KÂİNATTAN TUVALE; HAYALDEN HAKİKATE…

Ressam Müstekim Akdoğan’ın beşinci kişisel sergisi Hayalden Hakikate İstanbul’da sanatseverlerle buluştu.

MERHABA!

4 Eylül 2023 Pazartesi günü Üsküdar Belediyesi Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde açılışı yapılan sergide sanatçının yakın dönemde fırçasından neş’et eden 55 çalışma İstanbullulara resim sanatının naif diliyle merhaba diyor: Merhaba!

Mezkûr kültür merkezini muvakkaten şenlendirmekte olan yağlı boya tekniği ile üretilmiş peyzaj ağırlıklı klasik ve modern resimler ile tasavvuf kültürü unsurlarından ilhamla hayalden hakikate yelken açan eserlere dikkatlice bakanlar ressam Müstekim Akdoğan’ın 35 yıllık sanat yürüyüşüne gıbta edecektir.

RESSAM AKDOĞAN: ESERLER RUHUMUN AYNASIDIR.

Bu satırların yazarının sanat yolculuğuna çeyrek asırdır tanıklık ettiği ressam Müstekim Akdoğan hemen her hakikatli usta gibi elinin, avucunun ve dahi gönlünün içinden geçen eserlerine sanatçı mizacından asliyet ve terkip şuuru üflüyor!  Bunun içindir ki muhatabımız çalışmaları için “yaptığım eserler ruhumun aynasıdır” cümlesini kuruyor.

Ressam Akdoğan’ın Gaziosmanpaşa’daki atölyesine giren yağlı boya, ahşap kereste, çerçeve profil ve tuval bezi bir müddet sonra biiznillah sanat eseri olarak dışarıya çıkıyor. İddia sahibi her ressam için bu keyfiyet böyledir, yahut böyle olmalıdır.

AYNI ZAMANDA FOTOĞRAF SANATKÂRI…

25 yıldır katılım bankası emekçisi olan ressam Müstekim Akdoğan aynı zamanda fotoğraf sanatçısı. Objektifinden aldığı fotoğrafları tuvallere aktarma konusunda da oldukça mahir olan sanatkâr, memleketi Karadeniz’in usta işi ahşap evlerine sevdalı.

Karadeniz’in uçsuz bucaksız coğrafyası içerisinde anlamlı bir yeri olan ahşap evlere gönlünü kaptıran Akdoğan’ın kimi zaman hakikatten hayale; objektifinden tuvale yansıyan, kimi zaman da hayalden hakikate yaslanan Karadeniz’in tarihi ahşap evlerini konu alan çalışmalarını temâşâ ettiğimde hafızama “Fotoğraflarda kalan güzellikler” cümlesi tedai etti.

FOTOĞRAFLARDA KALAN GÜZELLİKLER…

Karadeniz’in hırçın rüzgârlarına ve bitmek nedir bilmeyen yağmurlarına göğüs geren ahşap evlerin içinde bir sıcaklık barınmıştır her zaman. Ve bu ahşap evler zamanla fotoğraflardan kartpostallara ve dahi tuvallere geçerek; uzaklardaki dostlardan haberler taşımıştır yalnız, yapayalnız gönüllere.

Eskiye ait güzelliklerden ve bir zamanların hayat mekânlarından bahisler açan fotoğrafların/tuvallerin dünyasına mıhlanan gözler çoğu zaman çok uzaklara gider… Bazen buğday öğüten bir değirmenin başına, bazen bir saat kulesinin serinliğine, bazen de heybetli bir çağlayanın ferahlığına...

Bu yazının fotoğraf galerisinde yer bulan beş müstesna yağlı boya resim örnekliğinde olduğu gibi kâh bir dağın zirvesine kondurulan ahşap evde, kâh bir ırmağın hemen yanı başını tutan, sarmaşıkların donattığı, temelleri taşlara dayanmış ahşap bir binanın alınlığına işlenmiş kalemişlerinde buluruz özlemlerimizi. Özlemlerimizi yahut kendimizi. Bu evler sanki gizemli bir iklimin coğrafyasına taşır muhataplarını. Geçit vermez dağ yamaçlarına kurulmuş, birbirine yaslanarak, biri diğerinden kuvvet alan bu evlerden bazıları vardır ki kendilerini bırakıp gidiveren sahiplerine nazire sadedinden olanca vurdumduymazlığa rağmen ihtişamını sürdürmektedir. Yine kendilerini bırakıp gidiveren ev sahiplerine inat, terk edilmiş bu evler, basamaklarını adımlayanlara ‘ses’ verir. Derinden bir ‘hoş geldin’ mesajıdır bu sesler.

BAZEN HAYALDEN HAKİKATE; BAZEN DE HAKİKATTEN HAYALE GİDERİZ!

Serginin isminde olduğu gibi bazen hayalden hakikate bazen de hakikatten hayale sarkaçlanırız. Yeşilin alabildiğince uzadığı geniş arazi üzerine kurulu estetik harikası kimi evler vardır ki, vurdumduymazlığın en belirgin yüzüne tanıklık etmişlerdir. Kepenkleri bir daha açılmamak üzere kapanmıştır bu evlerin. Sanki bu mekânlarda bir zamanlar mutluluklar yaşanmamış, sevinçler paylaşılmamış, kundaktaki bebelerin ağlamaları genç bir annenin yüreğini dağlamamıştır!

Avcılar, bu sahipsiz, daha doğrusu kimsesiz evlerin camlarını yerlerinden etmiş, rüzgârlar buldukları boşluklardan girerek, ince bir zevkin özenle işlenmesiyle ortaya çıkan tavan göbeği işlemelerini tanınmaz hale getirmiştir. Sizin de bir gün yolunuz düşerse eğer Karadeniz’in hırçın coğrafyasına, dağ yamaçlarını kuşanmış yalnız ve kimsesiz evlere bakar da uzaklardaki bir hayale kilitlenir gözleriniz.

‘HAYALDEN HAKİKATE’ BİRKAÇ GÜNLÜĞÜNE ÜSKÜDAR’DA…

İşte o evler ve daha fazlası birkaç günlüğüne Üsküdar’da… Ressam Müstekim Akdoğan’ın 17 Eylül Pazar gününe kadar bir sığınma sahnesi mahiyetindeki 55 eseri izleyicilerini İstanbul’un, Üsküdar’ın orta yerinden kelebeklerin kanatlarında, atların yelelerinde, çiçeklerin usarelerinde, hüsn-i hattın zikrinde, semâzenin, haşyetullahtan yufka gibi incelmiş gönül ikliminde muhtelif coğrafyalara; ötelere, ötelerin ötesine götürecek. Bizden söylemesi, daha doğrusu yazması!

 

İbrahim Ethem Gören/11.09.2023-Yazı No: 367

{name}
{content}
+
-
{name}
{content}
+
-

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

SİZİ ARAMAMIZI İSTER MİSİNİZ?

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

BİZ SİZİ ARAYALIM

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.