GÜLÇİN ANMAÇ’IN 23 YILLIK GÖZ NURU NAKKAŞNAME’DE

GÜLÇİN ANMAÇ’IN 23 YILLIK GÖZ NURU NAKKAŞNAME’DE

Minyatür sanatçısı Gülçin Anmaç 23 yıllık tezyinat yolculuğunda medeniyet, sanat ve estetik değerlerimizle yoğurduğu eserlerini Nakkaşname isimli sergide sanat kamuoyunun dikkatlerine arz etti.

7 Ekim Cumartesi günü Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın’ın açılışını yaptığı sergi geleneksel sanat camiasını bir araya getirdi.

Zeytinburnu Belediyesi protokolüyle birlikte Kaya Üçer, Faruk Dinçer Eratlı, Levent Karaduman, Mehmet Lütfi Şen, Savaş Çevik, Hüsrev Subaşı, Hafize Özkaya, Süleyman Berk, Cihangir Aşurov, Safiye Morçay, Hatice Ünal, Suna Koçal, Meyçem Ezengin, Melis Uludağ, Bahriye Balkaç, Fırat Diker, Tülin Gönültaş, Necdet Yılmaz, Esen Mermer, Fatma Şişman, Zehra Çekin, Sema Yekeler Yurtseven, Nuray Bilgili, Harun Yöndem, Mahmut Çalışkan ve Serap Ereyli Nakkaşmane’nin açılışını teşkil eden sanatkârlar.

 

ANMAÇ, MİNYATÜR SANATIMIZIN USTA TEMSİLCİSİ

Minyatür sanatımızın duayen isimlerinden Gülçin Anmaç tezhip ve minyatür sanatlarında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı ve Geleneksel Türk El Sanatları Sanatkârı” unvanlarını haiz.

Anmaç tezhip çalışmalarına 1994 yılında Cahide Keskiner ile başlamış. Akabinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Cahide Keskiner başkanlığında düzenlediği Topkapı Sarayı Geleneksel Türk Süsleme Sanatları Kursu’nu 2002 yılında başarıyla bitirmiş. Sanatkâr aynı sene minyatür çalışmalarına Nusret Çolpan ile devam etmiş. Sanatçı, merhum Nusret Çolpan’ın 2008 yılı vefatına kadar atölyesinde, nakışhanesinde ve farklı mekânlarda sanat üretimi aktiviteleri ile eğitimlerinde hocasıyla beraber çalışmış.

 

ESERLERİ YURTİÇİNDE VE YURTDIŞINDAKİ KOLEKSİYONLARDA YER ALIYOR

Gülçin Anmaç’ın fırçasının ucunda hayat bulan minyatürler yurtiçi ve yurtdışındaki koleksiyonlarda bulunuyor.

TBMM Milli Saraylar Klasik Türk Sanatları Merkezi, Üsküdar Belediyesi Balaban Tekkesi Kültür Evi, Bahariye Mevlevihanesi Sanat Atölyeleri ile Kültür Konseyi Derneği’nde eğitim veren ve İstanbul Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Klasik Türk Bezeme Sanatları Atölyesi ile kendi atölyesinde sanat çalışmalarını yürüten Gülçin Anmaç; yurt içi ve yurt dışındaki çeşitli şehirlerde düzenlenen yüzden fazla sergiye ve uluslararası sanat festivallerine katılarak çalışmaları elliden fazla kitapla sanatseverlere ulaşmış.

 

ZEYTİNBURNU BELEDİYESİ KÜLTÜR SANAT AKTİVİLELERİYLE DİKKAT ÇEKİYOR

Zeytinburnu Belediyesi nitelikli kültür sanat aktiviteleriyle dikkat çekiyor. Özellikle geleneksel sanatlarımızla ilgili etkinlik ve eğitim hizmetlerini titizlikle sürdürüyor. Mezkûr titizlik sergiler kadar sergi kataloglarına da yansıyor. Nakkaşname sergisinin kataloğu numune bir sergi ürünü olarak kültür ve sanat alanlarında faaliyette bulunan yerel yönetimlere, STK’lara, kamu kuruluşlarına örneklik teşkil edecek bir keyfiyette hazırlanmış. Katalogda Gülçin Anmaç’ın 24 yıllık sanat hayatında ürettiği 92 minyatür eseri yer alıyor.

 

ÖZ SANATLARIMIZLA MEŞGUL OLANLAR KENDİ ÖZEL KÂĞITLARINI OLUŞTURMALI

Gülçin Usta, “Yeni bir sergi sizin için hangi anlamlara geliyor?” şeklindeki sorumu şu cümlelerle yanıtlıyor: “Atölyesi çok fazla dışa açık olmayan, eğitim verdiğim mekânlar ve sergi açılışı, törenler gibi katılmamın önemli olduğu anlar dışında hemen masasına ve iç dünyasına dönen birisiyim. Dolayısıyla irtibat kurmak, çalışmalarımı takip ederek görmek, konuşmak isteyen sanatseverler ile karşılaşmalarım ancak böyle vesilelerle mümkün oluyor. Yeni bir sergi; iç dünyanızı, hayallerinizi, hallerinizi paylaşmak demektir, yani bir yanıyla tedirgin edici bir görünürlük, bir yanıyla ise görünür olmakla beraber gelen paylaşmanın heyecanını içerir. Örneğin bu sergide paylaşabildiğim ama sadece beş tanesini yetiştirebildiğim doğaçlama çizimler benim için yeni denemeler. Geçen yaz iki hafta kadar sadece kâğıtlar ile çalıştım. Onları doğal malzemeler ile boyayıp, yırtıp, murakkaa, aher, mühre işlemlerinden geçirdim.

Aslında bizim sanatlarla meşgul olanlar, kendi özgün kâğıdını oluşturmak ile ilgili çaba göstermeyi sever. Sonrasında yırtıp yapıştırdığım kâğıdın verdiği ilham ile eskiz olmadan fırça ile sergi konumuz olan doğa ve hayvan unsuru üzerinden boyamalara başladım, sonucu ben yorumlayamam ama denemeler her zaman riskli ve bir o kadar heyecan vericidir, sergiler bu çabaları çok kişi ile paylaşmamızı sağlar.”

 

ANMAÇ: SANAT RUHLARI BİRLEŞTİREN BİR UNSURDUR

Sanatı günlü Hakk yolunda olan insanları birleştiren, ruhları besleyen, gönülleri yumuşatan bir unsur olarak gören sanatkârı minyatürdeki renklerin özgürlüğü etkilemiş. Ve böylelikle kendini ince nakışların içinde bulmuş.

Nakkaş resmettiği çağı yaşar, ötelere, ötelerin ötesine kanat çırparak kâh 17’inci yüzyılda Topkapı Sarayı’na şehzadelerin sünnet merasimlerinin tam ortaya yerine düşer, kimi zaman Barbaros’un yelkenlileri içerisinde yalın kılıç silah kuşanmış vaziyetteki leventlerin arasında bulur kendini… Bazen Selimiye’yi, bazen Ayasofya’yı ve bazen de Mescid-i Nebevî’yi gönlünden geçirerek siluetlerini kâğıdın müşfik yüzüne nakşeder… Tıpkı sanatkârın Mescid-i Nebevî, Sancak-ı Şerif ve İslâm Dünyası, Kâbe-i Şerif minyatüründe olduğu gibi…

Sergide birbirinden âlâ hususiyetler taşıyan pek çok minyatür var. Bizim gözümüz güzellerden birine takılıp kaldı. Bilindiği üzere Topkapı Sarayı’nda Mukaddes Emanetler Dairesi’nde bulunan Peygamber Efendimizin (sav) Sancak-ı Şerif’i, padişah sefere çıktığı zaman Hırka-i Şerif ile birlikte ordunun yanında götürülürdü. Bu naif uygulama Gülçin Anmaç’ı derinden etkileyerek nadide bir minyatüre dönüşmüş. Anmaç minyatüründe İslâm dünyası haritası ile resmettiği Sancak-ı Şerif’in üzerine Fetih Suresi’nin 8’inci ayet-i kerimesi olan “İnnâ erselnâke şâhiden ve mubeşşiran ve nezîrâ (nezîren)” ayet-i kerimesini yazdırmış. Sancak-ı Şerif’in sağına kadim Mekke-i Mükerreme’yi ve Beytullah’ı; soluna da eskimez zamanların Medine-i Münevvere’sini ve Mesvcid-i Nebevî’yi iki müstakil minyatür olarak resmetmiş.

 

SANATKÂRI RENKLERİN ÖZGÜRLÜĞÜ ETKİLEMİŞ

Şu satırlar minyatür ustası Gülçin Anmaç’ın sanat, estetik duyuş ve kabiliyetlerine dair ipuçları taşıyor: “Minyatürde beni ilk etkileyen renklerin özgürlüğüdür, nakkaşını ve sonra seyredenini sonsuz bir masal dünyasının içine sürükler.

Renk; atların mavisi, yerin pembesi, bulutun yeşili, suyun gümüşü, gökyüzünün altın halidir, yani gerçekte olmadığı gibidir. Öncesinde renklerimiz tüm parlaklığı ve netliği ile yerleşir zemine ve onları sınırlayacak iyice görünür kılacak, saracak çizgilerini bekler.

Çizgiler elimizde olan tek boyut verme unsurudur. İnceli, kalınlı yani bizim dilimizde nüanslı tahrir olarak çektiğimiz çizgiler, hem derinliği, hem kalınlığı, hem de hacmi verebildiğimiz tek unsurumuzdur. Minyatürlerde genelde bütün konulara kuşbakışı bakılır ama objeler önden görülür ve nesneler birbirinden bağımsız olarak ele alınıp, her biri en iyi anlatılacak şekilde çizilir.

 

MİNYATÜRDE İNCE İŞÇİLİK VE AYRINTI ÖNEMLİDİR

Konu olarak önem taşıyan nesne veya figürler bazen daha büyük gösterilir. Minyatürde perspektif, gölge-ışık tamamen yok denilemez ama kısıtlı olarak tercih edilmiştir.

Minyatürde perspektif olmayışı eksiklik değil, bütün ayrıntıyı olduğu gibi yansıtabilme üstünlüğü sağlamaktadır, çağdaş bakış bir objeyi olduğu gibi görmeme şeklindedir ki bu da minyatür bakışıdır. Minyatür sanatının derinliğini oluşturan asıl unsur perspektif değil, ince işçilik ve ayrıntıların zenginliğidir.”

 

NAKKAŞNAME, RESMEDENDEN SEYREYLEYENE BİR MEKTUP

 “Nakkaşname” sanatkârın anlatmak istediklerini ifade eden kelimelerin, nakşedenin elinde resim olup, izleyeninde dile gelmesi hissiyle seçtiği bir isim… Yahut resmedenden seyreyleyene bir mektup. Mektubun ilk defa açılıyor olması ise onu ayrı bir güzel ve özel yapıyor.

Sanatkârın eserlerine kaligrafileriyle Savaş Çevik ve Ethem Çalışkan; hatlarıyla da Aydın Ergün, Orhan Dağlı, Abdullah Aydemir, Ayten Tiryaki ve Ahmet Kutluhan eşlik etmiş.

 

MİNYATÜRLERDE MEDENİYETİMİZE AİT UNSURLARA YER VERİLMİŞ

Üsküdar, hanım sultanların külliyeleri, hanım sultanların portreleri, İstanbul’da Osmanlı döneminin günlük hayatı, Asitane’nin kadim mimari eserleri, cami, türbe ve tekke binaları, saraylar, çeşmeler, sokaklar, kütüphaneler, abide şahsiyetler, Anadolu’ya mana ve ruh katan eserler, Hz. Mevlana, Mesnevî, kuşlar, yılkı atları, Simurg, yelkenliler ve stilize çiçekler, sanatkârın estetik dokunuşlarla nakşettiği eserlerin konu başlıklarını oluşturuyor.

 

SANAT ELEŞTİRİSİ VE KRİTİK OKUMALAR SANATIMIZIN GELİŞMESİ İÇİN ÖNEMLİ

Sergiyi temaşa edenlere hediye edilen Nakkaşname kitabı Gülçin Anmaç’ın tüm çalışmalarını kapsamıyor. Muhatabımızın tasarım, takı, çini gibi çok farklı alanlarda üretimleri de var. Bununla birlikte minyatürlerinin çoğunu içeriyor ve bu husus Nakkaş Gülçin Anmaç için önem arz ediyor.

Bizim sanatlarımızın gelişmesi açısından sanat eleştirisi ile kritik okumalar önemli bir nokta ve geniş vizyonu olan önyargısız bakışlar, derin yorumlamalar ile bu değerlendirmeleri yapacak yetkin kalemler açısından sıkıntımız var. Nakkaşname’de Gülçin Anmaç’ı ve sanatını anlatan yazıyı, değerli akademisyen ve yazar Prof. Dr. Yurdagül Mehmedoğlu kaleme almış. Anmaç da minyatür sanatımızın kısa tarihine uygulamasına ve süreçlerine naif üslubuyla ayna olmuş.

 

NAKKAŞNAME 13 KASIM PAZARTESİ GÜNÜNE KADAR ZİYARET EDİLEBİLİR

13 Kasım Pazartesi gününe kadar gönlünde sanat ve estetik değerlere açık kapılar bulunan sanat dostlarının ziyaretine açık kalacak olan Nakkaşname ile ilgili intibalarımızı Gülçin Anmaç Usta’nın cümleleriyle nihayet verelim… “Sergi içerisinde, sergi salonunun elverdiği ölçüde, otuz minyatürümü paylaştık ki bu çalışmalar benim yirmi üç sene içerisinde farklı dönemlerde gerçekleştirdiğim işlerimden bir seçki oldu. Kitabımı yayınlayan ve Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde “Nakkaşname” sergime ev sahipliği yapan, sergi açılışında yalnız bırakmayan Belediye Başkanımız Murat Aydın Bey’e, özenli çalışmaları için sergi küratörüm Mehmet Lütfi Şen’e ve tüm emek gösterenlere teşekkür ederim.

Açılış günü çok yoğundu, ilgi büyüktü ki beni mutlu eden şey ise orada olan herkes gönülden ve samimiydi. Farklı düşünce, eğitim ve hayat bakışlarına sahip dostlarım ile ortak dilimiz sanat; bu bizi aynı yöne bakan ve ortak heyecan duyan insanlar yapıyor.

Sergim retrospektif bir sergi ve gerçekten bu süreçte benim geriye doğru bakıp geçmiş yirmi iki üç irdelememi sağladı. Kitabı düzenlerken ben ne yaptım, ömür nasıl geçmiş diye uzun bir muhasebeye girdim. Farklı alanlarda eğitimlerim, değişik sektörde iş tecrübelerim, düzenini koruduğum bir aile hayatım, iyi yetiştirme gayretinde olduğum çocuklarım, ihmal etmediğim dostluklarım arasında hiç boş vakit geçirmeden ve çok az uyuyarak gerçekleştirilmeye çalışılan sanatım. Bu o kadar kuvvetli bir istek ki bazen tamamen kendim dışında, bıraksam dediğimde uykularımı kaçıran, masama oturup çalışamadığım zamanda hayatın anlamı giden, bunun için doğmuş bu görevle sırlanmış olmak gibi hissedip içgüdümle devam ettiğim bir süreç, ifade etmesi gerçekten zor.

Eğer dış destekle ve motivasyon beklentisiyle olsa, sanat hayatıma bir gün devam edemezdim, onlarca defa bırakmıştım, çünkü sayısız engel her zaman karşılaştığım bir durumdu. Bundan dolayı öğrencilerime hiçbir engelin size set vurmasına izin vermeyin derim.

 

İYİ NİYET VE GAYRET ENİNDE SONUNDA KARŞILIĞINI BULUR

Az uyuyun, az konuşun, çok disiplinli olun, sadeleşerek zenginleşin, sebat ile çalışın. En önemlisi kimin ne dediğine değil sadece kendi işinize bakın, bu ülkenin üretene ve işini iyi yapana ihtiyacı var. Ne yaşarsanız yaşayın, olumlu bakın, güçlü kalın, elinizde olan şartlarınızla yılmadan devam edin, hep yeni şeyler öğrenin ve üretin, iyi niyet ve gayret eninde sonunda karşılığını bulur.”

 

İbrahim Ethem Gören

{name}
{content}
+
-
{name}
{content}
+
-

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

SİZİ ARAMAMIZI İSTER MİSİNİZ?

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

BİZ SİZİ ARAYALIM

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.