SANAT DÜNYASI “BÜTÜNLEŞME”DE BULUŞTU
İstiva Sanat Galerisi’nde açılan Türk Çağdaş ve Geleneksel Sanatlar Sergisi’yle 47 eser sanat camiasının dikkatlerine arz edildi.
Geleneksel sanatlara yeni isimler, eserler kazandıran ustalar ve atölyeler; eserlerini bundan 30 yıl önce yılsonu sergileriyle sanat camiamızla buluşturmaktaydı. Bu bağlamda Türkiye genelinde düzenlenen sergi sayısı bir elin parmaklarının adedinden fazla değildi. Aradan geçen yıllarda ekonomideki gelişmelere paralel olarak bir yandan koleksiyonerlerin sayısı arttı, diğer yandan da öz sanatlarımızla profesyonel olarak ilgilenen sanatkârlar bariz bir şekilde çoğaldı. Bu keyfiyete güzel sanatlar üniversitelerinin, üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerinin, STK’ların, belediyelerin sanat ve meslek edindirme merkezleri ile özel atölyelerin mühim katkıları oldu. Böylelikle yılda birkaç kez düzenlenen sergilerin sayısı onlarla ifade edilmeye başlarken kültür sanat sezonlarının açılışlarını da şenlendirmeye başladı.
Doç. Dr. Münevver Üçer küratörlüğünde Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin Sultanların Sanata Yansıyan İzleri; Zeytinburnu Belediyesi’nin Gülin Anmaç’ın Nakkaşname başlıklı sergisiyle kültür sanat sezonlarını açmalarının ardından Türk sanatını ve Türk sanatçısını yüceltmek için birbirinden değerli sergiler ve atölye çalışmalarına imza atan İstiva Sanat Galerisi de yeni dönem sanat faaliyetlerine 18 Ekim 2017 Çarşamba günü Göktürk’teki sanat merkezinde düzenlediği Türk çağdaş ve geleneksel sanatını bir araya getiren sergiyle başladı.
Geleneksel ve “çağdaş” eserlerin bir arada görücüye çıktığı serginin ismi “Bütünleşme”. Sergide hat, tezhip, çini, heykel, minyatür ve resim çalışmalarından müteşekkil 47 eser yer alıyor.
Günümüz hat sanatının usta imzalarından Levent Karaduman’ın ev sahipliğini; Aysun Ercan Mert’in de küratörlüğünü üstlendiği sergi, geleneksel sanatla çağdaş sanatı ve gönlünde sanat ve estetik güzelliklere aralık kapılar bulunan sanat dostlarını bir araya getirdi.
USTA İSİMLER VE İMZALAR BÜTÜNLEŞME’DE BULUŞTU
“Bütünleşme” sergisinde Ali Toy, Aysun Ercan Mert, Berrin Çakin Güç, Cemal Toy, Cemil Güç, Barış Sarıbaş, Dilek Yerlikaya, Devrim Erbil, Dilek Yerlikaya, Ekrem Karaman, Emine Sultan, Faruk Cimok, Faruk Taşkale, Genco Demirer, Gülen Kesova, Gülçin Anmaç, Hakan Dağlı, Hasan Türkmen, Hüseyin Gündüz, Işıl Özışık, İsmail Yiğit, Levent Karaduman, Mehmet Gürsoy, Mustafa Yüce, Nihat Abat, Nilüfer Kurfeyz, Raif Aydın, Said Abuzeroğlu, Savaş Çevik, Selim Sağlam, Serap Bostancı Tuluk, Taner Alakuş ve Turan Sevgili gibi ustaların eserleri yer alıyor.
Hat hocası Levent Karaduman, “Bütünleşme iddialı bir isim. Geleneksel sanatlarla çağdaş sanat nasıl bir sanat zemininde bütünleşebilir? Serginin misyonuna ve amaçlarına dair neler söylemek istersiniz?” şeklindeki sorularımı şu cümlelerle cevapladı:
“İlk başta söylemem gereken ve bilinmesi elzem olan şudur ki, dünya var olduğundan bugüne değin sanat hep vardı ve her zaman mutlak bir geleneğin devamı oldu. Zaman içinde farklı fikirlerle oluşan yeni geleneklere tabi olmakla beraber bu minvalde bazen salt insanı, bazen de salt bir inancı ele alan geleneğe tabi olmayan bir biçimde yapılarak gelişimini devam ettirdi. Bu akış içinde görüyoruz ki sanat her zaman insan ve inanç zemininde birbirinden ayrılmaz bir bütün halindeydi.
Günümüzde ise kültürlü insanların birçoğunun parasız, paralı insanların ise birçoğunun kültürden yoksun olması sebebiyle yıllardır Türkiye’de sanat çeşitleri birbirinden ayrıştırılmış, dolayısıyla her branş birbirini sanat olmamakla ötekileştirmiş durumdadır ve bu çok yanlış bir anlayıştır.
SANAT TEK BİR VÜCUTTUR
Sanat tek bir vücuttur ve her sanat dalı bu vücudun bir uzvudur, asla yok sayılamaz. Aksi halde insanın iki kolundan birini ‘bu kol fazla ve gereksiz’ düşüncesiyle kesmeye benzer. Bu hiç de akıllıca ve mantıklıca değildir. Kısacası hangi sanat alanı olursa olsun başta salt sanat olma zemininde zaten bütündür. Geleneksel ya da çağdaş diye sınıflandırılmasını hiç doğru bulmuyorum. Hangi tür olursa olsun bu çağda yapılan her eser ‘çağdaş’tır, günceldir. Sanat ayrışmaz ama sanat eseri ayrışabilir. Bu da ancak tarzıyla mümkündür.
ÖNCELİKLE ANADOLU TOPRAKLARININ İNSANI OLDUĞUMUZU UNUTMAMALIYIZ
‘Türk resmi 150 yıldır var, aslında bize ait değil’ diyerek çağdaş sanatı ötekileştirme ya da ‘aslımız geleneksel sanat’ diyerek benimseme ve bir diğerini ötekileştirme çabası maddi kaygılarla pastanın büyük dilimini kapma gereksizliğinin bir eylemidir.
Öncelikle Anadolu topraklarının insanı olduğumuzu bilmemiz, tarihin yüzlerce medeniyetinin kültürünü ve inancını içimizde barındırdığımızı bilmemiz, kabul etmemiz gerek.
AMACIMIZ AYRIŞTIRILAN SANAT BÜTÜNÜNÜ YENİDEN BİR ARAYA GETİRMEK
Bu sergiyle amacımız ayrıştırılan sanat bütününü yeniden bir araya getirerek bütünleşmesi için toplumumuzda bir uyanış sağlamak. Bu amaç doğrultusundaki izaha kelimeler kifayetsiz kalsa da amacımız basitçe bu şekildedir ve işimizin gerçekten çok zor olduğunun bilincindeyiz.”
Levent Usta’nın, oldukça geniş bir katılımla açılışı yapılan Bütünleşme’ye gösterilen rağbete dair kanaatleri şöyle:
“Sergiye eseriyle katılan her sanatçı bütünleşmeden gerçekten çok memnun. İzleyici de Türkiye’de bir ilk olan bu gibi sergilerin daha çok olması gerektiğini talep etmekle birlikte koleksiyonerler de böylesine kıymetli olan geleneksel sanatlarla ilgili hiç bilgilendirilmediklerinden şikâyetçi. İlkini bizim gerçekleştirdiğimiz bütünleşmelerin daha da artmasını bekliyoruz. İzleyici bu sergiden gerçekten çok memnun.”
LEVENT KARADUMAN: SANAT BÜTÜNDÜR
“Sanat hoyrat yüreğe teslim edilmez. Benim kendimce hokka ve kalemden anladığım budur. Yoksa zahirde biri cam şişe diğeri bataklıkta yetişmiş çalı çırpıdan ibarettir” diyen Hat Hocası Karaduman, sanatkârı “Allah'ın kullarının emek verip ortaya koyduğu her şeye evvela hüsn-ü niyetle bakan ve onu idrak etmeye çalışan kişidir” cümlesiyle tanımladıktan sonra serginin mesajını net bir şekilde ortaya koyuyor: “Sanat bir bütündür, hiçbir nedenle ayrıştırılamaz... Nice “bütünleşme”lere."
İbrahim Ethem Gören