İsmail Sezer duayen bir grafik ve tasarım sanatçısı. Sanatkâr Sezer 40 yıllık grafik deneyimini son dört-beş yıldır hüsn-i hat sanatıyla buluşturarak kendi mecrasında yeni bir estetik terkibi oluşturmanın gayreti içerisinde bulunuyor. Son yıllarda mesaisini büyük ölçüde hüsn-i hat sanatında yoğunlaştıran sanatkâr Sezer “Modern Hat Sergisi” serlevhalı ikinci kişisel sergisiyle 23 Ekim Cumartesi günü Bursa Ördekli Sanat Merkezi’nde sanatseverlere “merhaba” dedi.
23-29 Ekim tarihleri arasında düzenlenen sergi özelinde İsmail Sezer ile sanat çalışmaları ve modern hat uygulamaları üzerine hasbihal ettik.
İsmail Bey sizi tanıyabilir miyiz?
Edirne Keşan doğumluyum. Ben küçük yaşlarda iken ailem Bursa’ya göçmüş. Bursa İmam Hatip Lisesi’nden sonra İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi’ne bağlı Uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek Okulu Grafik Bölümünü okudum. Talebelik döneminde başlayan grafikerlik hayatım daha sonra art direktörlük, ajans sahibi ve matbaa sahibi olarak devam etti. Yaklaşık on yıl kadar önce de iş hayatımı sonlandırdım.
Sanat ve estetik güzelliklerle irtibatınız nasıl başladı?
Güzel Sanatlardaki eğitimim bu alanda başladı ve gelişti. Daha sonra da tüm hayatım bu değerler üzerinden yürüdü.
İmam hatip tahsilinden sonra hangi âmillerle güzel sanatlar alanına yöneldiniz? İmam hatipte aldığınız eğitimle güzel sanatlar tahsilinizi nasıl bir araya getirdiniz?
Yaklaşık beş yıl kadar önce imam hatip ve grafik eğitimimi hat sanatıyla nasıl birleştiririm diye çalışmalara başladım. Bol miktarda çizim yaptım. Bu süreçte hat sanatına grafik ve renk ögelerini katarak kendime özgü modern bir tarz oluşturdum.
Bu sahada neler yaptınız? Dünden bugüne sanat çalışmalarınızı kısaca özetler misiniz?
‘Dünden bugüne’ şeklinde özetlenecek bir sanat yaşamım henüz oluşmadı. Daha her şeyin çok başında görüyorum kendimi.
“SANAT VE ESTETİK SANATÇININ İÇ DÜNYASIYLA DIŞ DÜNYASINI BULUŞMASIDIR.”
Sanatı ve estetiği nasıl tarif ediyorsunuz?
Sanat ve estetik, sanatçının kendi iç dünyasını dış dünya ile buluşturmasıdır.
Çalışmalarınız bir yönüyle grafiğe diğer yanıyla da renklere yaslanıyor? Bu terkibi nasıl oluşturdunuz?
Hem grafik hem de renk benim eğitim hayatımın zaten ana değerleri idi. Bir de üstüne o değerler ile geçmiş bir hayatı koyunuz.
Bursa’da açtığınız ikinci kişisel serginizin ana teması neydi?
Sergimdeki ana tema, hat sanatını grafik ve renk ile yeni bir modern çizgiye oturtmaktır.
Sergiye nasıl hazırlandınız? Kaç eser yer aldı?
Bu sürecin çalışmalarını hep kendi atölyemde yaptım. Gece aklıma bir şey gelip çalışmaya kalktığımı çok bilirim. Sergide 36 eserim yer aldı.
SANATKÂR İSMAİL SEZER: FIRÇA KULLANMAYI SEVİYORUM.
Hüsn-i hattı kâğıttan tuvale aktarma fikri nasıl ortaya çıktı?
Eserlerim tuval üzerine acrylic ve yağlı boya karışımıdır. İstediğim özgün renkleri yakalayabilmek tuval üzerine fırça ile çalışmakla mümkün olabilecekti. Bazı renk uyumlarını yakalayabilmek için yeniden ve yeniden boyamam gerekiyor. Bunu kâğıt üzerinde yapmak mümkün değil. Ayrıca ben fırça kullanmayı seviyorum. Meslek yaşamım boyunca bilgisayar kolaylığı çıkana dek hep fırça kullandım.
Hurufâtı tuval üzerine yağlı boya akrilik çalışıyorsunuz. Bu uğraş neticesinde ortaya çıkan bir eserinizin hikâyesini anlatır mısınız?
İnanın hepsi benim için özellikleri olan birer ilk çalışmadır. Bu noktada birini diğerinden ayırıp anlatamayacağım.
Eyvallah. Benzer kapsamda olup da sergide yer almayan başka çalışmalarınız da var mı?
Çok sayıda tasarım aşamasında olan çalışmalarım var. Umarım hepsini hayata geçirebilirim.
İnşallah. Sanatkârların değerlendirmeleri nasıl oldu?
Övgüyle karşılandım. Tarzımın değişikliği konusunda fikir birliği olduğunu gördüm.
”Hatta farklı bir çizgi getirmek istedim” diyorsunuz. Bu cümle üzerine bir paragraf açalım dilerseniz…
İlk zamanlar çok miktarda hat çalışması inceledim. Ortak yanlarına, ayrışan taraflarına baktım. Kendimce eksiklikler buldum. Bu eksiklikler üzerinden yürümek bir fark yaratacaktı. Grafiğin ve rengin girmesi de bu farkı getirdi. Amblem çalışır gibi, logo çalışır gibi, afiş çalışır gibi çalışıyorum. Şu aşamada geldiğim nokta budur, ürünü bu sergidir. Çalışmalarım zamanla kendi çizgisinde kaçınılmaz olarak değişime de uğrayacaktır.
“HER SANATIN YENİLİĞE İHTİYACI VARDIR.”
Sizce klasik hat sanatının yeni bir yoruma ihtiyacı var mı?
Klasiğin hakkını teslim etmekle birlikte her sanatın yeniliğe ihtiyacı vardır. Yoksa kendini tekrar etmekten kurtulamaz.
Dört-beş yıllık çalışmayla klasik hat sanatına farklı bir çizgi/yorum katmak ne kadar mümkün?
Bunun zamanla sınırlı bir durum olduğunu düşünmüyorum. Bitmeyen bir yolculuktur bu. Ve zaman içinde bu arayış yürüyüşü hep yapılacaktır.
“BAZEN BİR ANDA ÇOK ŞEY OLUVERİR!”
Bazen bir anda çok şey oluverir.
Bursalı sanatseverler serginizi nasıl karşıladı?
Bakanların gözlerinde değişik bir ışık gördüm.
“BU BİR KAREKOD ÇALIŞMASI MI?”
En ilginci ise, sergiyi gezen genç bir arkadaşın bir tabloyu göstererek “bu bir karekod çalışması mı?” diye sorması idi.
Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
Henüz işin başındayım. Bu noktada yeterince tanınmıyorum. Dolayısıyla sorunuza mazhar olacak seviyede bir ilgi olduğunu düşünmüyorum.
Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?
Daha iyiye ve daha ileriye yürümek.
İlginiz için teşekkür ediyorum İsmail Bey. Son alarak ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?
Geç başladım. Erken kalkıp yol almış olmayı çok isterdim. O nedenle önümde uzun bir yol görüyorum.
İbrahim Ethem Gören/04.11.2021-Yazı No: 269