ESENTEPE’DE VEFÂ SERGİSİ
Mesut Dikel Usta’nın yakın dönemde imza attığı sedef, metal oygu, naht ve hüsn-i hat eserlerinden oluşan “50. Yaş 50. Sergi 50 Eser” serlevhalı sergi, Esentepe’ye bir yandan vefâyı; diğer yandan da öz sanatlarımızın letafetini taşıdı.
Kuveyt Türk Katılım Bankası, geleneksel Türk-İslâm sanatlarının en güzide örneklerine ev sahipliği yapmaya sanata ve sanatkâra hamilikte bulunmaya devam ediyor. Bu bağlamda Kuveyt Türk, öz sanatlarımızın en nadide örneklerinden sedef, metal oygu, naht ve hüsn-i hat sanatlarına saygısını “50. Yaş 50. Sergi 50 Eser” isimli vefa sergisiyle gösterdi. Usta sanatkâr Mesut Dikel’in, hocası Prof. Dr. Zeki Kuşoğlu’na ithaf ettiği sergide sedef, ahşap ve metal malzemeler üzerine oygu işlerinin yanı sıra hat çalışmaları da yer aldı. 18 Mayıs Perşembe günü Esentepe Genel Müdürlük Binası Sergi Salonu’nda sanatseverlerle buluşan sergideki tüm eserlerin tasarımı ve yazıları Mesut Dikel imzalı.
DİKEL’İN 30 YILLIK SANAT BİRİKİMİ, YAZININ ESTETİĞİ, AHŞABIN ZARAFETİ VE METALİN ASALETİYLE BULUŞTU
Kuveyt Türk Katılım Bankası sektörünün gelişmesine verdiği önemi, kültürel mirasımızın korunması ve geçmişten geleceğe aktarılmasında da gösteriyor. Bu hassasiyetle Kuveyt Türk, usta sanatçı Mesut Dikel’in sedef, metal oygu, naht ve hüsn-i hat çalışmalarından oluşan “50. Yaş 50. Sergi 50 Eser” isimli sergisiyle geleneksel Türk-İslâm sanatlarının kadim güzelliğini sanatseverlerle buluşturdu.
18 Mayıs Perşembe günü Kuveyt Türk Özel Bankacılık Müdürlüğü’nün organizasyonuyla Esentepe’deki genel müdürlük binasının fuaye alanında açılışı yapılan sergide, Mesut Dikel’in 30 yıllık sanat birikimi, yazının estetiği, ahşabın zarafeti ve metalin asaletiyle bir araya geldi.
Mesut Dikel, sadece hüsn-i hat alanında değil tezhip, ebru, minyatür, naht, katı’, sedef, metal oygularla birlikte resim, sulu boya, airbrush, grafik tasarım, fotoğraf ve illüstrasyon gibi sanatın birçok farklı disiplininde başarılı çalışmalara imza atıyor. Dikel’in “50. Yaş 50. Sergi 50 Eser” isimli sergisi geçmişin sihirli çizgilerini günümüze taşıdı. Sergide Dikel’in sedef, metal, oygu naht ve hüsn-i hat çalışmalarından oluşan 50 eseri yer aldı.
UFUK UYAN: TOPLUMSAL DEĞERLERİ TEMEL ALARAK KÜLTÜREL MİRASIMIZA SAHİP ÇIKMANIN ÖNEMİNE YÜREKTEN İNANIYORUZ
Sergiye ilişkin konuşan Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan “Kuveyt Türk olarak Mesut Dikel gibi usta bir sanatkârın eserlerini sergilemekten, onun bilgi ve birikimini sanat âşıklarıyla buluşturmaktan onur duyuyoruz. İşimiz bankacılık fakat biz sadece bankacılık sektörünün gelişimine katkı sağlamakla kalmıyor, toplumsal değerleri temel alarak kültürel mirasımıza sahip çıkmanın önemine de yürekten inanıyoruz. Artık geleneksel hale gelmiş sergilerimizle bu konuda üzerimize düşen görevi layıkıyla yerine getirmeye çalışıyoruz. Gönül evinde tasarladığı bu eşsiz eserleri sanatseverlerle paylaşma fırsatını bize verdiği için usta sanatkâr Mesut Dikel’e teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi.
ASLAN DEMİR: MESUT DİKEL İÇİN HEZARFEN UNVANINI RAHATLIKLA KULLANABİLİRİZ
Sergiye ilişkin görüşlerini aldığımız Kuveyt Türk Genel Müdür Yardımcısı Aslan Demir, Mesut Dikel’in çok yönlü sanatkâr kişiliğine şu cümlelerle değindi “Sanatkâr Mesut Dikel için hezarfen unvanını rahatlıkla kullanabiliriz. Malum olduğu üzere hezarfen, pek çok ilim, sanat veyahut da fen dalında hususiyetleri itibarıyla birbirinden farklılık arz eden disiplinlerde söz sahibi kişiler için kullanılan bir sıfat. Aslen resim öğretmeni olan Mesut Dikel, hezarfen; nevi şahsına münhasır kabiliyetleri olan bir üstad... Hat, tezhip, ebru, minyatür, naht, katı’, sedef, metal oygularla birlikte resim, sulu boya, airbrush, grafik tasarım, fotoğraf ve illüstrasyon çalışmaları Mesut Usta’nın uzmanlık alanları.”
Demir; Mesut Dikel’in bildiklerini, hocalarından öğrendiklerini hüvesi hüvesine, milimi milimine talebelerine aktarma gayretlerine dikkat çekti. Sergiye dair kanaatleri ise şöyle belirtti “Mesut Usta, ilmin zekâtının yüzde yüz olmasının idraki içerisinde Adana başta olmak üzere Mersin ve Çukurova bölgesinde gönlünde klasik İslâm-Türk sanatlarına açık kapılar bulunan sanat âşıklarına öz sanatlarımız alanında muallimlik yapıyor. Her hafta Adana’dan İstanbul’a gelerek kadim sanatlarımıza yeni eserler ve isimler kazandırmanın uğraşında bulunuyor. Bir tevafuk olarak Mesut Usta’nın 50’inci yaşı, 50’inci sergisi ile müessesemizde taçlanıyor. Mesut Dikel’in kendisi ve kurumumuz için oldukça anlamlı olan sanat etkinliğinde ustamızın gönül evinde tasarlanarak kâğıt, sedef, ahşap ve metalle yüzleşen çalışmaları yer alıyor. Sedef, metal, oygu naht ve hüsn-i hat çalışmalarından oluşan 50 eserin yer aldığı sergide Mesut Usta’nın 30 yıllık sanat birikiminin izlerini temâşâ etmek mümkün.
“Öz sanatlarımız alanında araştırmalar yaparak elde ettiği bilgiler doğrultusunda mütemadiyen çalışıp özgün uygulamalar ortaya koyan Mesut Dikel Usta’nın eserleri hakkı ile yazmanın, usulü ile kesmenin, erkânıyla boyamanın ve dahi sanat ve estetik güzelliklere hak ettikleri manayı atfetmenin önemine vurgu yaparak bu alandaki öğrenmenin ömür boyu süreceğinin somut örneği olarak elinizde tuttuğunuz katalogda yer alıyor. ‘Müslümanın boş vakti olmaz... Hele bu kişi sanatçı ise hiç olamaz ve olmamalıdır. Bizler, uykularımızda bile meşk edip çalışmaktayız. Boş vakit mefhumunu lügatimizden çıkarmalıyız. Münhal vakit bulduğumuz anlarda bile tefekkür edip, tasarlayıp, yazmalı; sabır ve sebatla yapacağımız işin kalitelisini ve sanat değerini takdir ederek üretme endişesinde olmalıyız’ diyen Mesut Usta’ya teşekkürlerimizi arz ediyoruz.”
MESUT DİKEL: SERGİYİ HOCAM PROF. DR. ZEKİ KUŞOĞLU’NA İTHAF EDİYORUM
Sergi esnasında konuştuğumuz Mesut Dikel Hoca 50’inci sergisine dair şu hususları aktardı: “Bu serginin özelliği 50’inci yaşımda 50. Sergimin 50 eserle taçlanıyor olması. Böyle bir özelliği var. Sergimi üstadım, Prof. Dr. Zeki Kuşoğlu Hocama ithaf ediyorum. Sergide sedef, metal, ahşap, naht eserler var. Tamamını kıl kestereyle kestim. Bununla birlikte hat çalışmalarımız da var. Sergideki eserlerimin özelliği tamamının benim orijinal, özgün yazılarımın olması. Yazıların tezyinatı da tasarımları da bana aittir. Birkaç çalışmamın bezemesinde talebem Semanur Yurtman’ın emeği var.
“Sergide yer alan çalışmaların bir özelliği de bir eserin ikinci kez tekrar yapılmıyor olmasıdır. Hepsi tek, ikincisini de yapmıyorum. Aynı tasarımı ancak farklı malzemelerde deniyorum. Tüm çalışmalarım orijinaldir. Burada 50 çalışmam yer alıyor. 50. Yaşıma has olarak İhlas Suresi’ni çalıştım. Üzerinde altı ayın emeği var. Hem metal hem de sedef bir çalışmadır. Dış motifleri talebem olan Semanur Yurtman kızımıza aittir. Ortasındaki yazının istifi bana aittir. Yazı kısmı sedef kesimdir, ulama diye tabir ettiğimiz bir yöntemle bunu kestim. Dış kısmı metal ve sarı bronzdur, bir buçuk milimden kestim.”
PROF. DR. KUŞOĞLU: İNCİNİN KIYTEMİNİ İNCİCİ BİLİR
Sergi açılışında konuşan, hocaların hocası Prof. Dr. Zeki Kuşoğlu ise şu hususlara değindi “İncinin kıymetini bilir. Çok önemli ve bir o kadar da kıymetli bir serginin açılışını yapma bahtiyarlığına eriştiğim için ne kadar hamd etsem azdır. Bu benim için gurur günüdür. Mesut benim en önemli talebelerimdendir. Mesut, yoldan gelen evladımdır benim. Eski geleneğimizde insanlar şöyle derlermiş: Belden gelenler, yoldan gelenler. Belden gelenler, kendi evlatları… Ama bir de sonradan tanıyıp da onun evladı olmuş olanlar, yol evlatları var. Mesut benim yoldan gelen evladımdır. Onun yaptığı her şey güzel olmuştur. Çünkü kendi de güzeldir Mesut’un. Buradaki eserler değerli; inci misali değerli. Ama kıymetini bilenler için tabii ki. İncinin kıymetini inciyi dizen bilir.”
MESUT DİKEL: ALLAH HER KULUNA KALDIRACAĞI KADAR YÜK VERİR
Mesut Usta için Aslan Demir’in dediği gibi hezarfen tabirini rahatlıkla kullanabilirsiniz. Adana’daki atölyesinde ziyaret ettiğim Mesut Dikel Hoca’ya, “Hat, tezhip, ebru, minyatür, naht, kaatı, sedef, metal oygularla birlikte resim, sulu boya, airbrush, grafik tasarım, fotoğraf ve illüstrasyon çalışmaları da yapıyorsunuz. Birbirinden farklı ilgi ve yetenek alanlarında eser veriyorsunuz... Bu kadar sanat nev’ine nasıl vakit buluyorsunuz? Her bir sanat dalının hakkını vermek için nasıl bir yöntem izliyorsunuz?” şeklinde bir sual tevcih ettiğimde aldığım cevap şöyle olmuştu:
“Allah her kuluna kaldıracağı kadar yük verir. Bizlere bu sanatları nasip etmesi çok özel ve ayrı bir ihsan... Üniversite yıllarımda, temel sanat eğitimi, grafik ve resim eğitimi almış bir kişiyim sonuçta. Fotoğrafçı bir aileden gelmem, yıllarca grafik tasarım sektörü içinde çalışarak üreten işveren olmam bana haliyle bazı avantajlar getiriyor.
“Üniversite yıllarında aldığım geleneksel klasik sanatlar çalışmalarımı zamana dağıtarak geliştirdim... Yıllarca, İncirlik Üssü vasıtasıyla ABD'ye binleri aşan resim çalışmaları gönderdim. Bütün bunlar bana zamanla büyük tecrübe olarak geri döndü. Adana'da olmam zaman açısından büyük avantaj. Günde yirmi saat çalışma imkânı bulabiliyorsunuz. Kendime ait çalışma ve üretme ortamımın olması ayrı bir imkân. Sabah erken vakitlerden gece geç zamanlara kadar yapacağım işlere yoğunlaşabiliyorum.
DOLMUŞTA, OTOBÜSTE KALEM ELİMDEN DÜŞMEZ
“Prof. Dr. Mehmet Zeki Kuşoğlu hocamın bu fakire öğrettiği güzelliklerden birisi de yapacağım işin önceden programlanması, yazılmasıdır. Otobüste, dolmuşta elimden kalem düşmez. Gerçekleştireceğim işin ön taslak çalışmalarını, okulda teneffüste, sabah erken vakitlerde yani boş olmayan vakitlerimin bir anında tasarlar; sonra yapılmak üzere notlarımı alırım. Vakti geldiği zaman karar verdiğim işi ele alır ve sonuçlandırırım. Haftalık çok düzenli bir çalışma programım vardır. Bu yıllardan beri hiç şaşmaz. Çalışma sisteminizi düzenli uygulayan biriyseniz bu sistem zamanla oturuyor. Bazı dostlarımız bir koltukta iki karpuzun taşınamayacağını söyler hep. Bu fakir, tabiri caizse o üç-beş karpuzu çuvala koyup sırtında taşıyor. Böylesi daha kolay oluyor. Kısaca, zamanı çok iyi kullanmak ve yaptığınız işi benimseyip saygı duymanız lazım. Sanatın olmazsa olmazı edeptir. Sanatın edebini ve inceliklerini birlikte öğrenmemiz gerektiğine inanıyorum.”
SERGİ RAMAZAN AYI BOYUNCA SANATSEVERLERİN İLGİSİNE AÇIK
Sergi, Ramazan ayı boyunca gönlünde sanat ve estetik değerlere açık kapılar bulunan sanatseverleri Esentepe’ye bekliyor olacak.
İbrahim Ethem Gören