TÜRK EBRUSU ÇİN SEDDİ’NE DAYANDI!

TÜRK EBRUSU ÇİN SEDDİ’NE DAYANDI!
 

Pekin’de düzenlenen 14. Uluslararası Çin Turizm ve Gezi Fuarı’nda ülkemizi temsil eden ebru sanatkârı, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslâm Tarihi ve Sanatları Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Ömer Sabuncu ile sohbet ettik.
2018 Çin’de Türkiye Turizm Yılı olarak ilan edildi. Festivaller şehri Pekin, geçtiğimiz günlerde 14. Uluslararası Çin Turizm ve Gezi Fuarı’na ev sahipliği yaptı. Fuara, hemen her sektörü temsilen Türk girişimci ve iş adamlarıyla birlikte ebru sanatçısı, Dr. Öğr. Üyesi Ömer Sabuncu da iştirak etti. Kültür Bakanlığı tarafından Türk ebru sanatını Pekin ve Shanghay’da tanıtmakla görevlendirilen, Dr. Öğr. Üyesi Ömer Sabuncu ile Çin’deki ebru serencamı üzerine hasbihal ettik.


2018, ÇİN’DE TÜRK YILI OLARAK KUTLANIYOR


Çin’deki fuara katılım fikri nasıl ortaya çıktı?

Bu fikir Bakanlığımızın geçen yıl planladığı bir oluşumdu.

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş “2018’in Çin’de Türkiye Yılı” olacağını açıklamış, mezkur konuşmasında “Çin pazarını bir şekilde zorlamak için bütün gücümüzle 2018 yılı Türkiye yılı etkinliklerinde var olacağız. Çin’in önemli şehirlerinde Türkiye’yi; kültürünü, sanatını, mutfağını tanıtacağız. Bakanlık olarak özel sektörün değerli temsilcilerinin Çin’deki etkinliklerde var olmanızı istirham ediyorum.” ifadelerine yer vermişti. Yine konuyla ilgili olarak 2017 yılının Kasım ayında toplantılar düzenlenerek kararlar alınmıştı. Türkiye’nin çeşitli etkinliklerle tanıtılacağı Çin’de gerçekleştirilecek tanıtım faaliyetlerini ve bu faaliyetlere ilişkin alt yapı problemleri tartışarak çözüm önerileri üretmek üzere sektör ve sivil toplumun katılımıyla İstanbul’da bir toplantı düzenlenmişti.

2018 Çin’de “Türkiye Yılı” kapsamında gerçekleştirilmesinde fayda görülen tanıtım faaliyetleri ile paydaşlarca üstlenilecek görevler hakkında değerlendirmelerle
Çin Outbound Araştırma Enstitüsü (China Outbound Research Institute-COTRI) Başkanı Prof. Wolfgang Georg Arlt tarafından da bir sunum yapılmıştı. 

Bu bağlamda Çin’de bilim, ekonomi ve sanat gibi birçok alanda Türkiye’yi tanıtıcı faaliyetlere başlama kararı alındı. Devletlerarası görüşme ve toplantılar; işadamlarıyla görüşmeler; ülkemizi tanıtıcı faaliyetler yapıldı, yapılmaya da devam edecektir.


Türkiye’den başka kimler, hangi sanatkârlar vardı?

Ankara’dan Hattat Kadir Sakoğlu vardı. Ayrıca 13-24 Nisan 2018 tarihleri arasında İzmir’den Klasik Türk Müziği Topluluğu ve Anadolu Ateşi Topluluğu sanatlarını icra ettiler. Türkiye’den gelen aşçılar tarafından hazırlanan Türk Yemekleri sunuldu; tanıtıldı.


Fuar için nasıl bir hazırlık yaptınız, yanınızda ne/neler götürdünüz?

Öncelikle 10 gün boyunca devam edecek olan, programlanmış etkinliklerde sunum, ebru uygulamaları ve sergi için gerekli hazırlıklar yapıldı. Çin’de ebru ile ilgili malzemelerin bulunamama riski de göz önüne alınarak kitre, boya, tekne, fırça ve kâğıt başta olmak üzere malzemeler özenle hazırlandı. Tanıtım için geven otu, kitre, at kılı, gül dalı, toprak boya ve Lahor çividi gibi malzemeler götürüldü. Ebrular seçildi. Özellikle bayrağımızı simgeleyen kelime-i tevhid yazılı ebru çok ilgi çekti.


Çinlilerin ve fuar katılımcılarının ebru sanatımıza ilgileri nasıl şekillendi?

Öncelikle fuar alanında Türkiye için ayırılan yerden, stanttan bahsetmek istiyorum.


Tabii ki, buyurunuz…
Bu yer özenle seçilmişti. Hem fuarın girişinde hem de büyük oluşu itibariyle ilgi çekiyordu. Ayrıca hazırlanmış kameranın ebru yaparken çekim yapıp yukarıdaki büyük ekrana yansıtması ilgiyi artıran faktörlerdendi. Başarılı bir ön hazırlık yapılmıştı. Emeği geçenleri kutluyorum.


EBRU SANATININ CEZBEDİCİ BİR YÖNÜ VAR

Çinlilerin ve fuar katılımcılarının ebru sanatımıza ilgileri çok üst düzeydeydi. Fuar alanına girenlerin bulunduğumuz yerin görmemesi imkânsızdı. Gören geliyor ve yanımızdan ayrılmak istemiyordu. Ebru sanatının cezbedici, büyüleyici bir yanı var. Ebru sanatında renklerin tekneye ahenkle serpilişi ve anında bir sonuç alınması ilginin daha da artmasına neden oluyordu.

Ebru sanatı hakkında verdiğimiz bilgileri, ebru yapımını izleyip bizimle fotoğraf çektirip kartını veren bazı Çinlilerin yetkili kişiler olduklarını sonradan öğrendiğimizde ilginin sadece halkta değil devlet ricali ve ticaret erbabından da olduğunu anladık.


ÇİNLİLER EBRU SANATINA ÂŞİNA


Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?

Çinlilerin de bu tür sanatlara yakınlığını biliyoruz. Hatta ebru sanatına yakın çalışmaları da var ama ebru değil. Çin’de VIII. Asırdan itibaren liu-şa-şien ismiyle; Japonya’da ise XII. asırdan itibaren suminagaşi ve beninagaşi isimleriyle su yüzeyinde yapılan uygulamalar olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla kültürlerinde ebru sanatı gibi sanatlara aşinalık var.

Ebrunun içten gelen duygularla yapılması, cezbedici özelliği onların ilginin artmasına vesile oluyor. Ayrıca yaptığımız anlatılarda ebru sanatında kullanılan malzemelerin tabii oluşu da onları etkileyen bir unsurdu. Birçok Çinli ve katılımcı oradaki ebrularımız satın almak istedi, fakat biz Türkiye’nin ve ebru sanatının tanıtımı için hediye etmeyi uygun gördük. Yaptığımız ebruları onlara hediye ettiğimizde şaşkınlıkları ve mutlulukları görülmeye değerdi. Ayrıca bazıları ebru yapmayı çok istedi. Onlara da yaptırmaya çalıştık. En çok izleyici alan, en kalabalık stantlardan biriydi bizim standımız.


Ebru sanatına dair size en çok ne türden sorular iletildi?

İzleyicilerin büyük bir kısmı ebru sanatıyla çok ilgilendi. Saatlerce yanımızdan ayrılmayanlar oldu. En çok sorulan soru boyanın neredeyse tamamının kâğıda nasıl geçtiği idi. Ebru sanatının menşei, kullanılan malzemeler ve kendilerinin Çin’de bu sanatı nasıl öğrenebileceklerine dair sorular iletildi. Ayrıca bu sanatın insanı ebruya bağladığını, bunun sebeplerini; izlerken ve icra ederken farklı bir mutluluk duyduklarını ifade ettiler. Hocam Timuçin Tanarslan ebru sanatı bilinsin, yayılsın diye meraklılarını dünyadan ve Türkiye’den Ankara’ya davet ederdi. Biz de bunu hatırlayarak meraklı olanları ebru öğrenmeleri için Türkiye’ye davet ettik.


Kültür Bakanımız Numan Kurtulmuş da standınızı ziyaret etti. Numan Bey’le ebru sanatı üzerine neler konuştunuz?

Kültür Bakanımız hem standımızı ziyaret etti hem de Pekin ve Shanghay’da bazı ziyaret, görüşme ve programlarda birlikte olduk. Kültür Bakanımız geleneksel sanatlarımıza ilgili; önem veriyor. Bakanımız sanat çalışmalarımıza ve görevimize dair sorular tevcih etti. Ebru sanatının gelişim süreci üzerine konuştuk. Kısaca sanatı öğrenme ve UNESCO’daki temsil sürecinden bahsettik. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın desteğiyle üniversitelerde verdiğimiz ebru seminerlerinden; sanatı gelecek nesle aktarma çalışmalarımızdan bahsettik, memnun oldular. 

Pekin Büyükelçimiz Abdülkadir Emin Önen’e “Ebrularla Urfa” kitabımızı hediye ettik. Sanat üzerine kısa bir sohbetimiz oldu.


Ebru sanatımızın UNESCO’ya tescil süreci hakkında bilgi verir misiniz?

2014 yılının Ekim ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan aradılar. Usta-Çırak olarak Hocam Timuçin Tanarslan'la birlikte 23-29 Kasım arası UNESCO Genel Merkezi'nde Ebru Sanatında Türkiye'yi “Usta-Çırak” olarak temsil etmemizi teklif ettiler. Hocamla vefâtına kadar devam edecek olan süreçte 12 yıl boyunca usta-çırak olarak bu sanatı, gençlere, gelecek nesle aktarmaya çalıştık.

Hocam, Türkiye'nin ilk icazetli ebrucusu, 41 yıl boyunca bu sanatı icra etti ve günümüz için söylemek gerekirse en eski ebru üstadıdır merhum hocamız. Bizim seçilmemiz ömrünü bu sanata adamış Hocam ve benim için çok mutluluk ve gurur verici oldu.

Tescil süreci için merhum Hocam Timuçin Tanarslan daha önce Bakanlığa sunduğu kapsamlı bir dosyaya ilavelerde bulundu. Dosyada kendisinin ortaya çıkardığı, şu an Topkapı Sarayı’nda bulunan Arifi’nin Guy-i Çevgan adlı eseri ve belgeler vardı. Sunum için hazırlığı bitirdikten sonra orada hafta boyunca yapacağımız ebrular için boya ezip; sığır ödü ve diğer ebru malzemelerini hazırladık. Tarihi bir fırsat olarak karşımıza çıkan bu durumda ülkemizi en güzel bir şekilde temsil edebilmenin planlarını yapıp heyecanını daha Türkiye’deyken yaşadık. 

Üç ayrı yerde sanatımızı tanıtmak için seminer verip ebru performansı gerçekleştirdik. Bunlar Büyükelçiliğimiz, Paris Dışişleri ve UNESCO Genel Merkezi'ydi. Somut Olmayan Kültürel Miras Hükümetlerarası Komite toplantısında ebru sanatı bir Türk sanatı olarak dünyanın ortak mirası olarak kabul edildikten sonra Hocam Timuçin Tanarslan duygulu bir teşekkür konuşması yaptı; ayakta alkışlandı. Unesco’da diğer ülke temsilcilerine ve izleyicilere ebrunun nasıl yapıldığını gösteriyor ve yaptığımız ebruyu onlara hediye ediyorduk. Çok heyecanlı ve duygulu anlar yaşandı. Ebruyu tanımaya gelen çocuklar ve gruplar ise sanatımızı hayranlıkla izlediler.


Fuarlardaki tanıtımların geleneksel sanatlarımızın tanıtımlarına ne kadar etkisi oluyor?

Büyük katkısı olduğunu söylemek istiyorum. İnsanlar neyin ne olduğunu; sanatın malzemelerini, menşeini, nasıl yapıldığını görüyor ve hayran oluyorlar. Ülkemizi tanıtıcı yazı ve görsellerin yer aldığı materyallerden ziyade onlara takdim edilen bir ebru ya da onlara yaptırılan bir ebrunun hayatlarında unutulmaz hatırası oluyor. Kameraya alıp, fotoğraf çekerek bu hatırayı yıllar sonraya taşıyorlar.


FUAR TÜRKİYE AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİYDİ


Genel olarak fuarı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Fuarın ülkemizin ekonomik, bilim, kültür ve sanat değerleri açısından faydalı olduğuna inanıyorum. Basılı materyalden çok, uygulamalı sanatların ilgi çektiğini söyleyebilirim. Fuarlarda, fuarın yapıldığı ülke halkıyla beraber diğer ülkelerin vatandaşlarıyla da güzel münasebetler kurulabiliyor. Biz başka ülkelerden, başka görevlerle gelmiş sanatkârlarla da tanıştık. Onlarla sanat üzerine konuşmalarımız oldu, hediyeleştik. Müslüman ülkelerin ülkemize ilgisini bir kez daha müşahede ettik.

Bu fuar Türkiye açısından çok önemiydi. Çünkü bu yıl Çin’de Türkiye yılı.


ÇİN “UYANMIŞ BİR DEV”


Sizin ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?

Bu seyahat sonunda Çin’in, “Uyuyan Dev” değil; “Uyanmış Dev” olduğunu çok net bir şekilde gördüğümü söyleyebilirim. Çin, geleceğin süper gücü olma yolundadır. Çin sanıldığı gibi ucuz ve kalitesiz ürün üreten ve tüketen bir yer değildir. Oldukça kaliteli ürünleri de olan global üretim merkezidir.

Shanghay dünyanın en pahalı altıncı kentidir. İngilizce pek umurlarında değil, eziklik de hissetmiyorlar. Kendi programları olan “WeChat” ile Whatsapp’ı aşma durumundalar. Bu programla en basitinden çok net görüşme, paylaşım gibi standartların yanı sıra kilitli bisiklete kod okutup çalıştırmak ve alışverişlerde ödemeleri yapmak gibi pek çok fonksiyonu geliştirmişler. Çin’de Müslümanları birbiri ile ilgili gördüm. Shanghay’da 8 cami var. Müftü Jin’in koordinesiyle Müslümanlar bir araya geliyor. Dinî kongre ve çalıştay gibi dünya çapında organize edilen faaliyetlere katılıyorlar.

Türkiye olarak Çin ile irtibatlı olmak gerektiğini düşünüyorum. Devletlerarası görüşmelerin yanı sıra sanatla ilgili olarak da ortak faaliyetler planlanmalı; geleneksel sanatlarımızın Çin’de devamını sağlamak için bu sanatlar devlet eliyle Çinlilere öğretilmelidir.   


Son olarak okuyucularımıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?

Ülkemizi sevmeli, kıymetini bilmeli, işimizi hakkıyla yapmalı ve daha çok çalışmalıyız.

İlginiz için teşekkür ediyorum.

Ben de teşekkür ederim İbrahim Ethem Bey.

 

İbrahim Ethem Gören

 

 

{name}
{content}
+
-
{name}
{content}
+
-

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

SİZİ ARAMAMIZI İSTER MİSİNİZ?

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

BİZ SİZİ ARAYALIM

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.