‘GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ’ TİEM’DE
Çini sanatkârı Sevin Ersoy’un dünden bugüne sanat hayatından bir seçki niteliğindeki Geçmiş Zaman Olur Ki serlevhalı çini sergisi 9 Aralık Cuma gününün akşamında İstanbul’da, Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde sanatseverlere “merhaba” dedi.
Malum olduğu üzere çini sanatı, asırlar boyunca medeniyetlerin yaşam tarzı ve inanışlarına göre, teknik bilgi, deneyim ve becerileriyle gelişme ve farklılık göstermiştir. Böylelikle çini yüzyılların birikimini arkasına alarak usta ellerde muhtelif tekniklerle zenginleşerek bir taraftan sivil ve dini mimari yapılara renk ve âhenk katarken diğer taraftan mimari unsurlara bezeme ve süsleme yoluyla farklı bir boyut kazandırmıştır.
Ana malzemesini “toprak”tan alan çini sanatı “bu topraklar”da 16. yüzyılda Osmanlı Cihan Devleti’nde 16’ıncı asırda klasik devir adı verilen dönemde Topkapı Sarayı Nakkaşhanesi’nin hakikatli tasarım ustalarının ellerinde hüsn-i hat, tezhip ve cilt sanatıyla birlikte sadece gözleri değil, gönülleri de fethetmeyi başarmıştır. Mezkûr asrın mimari dehası Mimar Sinan’ın eserlerinde çiniye yer vermesiyle birlikte Türk çiniciliğinde yeni bir çığır açılmıştır.
Süleymaniye Camii, Sokullu Mehmet Paşa Camii, Kasımpaşa Piyale Paşa Camii, Eminönü Rüstem Paşa Camii, Tophane Kılıç Ali Paşa Camii, Üsküdar Atik Vâlide Camii, III. Murat Kasrı, II. Selim, III. Murat ve Hürrem Sultan türbeleri Türk çini sanatında dini mimarinin en güzide eserlerini uhdelerinde barındırırken Topkapı Sarayı bizatihi sivil mimari çini süslemeciliğinin başyapıtıdır.
FA’LEM ENNEHÛ LÂİLÂHE İLLALLÂH!
Çini sanatkârı Sevim Ersoy’un, ilhamını Piri Reis’ten Matrakçı Nasuh’a kadar eski(mez) İstanbul’u anlatan ustaların ellerinden çıkan eserlerin gravürlere nakşedilen sûretlerini çini sanatıyla buluşturduğu ‘Geçmiş Zaman Olur Ki’ sergisindeki eserler, katılım bankamızın destekleriyle Sultanahmet ve Topkapı Sarayı’ndaki çinilerle el ele tutuştuktan sonra Türk ve İslam Eserleri Müzesi’ndeki hurufâta yaslanarak cehrî bir zikir halkası oluşturuyor: Fa’lem ennehû lâilâhe illallâh!
Buradan, tekrar sergiye, açılışa gelelim. TİEM’deki çini eserlerini temâşâ ederken Kuveyt Türk’ün aydınlık yüzlü yöneticileriyle sohbet etme imkânı da bulduk. Sanat etkinliklerinin bir de böylesi katma değeri söz konusu. Bu cümleye, Özel Bankacılık Gurup Müdürü Ali Bağatır’ı, Özel Bankacılık Şube Müdürü Resul İmeri’yi, Kurumsal İletişim Müdürü Fatih Kamaşoğlu’nu, KT Portföy Yatırım Danışmanlığı Müdürü İsmail Yağcı ile Özel Bankacılık ve Varlık Yönetimi Personeli, Özel Bankacılık Kültür Sanat Portalı editörü Abdullah Üsame Budak’ı da dâhil etmemiz gerekiyor.
UFUK UYAN: MEDENİYETİMİZİN İZLERİNİ TAŞIYAN BİR SERGİ.
Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası’nın Başkan Yardımcısı Hasan Demirhan ile nestalik ustası hattat Sevim Beyazıt ile kısa bir süre görüştüğümüz sergide katılım bankamızın genel müdürü Ufuk Uyan’ın açılışta yaptığı konuşmaya nazar edelim: “Katılım finans sahasındaki hizmetlerimizin yanı sıra ‘değerlerimizle büyüyoruz’ anlayışıyla hareket ederek kültürel mirasımızın gelecek nesillere aktarılması için gayret ediyoruz.
Çini sanatına hayatını adayan değerli sanatçımız Sevim Ersoy’un ‘Geçmiş Zaman Olur Ki’ koleksiyonunda yer alan eserlerden oluşan sergiyi sanatseverlerle buluşturduğumuz için mutluluk duyuyoruz.
Geçmiş Zaman Olur Ki sergisi, geleneğin ruhunu kaybetmeden, tarihe duyulan saygıyla ve İstanbul aşkıyla geçmişi, çini levhalar üzerinden günümüze, gündemimize taşıyor.
Sergimiz, sanat yoluyla kadim medeniyetimizin şanlı tarihini ve iz bırakan şahsiyetleri bize hatırlatıyor, kültürel değerlerimizi gelecek kuşaklara aktarıyor. Sanatseverlerin dimağlarında önemli izler bırakacağına inandığım bu müstesna sergi için kıymetli sanatçımız Sevim Ersoy’a, şahsım ve Kuveyt Türk Ailesi adına şükranlarımı sunuyorum. Tüm sanatseverleri, kültür ve medeniyetimizden değerli izler taşıyan sergimizi ziyarete davet ediyorum.”
SIRALTI VE RENKLİ SIR TEKNİKLERİNE METAL, BAKIR METAL ETKİSİ!
Sevim Ersoy, Geçmiş Zaman Olur Ki sergisinde 21. Yüzyıl İstanbul, Cemal-i Suret, Hasbahçe-I, Mukallele, Ab-ı Hayat I, Mavi, Taleb-i Teyzyin I, Taleb-i Tezyin II, İrha’, Mezhere I, Mezhere II, Talih I, Talih II, Cenah-ı Tair ve Mehtab isimli eserlerinde çini, sıraltı boyama ve renkli sır tekniklerine metal, bakır metal, pirinç metal ve aynayı da eklemlemiş.
BİZANS ESERLERİNE DEĞİNİ!
Sevim Ersoy’un, Türk ve İslam Eserleri Müzesi’ndeki sergisinde İstanbul’un Bizans asırlarından gravür ve minyatür sanatlarının dil rivayetiyle günümüze gelen yapıları klasik çini teknikleriyle panolara milimi milimine aktarmadaki gayretini de notlarımızın arasına kaydetmekte fayda mülahaza ediyoruz.
ESKİ İSTANBUL GRAVÜRLERİ ÇİNİDE YAŞIYOR!
Sergide Cristoforo Buondelmonti’ye atfedilen XV. yüzyıldaki İstanbul’a ait çizimlerden ilhamla teşkil edilen panolar, Hartmann Schedel’in, Çamlıca Tepesi’nden çizdiği İstanbul görünümü, Matrakçı Nasûh’un “Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn” isimli albümünde bulunan İstanbul ve Galata eserlerinin yorumları, Melchior Lorichs’in İstanbul panoramasının bir bölümüne ait yorum, Piri Reis’in kaleme aldığı “Kitâb-ı Bahriyye”de yer alan XVI. yüzyıla ait İstanbul planı ile Cemal Akyıldız tarafından çizilen Dolmabahçe Sarayı’nın, Çırağan Sarayı’nın ve Dolmabahçe Saat Kulesi eserlerinin çini uyarlamaları öne çıkıyor.
SİNAN GENİM: ‘GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ’ BENZER ÇALIŞMALARA UFUK AÇACAK…
Ülkemiz genelinde yüzden fazla sivil mimari projeye imza atan duayen mimar, yazar Sinan Genim’in, serginin kitap hacmindeki kataloğunda “Geçmişe Dair Yeni Yorumlar” başlıklı bir yazısına rastlıyoruz. İlgili yazıda ‘Az sayıdaki insanımızın farkında olduğu, içinde yaşadığımız şehrin geçmişini ve gelişimini yansıtan bu belgeleri öncelikle toplumumuza tanıtmamız gerekiyor’ diyen Sinan Genim, ‘zaman zaman basılan kitaplar ve sergilerle gündeme getirilmeye çalışılan geçmişimize ait bu kültür birikiminin, çağdaş sanatçılar tarafından farklı yöntemlerle değerlendirilmesi, ilgi çekici ve merak duygusunu hareket ettirecek şekilde sunulması gerektiğini’ düşünüp dile getiriyor.
Sinan Usta, yazısında ‘yirmi sekiz adeti geçmiş dönemin İstanbul’una ait görüntülerin farklı bir teknikle günümüze taşındığı, on yedi adeti ise çeşitli desenlerden oluşan seramik çalışmalarını izlemek gerekir’ cümlesini kurduktan sonra, Çini Sanatkârı Sevim Ersoy’un, Geçmiş Zaman Olur Ki çalışması özelinde ‘eğer niyet edip, çalışılırsa kültürümüze ait belgelerin farklı bir şekilde günlük hayatımıza katılabileceğini gösteren bu serginin gelecekte benzer çalışmalara yol açacağı’ kanaatini paylaşıyor.
18 ARALIK PAZAR GÜNÜNE KADAR TÜRK VE İSLAM ESERLERİ MÜZESİ’NE DAVETLİSİNİZ.
Küratörlüğünü Beste Gürsu’nun yaptığı serginin gönlünde sanat ve estetik güzelliklere açık kapılar bulunan sanat sevdalılarını 18 Aralık 2022 Pazar gününe kadar Sultanahmet’e; Türk ve İslam Eserleri Müzesi’ne beklediğini belirttikten sonra Sevim Ersoy nezdinde ‘Geçmiş Zaman Olur Ki’ye emekleri sebkat eden tüm paydaşları tebrik ediyoruz.
SANATKÂR SEVİM ERSOY’A DAİR…
Sevim Ersoy, 1964 yılında Trabzon’da doğdu. 1999 yılında İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Çini İşlemeciliği Bölümü’nden mezun oldu. 2003 yılında Çini Bahçesi Atölyesi’ni kurarak İSMEK’te usta öğreticiliğe başladı. Mekân projelendirme ve restorasyon çalışmaları kapsamında çeşitli müze, köşk, otel, cami ve özel işler olmak üzere kalemişi ve çini çalışmalarını tasarlayıp uygulayan Ersoy, yurt dışında düzenlenen festivallere katıldı. Eserleri, dünyanın çeşitli ülkelerindeki önemli galerilerde sergilendi. Matrakçı Nasuh’un vefâtının 450. yıldönümü vesilesiyle hazırlanan “16. Yüzyıl Dâhisi Matrakçı Nasuh” projesini yürüttü. Ersoy, halen Sanatsal Eller Atölyesi’nde ve İSMEK’te çalışmalarını sürdürmektedir.
İbrahim Ethem Gören-12.12.2022 Yazı No: 329