İŞ ADAMI İSMAİL İNCİ İLE EBRU KOLEKSİYONUNDAN AÇILMIŞ BİR SOHBET

İŞ ADAMI İSMAİL İNCİ İLE EBRU KOLEKSİYONUNDAN AÇILMIŞ BİR SOHBET…

İş adamı İsmail İnci ülkemizin önde gelen koleksiyoncularından biri. Özellikle ebru koleksiyonu alanında adından söz ettiren İnci’nin mefkûre ufuklarını “Ebrunun başkenti” dediği Üsküdar’da ebru müzesi açmak süslüyor. Koleksiyonuna mümkün mertebe hüsn-i hat sanatı eserlerini de dâhil etmekte olan hamiyetperver iş adamı İsmail İnci ile Münevver-Kaya Üçer hocalarımızın Müzehhibe-i Münevveran sergisinde görüşerek mülakat için sözleşmiştik.

Ebru koleksiyoneri, daha doğrusu ebru âşığı İsmail İnci ile karantina günlerinde ilgiyle okuyacağınızı düşündüğümüz bir e-mülakat gerçekleştirdik.

İsmail Bey sizi tanıyabilir miyiz?

1971 Malatya doğumluyum küçük yaşta İstanbul’a yerleştik. 40 yıldır Çengelköy’de oturuyoruz. İlkokuldan sonra Beyazıt Gedik Paşa’da babamın yanında gömlek satmaya başladım. O yıllarda Beyazıt yazarların, sanatçıların, entelektüel  şahsiyetlerin çok geldiği bir merkezdi. Burada bu insanları görme, tanıma, hasbihal etme imkânına eriştim.

Geleneksel sanatlarımız gönlünüze ne zaman ve nasıl düştü?

Geleneksel sanatlar ile ilk tanışmam 2004 yılında İstiklal Caddesi’nde bir kitapçıda gördüğüm küçük bir lâle ile oldu. Satıcı bunun ebru olduğunu, su üzerinde yapıldığını söyledi. Çok beğenmiştim, aldım. O güne kadar ebruyu ne görmüş ne de duymuştum. 

Bir eserden binlerce esere uzanan koleksiyonculuk sürecinizi özetler misiniz?

Ebru koleksiyonculuğum 2008 yılından itibaren başladı diyebilirim. Evet, sorunuzda dediğiniz gibi bir eserden yüzlerce esere uzandı. Su gibi aktı, geçti yıllar içinde. Bugüne kadar geldik. Ebru aşkının peşinden çok koştum, koşuyorum.

Koleksiyonlarınızdan bahseder misiniz? Neler topluyorsunuz?

İlk başlarda sürekli modern ebruları aldım. Daha sonra klasik ebru almaya başladım. Koleksiyonumda Mustafa Düzgünman Üstad’dan bu yana günümüz ebru ustalarının ebruları var. Bu yolculukta daha nice nice ebrular ile karşılaşacağımı, çok daha fazla üstadların ebrularına ulaşacağımı düşünüyorum. Bir de ebru sanatkârlarının hangi ebruları  meşhursa onları öğrenmeye ve almaya gayret ediyorum.

ÖZ SANATLARIMIZA ÂŞIĞIM.

Ebruda ne/neler arıyorsunuz?

Ebruda aradığım şudur: Ben geleneksel İslâm-Türk sanatlarını seviyorum. Dolayısıyla öz sanatlarımıza âşığım. Ebru da ecdad yadigârı sanatlarımızın önde gelenleri arasında yer alıyor. Ebru bir su sanatı. Hz. Allah Enbiya Suresi’nde “Biz canlı olan her şeyi sudan yarattık.” buyuruyor.

Aradıklarınızın ne kadarını buldunuz?

Aradıklarımızı biiznillah bulmaya devam ediyoruz. Bunun sonu yok. Bir yerde durup kanaat etmeniz, sükûnete ermeniz gerekiyor. Doğru olan da bu. 

Koleksiyonunuzda kimlerin ebruları var?

Koleksiyonumda yer alan ebrucularımızın isimlerini evvel emirde şöylece arz edebilirim: Necmeddin Okyay, Mustafa Düzgünman, Nusret Hepgül, Timuçin Tanarslan, Füsun Arıkan, Fuat başar, Alparslan Babaoğlu, Hikmet Barutçugil, Peyami Gürel, Yılmaz Eneş, Mahmut Peşteli, İsmail Dündar, Sadreddin Özçimi, Eda Özbekkangay ve Kul Ali… Tabii ki şu anda isimleri hatırıma gelmeyen daha birçok sanatçının muhtelif adetlerde ebruları var hamd olsun.

 

EBRUNUN HEMEN HER ÇEŞİDİYLE HEYECANLANIYORUM.

Hangi ebru çeşitleri sizi heyecanlandırıyor?

Klasik ebru da, modern ebruda beni heyecanlandırıyor.

Klasik ebru denince ne/neler anlıyorsunuz?

Klasik ebru ebrunun temelidir. Klasiğin ağırlığı ve güzelliği bambaşka. Klasik ebru çok derinliği olan bir ebrudur.

Sizde yanılmıyorsam ebru koleksiyonları var. Bir sanatkârın belli bir temada ürettiği tüm eserlerinin emanetçiliğini yapıyorsunuz… Bu konudan da bahis açalım dilerseniz…

Evet. Hikmet Barutçugil’den aldığım, 2013 yılında sergisini yaptığımız, daha sonra a kitabını çıkarıp hediye ettiğimiz “40 Gül 40 Hadis” koleksiyonumuz var. Kitabı hediye kitap olarak sunmuş olmamızın ve çok güzel geri dönüşler almamızın manevi hazzı hiç bir maddi unsurla ölçülemez. Eşim de kitabı sevdiklerine hediye etmekten çok mutlu oluyor. İnşallah ömrümüz yettiğince kitabı hediye etmeye devam edeceğiz.

40 Gül 40 Hadis ebru koleksiyonun hikâyesi beni çok etkilemiş ve almaya sevk etmişti. 2006 yılında Efendimizin (sav) şefkatli ismiyle  bir hadis kitabını süslemek için gül ebruları almıştım. Tüm eserler Hikmet Barutçugil tarafından hazırlandı. Kitap yurt dışında  12 dile çevrildi ve 30 ülkede tanıtımlar yapılarak özel yerlere dağıtıldı. Böyle bir hizmete vesile olan özel bir koleksiyonu aldığım için kendimi şanslı hissediyorum. Kardeşim Zeynel İnci de 40 Gül 40 Hadis koleksiyonumuzda yer alan hadis-i şeriflerin metinlerini Hattat Ali Hüsrevoğlu hocamıza yazdırdı. Kardeşim de inşallah yakın bir zaman içerisinde 40 Hadis hat kitabını yayınlamaya niyetlendi.  Koleksiyon şu an Eda Şahan Hanım tarafından tezhipleniyor.

Ebru sanatımızın büyük üstadı Mustafa Düzgünman Hoca’nın ebrularını da koleksiyonunuzda bulunduğunu biliyoruz. Hoca’nın kaç eseri var sizde?

Mustafa Düzgünman üstadın şu an 50  adet ebrusu koleksiyonumda. Buldukça da almaya devam edeceğim inşallah. Mustafa Düzgünman’ın  ebrularında müthiş bir renk zenginliği var.

Koleksiyonuzu nasıl geliştiriyorsunuz? Eserleri nasıl ve nereden temin ediyorsunuz?

Ebru koleksiyonumun çoğunluğu yaşayan ebrucuların eserleri olduğu için ustaların kendilerinden alıyorum. İnternet üzerinden ve geleneksel sanat eserleri satan işyerlerinden

Topluyorum. Ayrıca ebru koleksiyonu yaptığımı bilenler arasından arayıp “Eser alır mısınız?” diye soranlar da oluyor.

Koleksiyonunuzu nasıl yönetiyorsunuz?

Koleksiyonumu deneme yanılma yöntemiyle yönetiyorum. Bunun çok bedelini de ödedim. Profesyonel bir yardım almadım.

MUTLULUKLAR PAYLAŞILDIKÇA ÇOĞALIR.

Malum olduğu üzere mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır. Koleksiyonunuz ziyarete açık mı?

Ben ebru koleksiyonculuğunda bazı ilklere öncelik ettiğimi düşünüyorum. Bunları da söylemek isterim.

Tabii ki buyurunuz İsmail Bey.

2013 yılında Facebook’ta Ebru Sanatı Aşkı isimli bir sayfa açtım. Koleksiyonumda yer alan ebru eserlerini bu platformda sanatseverlerin irfanına arz ediyorum. Okuyucularımızın ziyaretlerini beklerim. Ayrıca giyim mağazalarımın duvarlarında da emanetçiliğini yaptığımız ebru eserlerini sergiliyoruz. Sanatla ilgili her gittiğim yerde ebru koleksiyoneri olduğumu belirtirim. Instagram’da ebru sayfaları açtım.

 

“SEN BU SANATTA DAVA ADAMISIN.”

Bir ebru ustasının dile getirdiği “Sen bu sanatta bir dava adamısın.” sözünü çok benimsedim. Bunları kendimi övmek için değil bilinmesi ve örneklik teşkil edilmesi için söylüyorum. Çünkü marifet iltifata tabidir. Ve dahi hali vakti yerinde olan iş adamları ustalarımızın eserlerine sahip çıkmalıdır.

Yüzlerce, binlerce ebruyu nasıl muhafaza ediyorsunuz?

Yer sıkıntısı oluyor. Birçoğu çerçevesiz. Şu an onun için koleksiyonu dengeleyebiliyorum. Tekstil depomuzda koleksiyonumdaki eserlerin sergilenebileceği bir bölüm ayırdım. Çerçeveli eserlerin çoğunu orada muhafaza ediyorum. Çok da hediye verdim. Helâl hoş olsun.

Eserler de bir nevi hayat sürer ve hikâyeleri oluşur. Ve dahi mezkûr hikâyeler koleksiyonlara anlam kazandırır. Bir eserinizin hikâyesini dinlemek isteriz…

Yaşanmış hikâyelerim çoktur. Bununla birlikte bir-iki eserin hikâyesinden bahsetmek isterim.

Tabii ki buyurunuz…

Ebru sanatkârı Mahmut Peşteli’nin 2014 yılında Soma maden şehitleri anısına yaptığı ve tek olan karanfil ebrusu var. Zemini kömür renginde olan bu eserin çok anlamı olduğuna vurgu yapmak isterim. Bir de ebru performans sanatçısı Garip Ay’ın suda yapıp bozduğu ve dünyada bir milyara yakın izlenme alan Van Gogh yıldızlı gece ebrusunun orijinali olmadığı için imzalı baskısını yüksek bir bedel ile koleksiyonuma dâhil ettim. Sanatkâra takdim ettiğim bedelin bir ebru eserinin baskısına bugüne kadar ödenmiş en yüksek olduğu kanaatimdeyim. Çünkü Van Gogh yıldızlı gece videosunun ulaştığı izlenme rekoruna hiç bir sanat dalında ulaşılamamıştır. Bu bir rekordur. Bir de ressam Erol Akyavaş (1932-1999) çok büyük bir ressamdır. İslâm-Türk sanatların tuvale aktaran ilk Türk ressamıdır kendisi.  Miraçname isimli  ünlü litografi eserini kenarları ebru baskılı diye aldım. Böyle bir eserin de ebru koleksiyonuma dâhil olmasını istedim.

“Ebru koleksiyonu/koleksiyonculuğu da mı olurmuş?’ şeklindeki soruları nasıl cevaplıyorsunuz?

Çok güzel bir noktaya değindiniz İbrahim Ekhem Bey. Teşekkür ederim. “Neden ebru?” sorusuna bugüne kadar en çok muhatap olmuş kişiyim diyebiliriz. “Neden ebru?”. “Niçin ebru” diye çok çok eleştirildim. Bu konuda ailem, kardeşlerim de dâhil olmak üzere hemen herkes bugüne kadar ebru koleksiyonculuğuma onay vermiş değil! İnsanlar “Neden hat almıyorsun? Resim almıyorsun? Bunlar çok kıymetlenir. Ebru, satılacak en son sanat eseridir? Hatta sanat değildir” dediler/diyorlar. “Prim yapmaz” diyorlar. Ama ben ısrar ettim. Kâinatta sevk-i ilahi var. Biz de buraya yönlendirildik. İnanılmaz sevdim ebruyu. Derinliğine indim. Ebruda, teknenin içinde aşklar buldu. Çok şey anladım ebrudan. Evde, işte hep seyrederim tabloları. “Ebru aşktır” sözünü çok kullanırım. Ebru ayrıca dünya genelinde de çok bilinmekte ve yapılmaktadır. Ben ülkemizde her evde bir ebru tablosunun olması gerektiği kanaatindeyim. Çünkü ebru bu toprakların sanatı. Fiyat olarak da çok makul. Ebrunun büyük ustası Mustafa Düzgünman ile 1967 yılında bir kurum tarafından ebruyu tanıtmak amacıyla kısa bir film hazırlanıyor. Üstad teknede ebru yaptığı görüntüler sinema aralarında, molalarında gösteriliyor. Böylelikle ebru sanatımız inanılmaz, müthiş ilgi görüyor ve kız çocuklarına birbiri ardına Ebru ismi konulmaya başlıyor.

Ebru koleksiyonunuzun yanında hat sanatı eserlerini de topluyorsunuz. Hüsn-i hat serencamınız koleksiyonluk bir hacme ulaştı mı? Kimlerin, hangi eserleri var?

İslâm-Türk sanatlarının zirvesi şüphesiz hat sanatıdır, Hattın da zirvesi Hilye-i Şerifelerdir. Reisülhattatîn, ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ Hasan Çelebi üstadın kendisinden aldığım 2017 tarihli Hilye-i Şerife bana nasip oldu hamd ü senalar olsun. Tezhibini de günümüzün önde gelen tezhip sanatçılarından, hocaların hocası Münevver Üçer Hanımefendi yaptı. Anlamı ve manası çok yüksek bir eser. Üstad Hasan Çelebi “Yazdığı son hilye” dedi.

 

HÜSN-İ HAT ÖZ SANATLARIMIZI KIYMETLENDİRİYOR.

Hat levhalarımın adedi henüz koleksiyonluk boyuta gelmedi. Böyle bir iddiam da yok. Ben ebru koleksiyoneriyim. Ebru ve hat birleşimi levhalar almaya çalışıyorum. Bunun dışında koleksiyonumda Hamid Aytaç, Hüseyin Kutlu, Fuat Başar ve daha bir kaç hattatımızın yazıları mevcut. Klasik ebrunun zirve ismi Alparslan Babaoğlu hocamızın eski hat üstadlarının hatlarını akkâse ebru yaptığı levhalar da koleksiyonumda mevcut. Hat öyle yüce bir sanat ki içine girdiği her sanatı kıymetlendiriyor, yüceltiyor, bir nevi mücevher yapıyor. Çünkü hüsn-i hat ile ayet-i kerimeler, hadis-i şerifler yazılıyor.

Tezhip sanatı yazının bir nevi elbisesi. Yazılarınızın tezhiplerinde hangi sanatkârların imzaları mevcut?

Yazılarımın tezhiplerinde Münevver Üçer Hocamız ile Nilüfer Kurfeyz Hocamızın tezhipleri yer alıyor.

Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?

Bundan sonraki hedeflerimi şöylece özetleyebilirim İbrahim Ethem Bey. Daha çok ebru ve hat birleşimi eserler almak… Tezhipli hatlar almak… İstanbul temalı resimler ve eserler almak…

İSTANBUL SEVDALISIYIM.

Ben İstanbul sevdalısıyım. Koleksiyonumda Hikmet Barutçugil’in barut ebruları üzerine yapılan ve adına da ebristanbul  denilen İstanbul çalışmaları var. Hikmet Barutçugil üstad da benim gibi Malatyalı. Hemşehrilik duygudaşlığımızdan yola çıkarak barut ebrusunun üzerine Malatya resimleri yaptırdım.

HEDEFİM EBRU MÜZESİ KURMAK…

Sorunuzun cevabına gelecek olursak. Hedefim bir ebru müzesi kurmak.

Nerede?

İstanbul’da da olur; Malatya’da da… Biz İstanbul’a ilk geldiğimizde Üsküdar’da oturduk, sonra Çengelköy’e geldik. Çengelköy, Osmanlı Cihan Devleti hattatlarının ve günümüz hattatlarının ikamet ettiği önemli bir semt. Bu pek bilinmeyen detayı burada belirtmek isterim. Çengelköy’den Beyazıt’a gitmek için Üsküdar’a geçmek zorundasınız. Dolayısıyla bir ayağımız hep Üsküdar’da oldu. Ben İstanbul kadar aynı zamanda Üsküdar âşığıyım. Üsküdar’a gitmesem olmaz! Neden bu kadar Üsküdar vurgusu yaptım! Çünkü gelmiş geçmiş tüm büyük ebru ustaları Üsküdarlıdır. Üsküdar bir nevi ebrunun doğduğu yerdir.

ÜSKÜDAR EBRUNUN DOĞDUĞU YERDİR.

Üsküdar, ebrunun başkenti, ebrunun sembolü bir semttir. Bu yüzden Üsküdar’da bir ebru müzesi tesis hayâl ediyorum. Şu ana kadar açılmış bir ebru müzesi yok. İnşaallah bize nasip olur.

İnşallah İsmail Bey.

Bir de açılacak geleneksel sanatlar müzelerinde ebru bölümleri tahsis edilecek olursa oralara da daimi sergilenmek amacıyla ebrular hediye etmek istiyorum.

Son olarak sanat sevdalılarına nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?

Sanat sevdalılarına söylemek istediğim şudur: Yaptıkları işe dört elle sarılsınlar. Sanat tutkusu, koleksiyonculuk tutkusu ailenizin ve yaptığınız işin önüne geçmemeli. Bunu çok iyi ayarlamak lazım. Sanat, tadına doyulmayan bir meyve. Dolayısıyla sanatı paylaşmak lazım. Paylaşmak mutluluktur, çoğalmaktır. Mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır. İçinde bulunduğumuz bugünlerde de hüzünler paylaşıldıkça azalır. Ben bunu kısmen yaptığıma inanıyorum.

Sanat, insanın ufkunu açar, bakış açısını zenginleştirir. Sanatın evrensel bir dili vardır ve dahi muhataplarını birbirine kaynaştırır. Sanatın dünyanın her yerinde karşılığı vardır.

İlginiz için teşekkür ediyorum İsmail Bey.

Ben teşekkür ediyorum İbrahim Ethem Bey. Geleneksel sanatlarımız konusunda yaptığınız faaliyetlerin, yayınladığınız röportajların sıkı bir takipçisiyim. Öz sanatlarımızı tanıtmada çok çok faydalı bir hizmet üretiyorsunuz.

 

İbrahim Ethem Gören/28.04.2020

 

{name}
{content}
+
-
{name}
{content}
+
-

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

SİZİ ARAMAMIZI İSTER MİSİNİZ?

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...

BİZ SİZİ ARAYALIM

  • ADINIZ
  • SOYADINIZ
  • TELEFON NUMARANIZ
  • E-POSTA ADRESİNİZ
  • AÇIKLAMA
  • Kişisel Verilerle İlgili Aydınlatma Metni ’ni okudum, başvuru kapsamında kişisel verilerimin işlenmesine onayım vardır.