsılı, gören, göz de değildir; gönüldür, ruhtur…
Çark başında eser, çamur ve hakikate yaslanan hayal, aheste aheste dönüp şekillenip dururken, çini ustaları ince bir sanat ve zanaatı özenle işleyerek çiniciliğimize yeni eserler ve isimler kazandırır.
ÇİNİ TARİHİ BİR MİRASTIR
Geleneksel İslâm-Türk sanatlarından olan çini, cami, mescid, dergâh, türbe gibi dini mimari unsurlarının yanında kervansaray, köşk, saray, çeşme gibi sivil mimari eserlerinin iç ve dış süslemelerine sanatkâr dedelerimizin nakşettiği tarihi bir miras olarak karşımızda durur… Nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar ulaşan naif bir miras…
“Çiniler açmada canlanmada gül
Bir huzur bestesi çağlar derinden
Tutarak tarihin elinden gönül
Dinliyor sonsuzu kuş seslerinden”
Çini sanatı dün olduğu gibi bugün de maharetli ustaların ellerinde, ‘gönülleri tarihin elinden tutarak’ hayat buluyor.
İZNİK VE KÜTAHYA ÇİNİNİN YURDUDUR
İznik ve Kütahya çininin yurdudur. Adı; çini, çinicilik ve çini ustalarıyla birlikte anılan İznik ve Kütahya başta olmak üzere Türkiye’nin münbit topraklarından ve ustaların ellerinden mütemadiyen kutlu bir sanat ortaya çıkıyor.
İznikli ve Kütahyalı çini ustaları sabır, özen ve maharetle, selefleri gibi göz nurlarını çini üzerine dökmeye devam ediyor. Böylelikle bakmasını bilen, sanata âşina gözler, çini desenleri içerisinde saz yolunda hakikati, lâlede tevhidi, ay yıldızda hürriyeti, bahar dalında dinamizmi, çintemanide ise huzuru buluyor ve namütenahi keşfe dalıyor.
SANATKÂR KUTLU BİR KÂŞİFTİR
Çünkü geleneksel sanatlarımızın tamamı mükâşefe sanatıdır. Sanatkâr ise kutlu kâşiftir.
Hakikatli ustanın, çok çalışmakla hizmetinde bulunduğu, eser ürettiği, talebe yetiştirdiği sanat dalında bir ayağı sürekli geleneğe yaslanır, oradan kuvvet alarak yeni bugünde ve yarında mânâ arayışlarına çıkar...
Bu minval üzere çini estetik bir keşif kaynağıdır çünkü usta için... Zengin kültürümüzün, atalar yadigârı estetiğimizin, ruhuna yansıyıp, saf beyaz üstünde lacivert ve turkuaz renklere dönüşen bir keşif; yahut fetih…
Çünkü sanat bir fetih yürüyüşüdür… Estetik sevdalılarının yüreklerine dokunarak hak ve hakikate doğru evrilmelerine vesile kılınacak olan bir fetih yürüyüşü… Ve dahi öz sanatlarımızla şah damarından yakalanan her bir ruh fethedilmiştir.
ÇİNİLER YAPRAKTIR, BAHARDIR, DALDIR
Tıpkı merhum Rıfkı Kaymaz Usta’nın az önce arz ettiğimiz şiirinin devamında dediği gibi…
Çiniler; yapraktır, daldır, bahardır.
Her kıvrımda renk, bir ahenk vardır.
Tebessüm misali gülen duvarda
Bin yıldır büyüyen hatıralardır.
Eserlerin sahibi Ayşe Özkan'a teşekkürlerimizi iletiyoruz.
İbrahim Ethem Gören