‘ÂSÂR’ FATİH’TE…
“Asâr Hüsn-i Hat Eserleri Sergisi” Fatih Kadırga Sanat Galerileri’nde sanatseverlerin ilgisine sunuluyor.
Hattat-Koleksiyoner Abdurrahman Kılıç tarafından yirmi yıla yakın zamandır bir araya getirilen hususi koleksiyonu ÂSÂR; kıt’a murakkaa ve levha gibi, hat sanatının birçok formunu içeren 170 eserden oluşuyor. Aralarında Kazasker Mustafa İzzet, Es’ad Yesari, Mahmud Celaleddin, Mehmed Şefik, Abdullah Zühdi, Hâmid Aytaç, Mustafa Halim Özyazıcı ve Prof. Dr. Ali Alparslan gibi Türk hat sanatının meşhur hattatlarının nadide eserini bulunduran koleksiyon, geniş bir yelpazede ele alınıyor.
İSTANBUL HAT SANATININ BAŞKENTİDİR.
Kadırga Sanat Galerileri’nde 18 Mart Perşembe günü sanatseverlerin yoğun ilgisiyle açılışı gerçekleştirilen sergideki eserler “İstanbul hat sanatının başkentidir” sözünün yazılı bulunduğu satırın altını bir kez daha celî bir kalemle çiziyor.
Hattat Nurullah Özdem’in proje danışmanlığında vücut bulan sergide Şeyh Hamdullah’a (15. Yüzyıl) ve Hâfız Osman’a (17. Yüzyıl) nisbet edilen yazılar yer almakla birlikte koleksiyonun omurgasını 18’inci, 19’uncu ve 20’inci yüzyıl sanatkârlarının âsârı teşkil ediyor.
KOLEKSİYONDA SÜLÜS YAZI AĞIRLIKTA.
Sülüs yazının ağırlıkta olduğu koleksiyonda Celî Sülüs, Nesih, Sülüs-Nesih, Ta’lik, Celi Ta’lik, Reyhâni ve Tuğra hat nevileriyle kaleme alınan Mushaf-ı Şerif’ler, âyet-i kerîmeler, hadis-i şerifler, hilye-i şerifeler, kıt’alar, güzel sözler, icazetnâmeler, karalamalar, meşk murakkaaları, fermanlar ve dua mecmuaları sanatkâr ecdadımızın harflere, yazıya, bir adım öte Kelâm-ı İlâhî’ye atfettikleri öneme binaen ‘cismânî âletlerle icrâ etmeye muvaffak kılındıkları rûhânî mühendisliği’ gözler önüne seriyor.
FERMANLAR…
Koleksiyonda yazma Mushaf-ı Şeriflerin ve dua mecmualarının yanı sıra Sultan III. Mustafa’nın, Sultan Abdülmecîd’in ve Sultan II. Abdülhamid’in fermaları da yer alıyor.
HATTAT NURULLAH ÖZDEM: KOLEKSİYONLAR BULUNDUKLARI MEKÂNLARDA SAKLI KALMAMALI.
Serginin kıt’alar, sülüs ve ta’lik levhalar, yazma eser, ferman ve defterler ile yazı levazımı takımlarını ihtiva eden bölümlerden oluştuğunu belirten serginin proje danışmanı Hattat Nurullah Özdem kıymetli koleksiyonların bulundukları mekânlarda saklı kalmayarak teşhir ve akabinde neşredilmesinin vakıa mutabık olduğuna dikkat çekiyor.
BAŞKAN ERGÜN TURAN: KOLEKSİYONLAR BİR NEVİ CANLI ORGANİZMALARDIR.
“Koleksiyoner Abdurrahman Kılıç tarafından bir araya getirilen hat sanatı eserlerini Kadırga Sanat Galerisi’nde sergilerken, içerdikleri kültürel zenginliği bir emanet olarak gelecek nesillere aktarıyor olmanın gururunu yaşıyoruz” diyen Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan’ın koleksiyonlara yönelik mülahazaları şöyle şekilleniyor: “Kıymetli nesnelerin veya sanat eserlerinin toplanması ve saklanması olarak bilinen koleksiyonerlik çok eski çağlara dayanır.
Koleksiyonculuk kültürel bir uğraş olmasının yanı sıra bireysel bir tutkudur. Koleksiyonlar ise bir nevi canlı organizma gibidir. Koleksiyon yönetmek, eserleri biriktirmek, sergilemek ve bunları kayıt altına almaktan çok daha ötesidir. O eserleri özenle muhafaza etmek, ilgililerin beğenisine ve ziyaretine imkân verecek biçimde sergilemek, kültür hafızasını muhafaza ederek yeni eserlerin neşet etmesine ortam sağlamak kendi kültürümüze ve medeniyetimize karşı en büyük sorumluluklarımızdan biridir.”
ORGANİZASYONLAR EKİP İŞİDİR.
Malum olduğu üzere organizasyonlar ekip işidir. Fatih Belediyesi son zamanlarda kültür ve sanat aktivitelerini güçlü bir ekiple sürdürüyor. Fatih Belediyesi’nin Başkan Danışmanı İhsan İlze, Kültür Sanat Danışmanı, Koleksiyoner, Mimar İbrahim Hakkı Yiğit, Kadırga Sanat Galerileri’nin Küratörü Fatih Ömeroğlu, Sergi Koordinatörü Pelin Avcı ve Yayın Koordinatörü Eda Selimoğlu bir müddet sonra “âsâr” olarak nitelendirilmeye başlanacak olan birbirinden güzel, takdire şâyân etkinliklere imza atıyor. ”Asâr Hüsn-i Hat Eserleri Sergisi” mezkûr etkinliklerinin şimdilik kaydıyla son halkasını oluşturuyor.
KÜRATÖR ÖMEROĞLU: YAZI KOLEKSİYONERLİĞİ NOKTA VE ÇİZGİLERDEN İBARET DEĞİLDİR.
Sergi açılışında görüştüğümüz küratör Fatih Ömeroğlu yazı koleksiyonerliğinin noktalardan ve çizgilerden müteşekkil boyalı levhalara sahip olmanın ötesinde daha aşkın anlamlar taşıdığını ve söz konusu anlamın medeniyetle örtüştüğüne değindikten sonra kültürlerin sahip oldukları varlıkları korumasının gelişmişlik ve devamlılık açısından vazgeçilmez unsur ve umdeler olduğunu belirtiyor.
SON ÜÇ ASRIN KALEM ÜSTADLARI…
Sergide çoğunluğu ketebeli 170 hüsn-i hat eseri bulunuyor. Yazılarının altına teberrüken imza atan son üç asrın yazı üstadlarının ervAhına Fatihalar okumanızı niyaz ederek isimlerini tek tek burada zikretmeyi üzerimize bir sorumluluk biliyoruz: Abdullah Herevî, Nefeszâde Seyyid Abdullah, Yedikuleli Seyyid Abdullah, Eğrikapılı Mehmed Râsim, İbrahim Afîf, Ebubekir Râşid, Feyzullah bin Abdullah Hattî, Ebubekir Necib, Mehmed Emin Murâdî Nakşibendî, Karalamacı Mehmed Hamdi, Hüseyin Hâmid, Mustafa Vâsıf (Çömez), Ahmed Rüşdî, Hâfız Mehmed Zihnî, Mehmed Celâleddin, Hakkakzâde Mustafa Hilmi, Mehmed Şevket Vahdetî, Mehmed İhsan, Hafız Tahsin Hilmî, Mehmed Nuri Korman (Beşiktaşlı Nûri Efendi), Muhsinzâde Seyyid Abdullah, Mehmed Tevfîk, Reîs’ül-Hattâtîn Kâmil Akdik, Ahmed Ârif Filibevî, Mehmed Nazîf Efendi, Mâcid Ayral, Bahaeddîn Tokatlıoğlu (Müzehhib), Mehmed İlmî, Mustafa Halim Özyazıcı, Elmalılı Mehmed Hamdi, Ahmed Hamdî Akseki, Ahmed Hamdî Tezcan, Şeyh Abdullah, İzzetpaşazâde Mehmed Saîd, Mahmud Celâleddin, Halîl Şükrî, Hâfız Mehmed Hilmî, Mehmed Recâî, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Mehmed Şefîk, Abdullah Zühdî, Seyyid Mehmed Nâilî, Eyyûbî Mehmed Cevdet, Çarşambalı Ârif Efendi, Süleyman Vasfî, Galatalı Mehmed İzzet, Abdülfettah Efendi, Hasan Sırrî, Mustafa Ferid, Mustafa Râkım Unan, Yûsuf Resâ, Mehmed Fehmî, Mehmed Râşid Bursevî, Hâfız Mustafa İhsan, Mehmed Su’ud Yavsî el-Mevlevî, Ahmed Re’fet, Hattat Mustafa Seyfî, Mehmed Azîz Ruâî, Mâcid Ayral, Ömer Vasfî, İsmail Hakkı Altunbezer, Hâmid Aytaç, Mehmed Es’ad Yesârî, Çekerdi İbrahim Efendi, Mustafa İzzet Yesârîzâde, Mehmed Ziyâeddin, Hüsâmeddîn Ahrârî, Hulûsi Yazgan, Mehmed Emin Yazıcı, Bedrî, Feyhaman Duran, Ömer Lütfî, Kemal Batanay, Şeref Akdik, Sadî Belger, Saatcizâde Seyyid Mustafa, Hocazâde Ahmed ve Dermencizâde İsmail Hakkı Burdurî.
NAİF BİR TEZYİNAT…
Koleksiyoner Abdurrahman Kılıç hüsn-i hat eserlerini yazıların manalarına uygun bir şekilde tezyin ettirmiş. Eserlerin bir kısmı Türk ebru sanatının en mühim simalarının; Hezarfen İbrahim Edhem Efendi’nin, Necmeddin Efendi’nin ve Mustafa Düzgünman’ın ebrularıyla şenlendirilirken tezhiplerde müzehhip Zakir Gökgöz’ün imzaları öne çıkıyor.Sultan Abdülmecid Han’ın yazısı için hazırlandıktan sonra ‘Sultan’ın kamış kalem ve mürekkebiyle buluşamayan boş Rokoko tezhip sanatseverlere lisân-ı haliyle yazmanın vakt-i merhununu hatırlatıyor.
RİSÂLE-İ KUDSİYYE…
Sergide her biri hususen zikredilmesi gereken pek çok eser var. Bununla birlikte Nakşîbendiyye tasavvuf yolunun Hâlidî neş’esinin mühim eserlerinden Risâle-i Kudsiye için bir paragraf açmakta fayda mülahaza ediyorum.
Koleksiyoner Abdurrahman Kılıç’a aile içinden tevarüs eden Risâle-i Kudsiyye’de son devrin mühim hat sanatı üstadlarından Mustafa Halim Efendi’nin ketebesi var. Eserin müellifi ‘Büyük Şeyh Efendi’ nâmıyla mârûf İsmet Garîbullah (ks). Ahıska Yayınevi’nin kitaplarını redakte ettiğim dönemde elime aldığım eser için meşayıh şöyle buyurur: “Derviş canı sıkıldığında Risâle-i Kudsiyye’den bir sahife okursa ona biiznillah gönül genişliği verilip rahatlar.” Biz dahi okumakta olduğunuz yazıyı hazırladığımız seher vaktinde teberrüken bir sayfa okuduktan sonra eserin hitâmesinde yer alan 443’üncü beyte nazar ettik:
“Sana hamd ü senâ bî had Risâle-Tamam oldı, ola bâis visâle.”/“Yâ Rabbi! Sana sayısız hamd ü senâlar olsun. Risâle-i Kudsiyye tamam oldu.”
“Salât olsun Habîbine hem âle-Şu denlû kim nihayet yok kemâle.”/Yâ Rabbi. Sevgili Peygamberine (sav) ve hem âline şu kadar salât olsun ki, kemâle nihâyet yoktur.”
Osmanlı Türkçesinin yanında Farsça ve Arapça kelime ve terkiplerle zenginleşip ummana dönüşen Rusâle-i Kudsiyye’nin sadırdan satıra nakşedilmesi vazifesini Yanyalı Seyyid Şeyh İsmet Farîbullah’n (ks) sevenlerden, efkârul ıbâd, taht’el-kubâb, Ahishalı Ali Haydar Efendi vesile olmuştur.
KOLEKSİYON VE KOLEKSİYONCULUK GÖNÜL İŞİDİR.
Koleksiyonculuk imkân kadar aynı zamanda nasip ve gönül işidir. Yapılan her ne işse tüm süreçlerine asliyet ve terkib şuuruyla birlikte gönül gözü ve dahi dili katılırsa Âsâr örnekliğinde olduğu gibi biiznillah bereketler ortaya çıkar.
Sergide görüştüğümüz Abdurrahman Kılıç aynı zamanda bir hattat; hüsn-i hattın beyefendi şahsiyeti Ali Alparslan’ın talebesi. Hattat Kılıç, son yirmi yılda bir araya getirmeye muvaffak kılındığı koleksiyonunun kâhir ekseriyetini 2010 yılından sonra edinmiş. İmkân buldukça koleksiyonunu genişletmeye devam etmekte olan Abdurrahman Kılıç, koleksiyonu arasında levhaları birbirinden tefrik etmekte zorlansa da gönlü Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin yazdığı II. Mahmud Han ta’lik tuğra istifine doğru akıyor.
SERGİ ETKİNLİKLERİ SANATKÂRLARI BİR ARAYA GETİRİYOR.
Sergi etkinliklerinin sanatkârlar ve sanatseverler arasında tesanüdü artırma gibi bir işlevi de söz konusu. Sergideki eserleri Hattat Mahmut Şahin ile birlikte incelerken, hattat Kemalettin Aktaş, mimar İbrahim Hakkı Yiğit ve çini ustası Nursen Güven ile sohbet etme imkânımız oldu. Âsâr, gönlünde hüsn-i hatta açık kapılar bulunan sanat dostlarını 22 Nisan Perşembe gününe kadar Kadırga’ya bekliyor olacak.
KADIRGA’DA HAFÎ ZİKİR…
El ele tutuşarak hafî bir zikri terennüm etmekte olan koleksiyonda yazıları bulunan, Türk Hat sanatına birbirinden âlâ keyfiyeti hâiz âsâr-i atîka bırakarak ebediyet âlemine sırlanan hattatlarınıza rahmet niyaz ediyorum. Cenab-ı Hakk yazdıkları hurufat adedince kendilerine rahmet ve mağfiret buyursun. Âmin.
İbrahim Ethem Gören-19.03.2021